Ülkemiz ve geleceğimiz adına bir şeyler yapmak

Yaklaşık bir aydır, güneydoğu bölgemizde, küçük bir kız çocuğunun hunharca öldürülmesi gündemimizi epeyce meşgul etti. Rabbim o küçücük kıza kıyanları kahreylesin, onlara her iki dünyada da müstehaklarını versin..! Çoğumuz akraba, eş, dost sohbetlerinde bu küçük kızın öldürülmesiyle ilgili konuşup duruyoruz... Ancak galiba işin tadı da kaçtı.. Konuyla alakalı sağda ve solda epey dedikodu da yaptık. Ama şunu unutmamak gerekiyor ki, bu konuyu her ortamda dile getirmek, ağıza alınmayacak sözler söylemek, küfürler etmek, idamı dillendirmek, kimseye bir yarar da sağlamıyor… Neden mi??
Bir kere, bu konu gündeme geldikçe, ülkemde hatta dünyada çocuk veya kadın cinayetleri bitmek bilmiyor! Konuşmakla, ödemediğimiz borçlarımızı ödemiş, yapmadığımız ibadetlerimizi yapmış, ziyaret etmediğimiz akrabalarımızı ziyaret etmiş, haklarını yediğimiz insanların da haklarını yememiş olmuyoruz?? Çoğumuz geçim derdinde.. Zaten kıt-kanaat geçinip duruyoruz. Böyle konuları konuşarak, mesela yüksek tahsildeki çocuklarımıza maddi kaynak sağlanmıyor? Ev kiralarımız ödenmiyor? Ev halkının bize dikte ettiği alışverişlerimiz ötelenemiyor! Veya bu konuyu konuşmakla aile bütçesine bir ek gelir de girmiyor!! 
Ama bu kızcağızın öldürülmesi ile ilgili dedikodularımız ve tv başında geçirdiğimiz onca saatler “sadece bir işe” yarıyor… O da; "yahu bu dünya ve ülke ne biçim bir yer olmuş, dünyanın çivisi çıkmış, piyasada ne kadar zalim ve kötü insanlar var deyip, kendimizi hemen iyi insanların arasına sokuyor ve çok şükür ben bu halimle ne kadar iyi ve doğru bir insanmışım, havası yaratıp kendimizi avutuyoruz… Tek faydası bu olsa gerek…
Ancak, bu kızcağızın öldürüşü ile ilgili olarak siyaseten bir şeyler ütmek ve devşirmek isteyenler de var… Bunların bazıları, kadınlarımızın ve haklarının korunması adına işi ta İstanbul sözleşmesinden tutun da hükumetin ayakta uyuduğu ve gerekli önlemleri almadığına varıncaya kadar iktidara saldırı içindeler… Kürtlerin siyasi oluşumu olan parti bile, hükümeti konuyla ilgili güya hizaya getirmeye çalışarak, “bu iş kürt halkına mal edilemez, olsa olsa hükumetin kötü yönetimi söz konusudur”, diyerek boş demeçler vermekten geri kalmıyor. Halbuki bu kızcağızın cenazesi kılınıp defnedilirken bile, Diyarbakır DEM Partili Bağlar belediyesi aynı gün şenlik ve konser düzenlemek ile meşgul idi…
Çok değerli (!) sanatçımız Zülfü LİVANELİ bey de, küçük kız için sosyal medyada: “sen rahat uyu, seni bu düzen katletti, sen keşke Avrupa’da (sonra düzeltti Norveç’te) yaşasaydın da bunlar başına gelmeseydi” güzellemeleri yaptı… Daha sonra Ahmet HAKAN köşesinde Livaneli’ye cevaben Norveçli çocuk mağdurlarının haberlerini yapmak durumunda kaldı. Yahu Livaneli bey, neden bu kadar ön yargılısın? Yoksa saf ayaklarına mı yatıyorsun? İçinde doğup, büyüyüp, yetiştiğin bu memleket.. Ama sen bu memleketli olmanın ezikliğini yaşayarak doğu ülkeleri ve insanına referans gösterdiğin Avrupa, daha çok değil yüz elli yıl öncesine kadar kadınları “diri diri” yakıyordu. Erkek çocuklarına kiliselerde sürekli hala daha musallat oluyorlar. Kitaplara ve filmlere konu olarak da girmiş Drakula benzeri tiplerle hala insanları öldürmeye devam ediyorlar… Kusura bakma Livaneli bey, seri katiller Orta doğudan, Türkiye’den veya İslam dünyasından hiçbir zaman çıkmadı!! Gazze’de 20.000 çocuğu medhiyeler düzdüğün yardakçıları Batı dünyası ve Amerika ve Hristiyan aleminin onayıyla İsrail öldürmeye devam etmiyor mu?? 
Dinle Lvaneli bey, bu Narin olayının üzerinden henüz bir hafta geçmeden Avrupalı biri, kendi öz karısını uyutup, elli kadar erkeğe tecavüz ettirmedi mi?? Senin öve öve bitiremediğin ama güya karşıtı olduğun ve kendi ömrünü onunla mücadeleye adadığın emperyalist Batı değil mi bu? Okullar basılıp, onlarca masum çocuğu katledenler Batılı değil mi? İkinci dünya savaşından beri dünyanın başına ABD ile beraber bela olan o Batı dünyası değil mi?
Kusura bakmayın arkadaşlar. Tamam, bu ülkede ve dünyada kadın cinayetleri var ve hiç de hoş değil. Çocuk ölümleri var ve hiç de hoş değil. Cinayetler var ve hiç de hoş değil. Neden? Çünkü, İtalya’dan aldığımız ceza hukuku, İsviçre’den aldığımız medeni hukuk, Fransa’dan aldığımız ticaret hukuku yasaları böyle. Anayasamız ta 12 Eylülden kalma. Bazıları da daha eskiden kalma. Tayyip bey, gelin anayasayı güncelleyip değiştirelim, diyor… Ama siz, Tayyip bey ne yapıyorsa yanlıştır, destek vermeyelim, diyorsunuz... Ama adaletten yana da bir sıkıntınız olduğunda da, “memlekette adalet kalmadı” naraları atmaktan geri kalmıyorsunuz… Hani dünyanın en sosyal ve demokrat ve özgürlükçü partileri sizler idiniz? Sizin demokratlığınız, sadece seçim zamanları tribünler için mi ortaya çıkıyor? …
Gelin artık bu zavallı seküler hayatımızda, sağda solda Narin güzellemeleri yapacağımıza devlet ve millet olarak ayağa kalkalım, ülkemiz ve insanımız adına birkaç güzel iş yapalım.. Var mısınız? Benden söylemesi…
İsmail TANIŞMAN