Haber/Gamze HAN - Isparta’da düzenlenen Uluslararası Gül Festivali’nde kurulan stantlarda, anne-oğulun birlikte el emeğiyle ürettiği cam sanat ürünler yerli ve yabancı ziyaretçilere tanıtılıyor.
Yasemin Durmuş, cam sanatını yıllardır tutkuyla icra ettiğini belirterek, ‘Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı’ olduğunu söyledi.
Durmuş, açıklamasında; ‘’Somut olmayan kültürel miras taşıyıcısıyım.10 yıldır cam sanatı yapıyorum. Ben de hobi olarak başladım ve çok sevdim. Oğlumu 8 yaşından beri cam sanatında yetiştiriyorum. Şu an Türkiye’nin en genç cam sanatçısı kendisi. Cam sanatını insanlar daha pek bilmiyor biz de bunları yaygınlaştırmak için buradayız. Bir insan ruhunu dinlendirmek için cam sanatı yapmalıdır. Sanatla terapi yapmalıdır. Ateşin büyüsüne kapılmalıdır. Sevmek ve aşkla yapmak lazım. Her şeye sabrediliyor. Örneğin Ege parmağını ateşe sokmuştu ve ben de kesinlikle ateşin başına oturmaz diye düşünüyordum. Yarım saat sonrasında ise tekrar başına oturmuştu. Sabırdan önce aşk gerekiyor. Burada ateşin büyüsünü ve neler yapılabileceğini göstermek istedik. Isparta’da talep gördü ve ilerleyen dönemde de burada kurs açıp usta yetiştirmeyi planlıyoruz’’ diye konuştu.
16 yaşındaki lise öğrencisi Egehan Dönertaş, annesinin cam atölyesinde büyüyerek bu sanata adım attığını dile getirdi.
Dönertaş, açıklamasında; ‘’Eskişehirliyim, şu an lise 2 olarak eğitimime devam ederken bir yandan sanatımı yapıyorum. Ben annem sayesinde başladım. 7 yaşındayken annem cam atölyemizi kurdu ve 1 sene onu izledim. Ben de yapmak istediğimi söyledim. Çok güzel bir deneyim en güzeli de kafamda oluşan şeyi dışarı somut bir şekilde dışarı aktarabiliyorum. Bu da işin en eğlenceli kısmıdır. Doğadan ilham aldığım oluyor bazen de kendim tasarladığım şeyler oluyor. Zorluk olarak ise yanma riskim çok fazla, soğuyan camı tekrar ateşe sokamıyorum, şekil vermek için tek şansım oluyor. Eğer daha öncesinde şekil verdiğim kısmı tekrar ateşe sokarsam patlar ve tüm emek boşa gider. Çok büyük dikkat isteyen bir sanat. Çünkü olmaması halinde bir yerimiz yanabilir. Türkiye’de cam sanatı pek değer görmüyor. Bizim de amacımız daha da değer görmesini sağlamak. Hem kırılır gibi bir algı mevcut hem de yapılışını görmeden boncuk deyip geçen çok oluyor. Cam sanatçısı artarsa algılar da değişir diye düşünüyorum. Her insan yapabilir, gerekli aletler el aletleri ve öğrenme hevesi yeterli olacaktır’’ dedi.