Doç. Dr. Suat Kolukırık Gebze'de katıldığı bir toplantıda Suriye meselesi ve Arap Baharı konusunu değerlendirdi.
‘SOSYOLOJİK ŞİFRELERİ ANLAMAK GEREK'
‘Osmanlı imparatorluğu'nun çöküşünün sosyolojik dinamikleri kavranmadan bugünkü Arap Baharı anlaşılamaz' diyen Doç. Dr. Suat Kolukırık, "Gerçekte Arap Baharı, batının Osmanlı coğrafyası üzerindeki yüzyıllık hesaplaşmasının bir devamıdır ve batılı başkentlerin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik ‘kolonileştirme' politikalarının bir uzantısı ve sosyal mühendislik projesidir. Arap Baharı hegomonik bir güce ulaşmış batı içinAfrika ve Ortadoğu'nun yeniden planlanması amacı taşımasının yanı sıra, Türkiye'yi içe kapama stratejilerini devam ettiren süreçtir. Arap sermayesinin İstanbul'a akışını önlemek için ellerinden gelen her şeyi yapanların demokrasi iddialarından bahsedilemez. Bahar kışa döndü." diye konuştu.
‘YÜZYILLIK SORUNLAR DEVAM EDİYOR'
Devam eden sorunların Osmanlı döneminin bakiyesi olduğunu hatırlatan Kolukırık, "Anadolu coğrafyası etrafında gelişen bir takım olayların; Bosna, Kosova, Kıbrıs, Karabağ, Filistin ve Kuzey Irak sorunlarının bize Balkan, Musul, Filistin, Kafkaslar ve Ege sorununun kaldığı yerden devam ettiğini göstermektedir. Bu bölgelerde ortaya çıkan kargaşa ve istikrarsızlık İstanbul'un, Anadolu'nun ve tüm Osmanlı topraklarının savunusunu içermektedir" dedi.
SOSYOLOJİK GERÇEKLER İLE ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Suriye meselesini ‘Anadolu'nun varlık ve beka sorunu' olarak değerlendiren Doç. Kolukırık, "Bugünün Türkiyesi'ndeki sınır problemlerini ve komşularla ilişkilerimizi tarihsel boyutlar içerisinde değerlendirmek önemlidir. Nitekim belirgin bir gündem maddesi oluşturan 'Suriye meselesi', ‘içe kapanmayı savunan akıl' ile ‘varlık ve beka' sorunu gören aklın karşı karşıya geldiği bir alan olmanın dışına çıkmalıdır. Suriye meselesi, karşıtlık ekseni üzerinden değil, tarihsel ve sosyolojik gerçeklikler üzerinden çözülmesi gereken bir konudur. ‘Şam'da, Bağdat'ta ne işiniz var' diyen seküler aklın kodları doğru okunmalıdır ve bu aklın Anadolu coğrafyasına hiç bir faydası yoktur" değerlendirmesini yaptı.
‘HESAPLAŞMA BİTMİŞ DEĞİL'
Batılı devletlerin Anadolu coğrafyası üzerindeki hesaplarının devam ettiğini vurgulayan Kolukırık, "Osmanlı coğrafyasını cetvelle şekillendiren müteahhitler, Batı imparatorluklarının Petrol ihtiyacını güvenlikli bir biçimde sağlamayı hedeflemişlerdi. Ortadoğu ve Balkanlar'dan çekilmemizi isteyenlerin nasıl bir sömürge alanı oluşturduğu iyi anlaşılmalıdır. Osmanlı coğrafyasının geniş sınırları Anadolu merkezli devleti kurtarma alanına kaydırılmış ve imparatorluk kodlarının terk edilmesi beraberinde Balkanlar ve Ortadoğu'daki jeopolitik ve jeokültürel kodlarında terk edilmesi sonucunu doğurmuştur." şeklinde konuştu.
‘KAYGI ORTAMI OLUŞTURULMAK İSTENİYOR'
Coğrafyamız üzerinde insanları ayrıştırma politikası uygulayanların olduğuna dikkat çeken Kolukırık şöyle konuştu: "Kendisini laik, muhafazakâr, Kemalist, İslamcı, Kürtçü ya da başka bir kimlikle tanımlamak isteyen gruplar son tahlilde çöküşe karşı tepki vermektedirler. Osmanlının tarih sahnesinden çekilmesiyle birlikte Anadolu'da yaşayan kimlikler belirsizlik ve kaygı ortamına itilmiş ve anlamlı bir çıkış yolu denenmeye çalışılmaktadır. Osmanlı coğrafyası üzerinde harita çizenler, insan ve kültürün kadim bir oluşum olduğunu unutmuş görünüyorlar."
Suriye meselesi tarihsel ve sosyolojik gerçekler üzerinden çözülmeli

Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Suat Kolukırık, Arap Baharı'nın; Osmanlı coğrafyasındaki yüzyıllık hesaplaşmanın devamı olduğuna vurgu yaparak, Suriye meselesinin tarihsel ve sosyolojik gerçekler üzerinden çözülmesi gerektiğini savundu.
04 Eylül 2012 Salı 14:07
Isparta