17 Eylül 2024 Salı

Geçmişin izlerine gözü gibi bakıyor

Geçmişin izlerine gözü gibi bakıyor

Isparta

Isparta’da Tarihi Üzüm Çarşısı’nda 18 yıldır antikacılık yapan Kadir Köken, antika ürünleri alıp, temizliğini ve bakımını yaptığını, hangi döneme ait olduğu hakkında araştırmalarda bulunduğunu söyledi.

Antikaya merakının nasıl başladığını anlatan Kadir Köken, köyde bir kişinin kendisine 2 adet eski Osmanlı parası hediye ettiğini ve paraları sürekli yanında taşıdığını daha sonra ise antika ürünlerine ilgisinin arttığını söyledi. Köken; ‘Kanunun bize yasakladığı dönem ürünlerini, mesela Bizans ve Roma Dönemi gibi antikaları almıyoruz. Bu dönem ürünleri müzelerin sorumluluğunda. Benim işim Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi ürünleri ile uğraşmak. Soylu bir geçmişimiz var ve bu sebep ile ürünlerimizin hepsi birbirinden kıymetli ve güzel. Hem dekor olarak, hem antika olarak hem de koleksiyon olarak kullanılabilecek ürünleri alıp satıyoruz. Ayrıca, kahve kültürü ve Osmanlı-Cumhuriyet gelin malzemeleri ile ilgili kendi özel koleksiyonum var. Kahve bir kültürdür. Değirmeninden tutun, kavurma tavalarına, soğudandan (kahveyi soğutmaya yarayan ağaç kap) cezve ve fincanlarına, servisinden içimine kadar başlı başına sanattır’ dedi.

TEKNOLOJİ İLE HER ŞEY VAR AMA MUTLULUK YOK

Köken, eski dönemlerde yoksulluk ve zor şartlar olmasına rağmen insanların mutlu olduğunu, şimdilerde ise teknolojinin gelişmesi imkanların çoğaldığını fakat mutluluğun azaldığını söyledi. Osmanlı-Cumhuriyet dönemi gelin malzemelerini incelediğimizde, evlenecek kızın babası paraları deler ve bu paralar ile kızın alnı için süs yapılırdı diyen Köken; ‘O dönemlerde yuva kurmak, mutlu olmak önemliydi. Gümüş bir parçayı halka yapıp, alyans için kullanırlardı. Eski ve kırk yamalı elbiseler gelinlik için kullanılırdı ve 1 ayakkabı ile 10 kız gelin edilirdi.  Şimdilerdeki gibi yüzlerce çeşit alyanslar, tektaşlar, yüzük modelleri, süslü ve pahalı gelinlikler yoktu ama insanlar mutluydu. Her şeyde bir emek, özen, değer vardı. Şimdi ise her şeyin çeşidi çok ama mutluluk yok’ şeklinde konuştu.

KOLEKSİYON PARALARININ DEĞERİ

Köken, dünya üzerinde koleksiyon paralarının para ettiği tek ülke olduğumuzu, Amerika’da bile böyle bir kavram olmadığını belirterek; ‘Ayrıca mesleğinde son 6 dönem padişahlarının ürünlerinin alım-satımının serbest olduğunu fakat geri kalan Osmanlı padişahlarının ürünlerinde alım-satımının yasak olduğunu söyledi. Bu durumun düzeltilmesi gerektiğini düşünen köken açıklamalarına şöyle devam etti; ‘Dünya üzerinde koleksiyon paralarının para ettiği tek ülke biziz. Amerika’da bile böyle bir kavram yok. Hatta sınırlarımızı aşıyoruz, Bizim Türkiye Cumhuriyeti paraları, Osmanlı paraları, yurt dışında da koleksiyonunu yapanlar var. Tek eksiğimiz ise kanunlar çerçevesinde sadece son 6 padişahın dönemindeki ürünleri alıp satabiliyoruz. Bunun için defalarca yazılar yazmamıza rağmen herhangi bir olumlu ya da olumsuz cevap alamadık. Biz Osmanlı dönemindeki ürünleri alabiliyorsak, sadece 6 padişah dönemi değil kalan 30 padişah döneminin de ürünlerini alıp satabilmeliyiz çünkü onlar da Osmanlı Devleti’nin padişahlarıdır. 30 padişah dönemindeki ürünleri alıp satarsak cezai işlem uygulanır. Aslında her yasak, o ürüne olan ilgiyi arttırıyor halbuki öyle bir şey yok. Mesela son padişah Vahdeddin Dönemi’nde 2 gramlık gümüş paranın değeri 40 Bin lira, 1836 Abdülmecid’in aynı parasını 100-150 liraya bulabilirim. Çok eski ve uzun tarihli olmasına gerek yok. Yakın tarihte bile ürün değerli olabilir’ diye konuştu.

(Gizem Sarıkaya)

YORUM EKLE

Güvenlik Kodu

DİĞER HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR