Gerçekten su, hayatımız için çok önemli. Daha bebeklik çağında kazandırılacak su içme alışkanlığı, ileriki yaşlarda görülecek pek çok hastalığın önüne geçilmesine neden olacak, hatta çağımızın sorunu obezitenin de yüzde 31 önüne geçecektir.
“SU İÇMEK, OBEZİTEYİ YÜZDE 31 AZALTIR. SINAVA GİRMEDEN ÖNCE 2 BARDAK SU İÇMEK, KAYGIYI YÜZDE 30 ORANINDA DÜŞÜRÜR. AYRICA SU İÇMEK STRESİ AZALTIR, GECE YATMADAN ÖNCE İÇİLEN BİR BARDAK SU, KALP KRİZİNİN ÖNÜNE GEÇER. “ Bu cümleler, SDÜ Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Pediatrik Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr.Özgür Pirgon’a ait. Prof.Pirgon, geçtiğimiz günlerde ‘ÇOCUK VE SU’ adında bir kitap çıkardı. Bu kitapta su içme alışkanlığının daha bebeklik çağlarında kazandırılması gerektiğini, bu yönde dış ülkelerde yapılan araştırmaların sonuçlarını aktardı.
Bu çalışmayı KUMSAATİ ekibiyle paylaşan Prof.Dr.ÖzgürPirgon’un verdiği mesajlar oldukça çarpıcıydı:
OBEZİTE VE SU BAĞLANTISI
Su tüketimi, bebeklikten başlayan alışkanlığa bağlıdır. Kronik düzen bu alışkanlığa nasıl bir etki yapıyor, 1 yaşından itibaren su içme alışkanlığı olan çocuğun 20 yıl sonra nasıl bir hayatı olacağına dair araştırmaları inceledim. Çok acayip şeyler var. Mesela, diğer ülkelerde derse başlamadan önce su içme var. Bunu Almanlar yapmış. Su içilen bölgelerde ve pilot okullarda su eğitimleri verilmiş, obezitenin yüzde 31 oranında azaldığı tespit edilmiş. Neden çünkü,susayan çocuğun aklına ilk su gelmiyor. Kantine gidip meyve suyu alıyor. Acıkma ile susama arasındaki farkı bilemiyor. Ne yapıyor? Bisküvi, gofret, yanında meyve suyu. Veya susadı yanında gazlı içecek. Bu obezitenin kapılarını açıyor. Çocuğun susayınca aklına suyun gelmesi bebeklik döneminde kazandırılacak biralışkanlıktır.
OKULLARDA SU KAMPANYASI
Bu sorunu nasıl çözeriz demişler ve okullarda su kampanyaları başlatmışlar. Sınıfların içine çeşme yapmışlar. Bardakları da nişastadan yapmışlar yani geri dönüşüm ortamı sağlanmış. İnanılmaz bir sonuçla, çocukların sağlık sorunlarında iyileşmeler görmüşler.
SUSAYINCA SU İÇİLMELİ
Susamayı algılayamayan çocukta huzursuzluk başlıyor. Anne diyor ki bu çocuk herhalde aç ve veriyor besini. Her yediği besin daha fazla su ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Çocuk daha çok huzursuzlanıyor. Anne baba bu kez bu çocuğun karnı ağrıyor diyor doktora götürüyor, bakın masraflar nasıl artıyor. Basit bir işlemi yapmadığımız için neler yaşanıyor neler. Doktor ilaç veriyor, susuzluk had safhada, gece uyuyamıyor. Bu durum bize nasıl yansır, bu çocuk doğru psikolojide büyümüyor. Derslerde başarısı artmıyor, mutsuz, sinirli, agresif ergenler oluşturuyoruz.
SINAV KAYGISINI SU İLE GİDERİN
Bir sınava girmeden önce 2 bardak su içip sınava girdiğinizde kaygınız yüzde 30 oranında azalıyor. Suyun okul başarısına etkisini denemişler. Mesela, İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, 447 psikoloji öğrencisinin yüzde 25’ine sınavdan önce bir şişe su verilmiş ve şişe su alan çocukların sınav sonuçları karşılaştırılmış. Yüzde 10 daha fazla başarı görülmüş.
SUYU ÇOK İÇEN ÇOCUKLARIN SAĞLIĞI
Su içen çocukların boyunun anne-babasından biraz daha uzun olduğu görülür. Tek faktör bu değil ama etkenlerden biri de su. Su içen çocuk mutlu büyür, metabolizma daha iyi çalışır, ayrıca kemik sağlığı iyi gelişir, diş çürüğü daha az olur. Bu nedenle susayınca su için.
KALP KRİZİ RİSKİNİ SU İLE AZALTIN
Su, beyindeki kan akımını hızlandırıyor ve düşünme kolaylaşıyor, kalp atışı daha düzenli oluyor. Susadıkça stresimiz artar.
KIRIŞIKLIKLARI SU İLE ENGELLEYİN
Kronik su içenlerin cildi daha parlak olur ve 40 yaşından sonra kırışma daha az olur. Çünkü ciltteki buruşukluğun kaynağı suyun az olmasıdır. Su kaybı fazla olunca ve bu sürekli hale gelince yıllarca da tekrarlayınca ciltte buruşma hızlanır. Kemik hastalıklarında osteroopoz diyoruz, bu nedir yıllarca vücutta suyun azalmasıdır. Suyun olmadığı yerde birçok hastalığın çıkma oranı çok fazla.
SİNİRLENİNCE SU İÇİN
Sinirlenince, sakinleşmek için su içmek gerek. Uzun ömre sahip ülkelerin su tüketimine baktığımız zaman, Yunanistan, Güney Kore, yaş ortalaması 80. Nedeni, su tüketiminin fazla olması. Mesela yemekte masaya önce ekmek değil su getiriyorlar. Suyu da buzlu getiriyorlar. Buzlu su eksi derecelerde, bizim vücudumuz 37 derece. O suyu yani 10 derecede içtiğimiz suyu 37 dereceye getirmek için vücut ciddi bir enerji harcar ve kalori yakar. Bu da zayıflamaya etki eder, zaten o ülkedeki halkın büyük çoğunluğu zayıftır. Bu nedenle zayıflamak istiyorsanız ilk yapacağız şey, vücuttaki yağları yakmaktır, yağları yakan tek şey de BUZLU SUDUR.
GÜNDE 2 LT SU İÇİN
Su tüketimini 2 litrenin üzerine çıkarmak şart. Sık idrar yolu enfeksiyonunun nedeni az su tüketilmesidir. Böbrek taşının nedeni suyun az içilmesidir. Sahil kentlerinde bu hastalık daha sık görülür çünkü sıcak nedeniyle vücutta su daha fazla atılmaktadır.
GECE, SUYUNUZU İHMAL ETMEYİN
Gece yatmadan önce bir bardak su içerseniz, kalp krizi geçirme oranınız yüzde 50 düşer ve gece rahat uyursunuz.
Temiz suya ulaşmak artık çok kolay. Şimdi artık insanlar suyu güçlendiriyorlar. Eğer o bölgede iyot eksikliği varsa suya iyot ilave ediyorlar. Doğal su dönemi de geçti. İyot eksikliği zekayı da etkiliyor. Suda en büyük sorun kurşundur. Bunun mutlaka denetlenmesi lazım. Bu sorun daha çok fabrikaların yoğun olduğu, araçların çok olduğu yerlerde yaşanır.
Çocuklarda su içme alışkanlığının kazandırılabilmesi için milli eğitim olarak bir kampanya yapılabilir. Bu ilerde birçok hastalığın ortaya çıkmasının da önüne geçecektir. Büyüme, kalp hastalıklarının azalmasının yanında 50 yaşından sonra kalp krizi geçirme riski de çok düşecektir.
Isparta lı
27 Temmuz 2018 Cuma 18:28Hocamız 4 yıldır çocuğumun doktoru bizimle hep birebir ilgilenir, hiçbir ek ücret talep etmeden. Türkiye'nin öbür ucunada gitse peşinden gidebileceğimiz tek hekimdir. biz hocamızdan razıyız allahda ondan razı olsun darısı diğer hocaların başına
teşekkürler
27 Temmuz 2018 Cuma 12:32Allah kendinden razı olsun cennetiyle şereflendirsin. konuşamayan tüm engelli çocuklar adına aminnn inşallah
Hasta doktor
27 Temmuz 2018 Cuma 07:25Atom karınca.. Orada biriki tane daha özgür pirgon olsa hastane çok değişir..
Emine D
27 Temmuz 2018 Cuma 02:08Hocamızın başarılarinin devamını dilerim... hekimliği ayrı,insanlığı ayrı güzeldir...iyi ki bizimle...
D.Ö.
27 Temmuz 2018 Cuma 00:37Ben SDÜ Gsf 2014 mezunuyum..özgür hocamızın eşi 2012 yıllarında bizim bölümümüze başlamıştı..yüksel hocamız gelince bölümde ilk defa insan yerine koyulduk..bizi bir anne şefkati ile kuşattı ve o kaba saba kasvetli bölümün ve havası değişti..işte hoca böyle olurmuş dedik hepimiz..çünkü o ana kadar ya hakaret ya küfür ya da küçümseme ile geçiyordu günlerimiz. Ve hocamızın bize öğüdünü hiç bir zaman unutmayacağım “temelinde insani değerlerin olmadığı başarı hiç kıymetli değildir”
SDÜ
26 Temmuz 2018 Perşembe 15:36Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezince (ÖSYM), 2017 KPSS Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi (ÖABT) baz alınarak yapılan değerlendirmeye göre en başarılı üniversiteler açıklandı. Mehmet Akif Ersoy üniversitesi dahi bu başarı sınıflamasına girmişken Süleyman Demirel Üniversitesi bunların hiçbirisinde yok. İlgili kişilerin şapkayı çıkarıp önüne koyup düşünmeleri lazım.
Yahya
26 Temmuz 2018 Perşembe 14:33Hocamız hastalar noktasında iyi olduğu kadar biz öğrencileriyle de birebir ilgilenen eğitime önem veren vizyonu geniş her türlü görüşe saygılı mütevazı biridir saygıdeğer hocama selamlar.
H.E
26 Temmuz 2018 Perşembe 13:35Özgür hoca endokrin konusunda çok tecrübelidir...Hastaları ile birebir ilgilenir ve herhangi bir ücret talep etmez...gerektiğinde yönlendirir...Isparta için bir nimet ve değerdir...
...
26 Temmuz 2018 Perşembe 12:48çocuğum doktorumuzun hastası...kendisi çok iyi ve dolu bir doktor olmasının yanında son derece insani bir kişidir...ailesi ile de tanışma fırsatım oldu..eşi de son derece mütevazi merhametli ve kıymetli bir hanımdır...böyle insanların çoğalması dileğiyle