SİYASETİN A Sı ADAY ADAYLIĞI…

2015 Haziran seçimleri için partimize aday adaylığı başvuruları sona erdi. Bürokratlar ve siviller aday adayı olmak için illerde partimize koştular. En büyük teveccüh yine partimiz AK PARTİ’ye. Yaklaşık 6.000 aday adayımız var. Zira partimiz, iktidar partisi. Zira, partimizin Ustamızın partisi. Bu parti içinde hizmet etmenin dayanılmaz hazzına ve bahtiyarlığına nail olmak isteyen pek çok yol arkadaşımız var. Hem bayan hem de erkek…

Isparta ili için, tüm partilerde bir önceki genel seçime nazaran daha çok aday adayı var. Aday adaylığı için başvuranlara “yok canım bu da mı aday!” denilenler olduğu gibi, “evet, bu arkadaşın sırası artık gelmişti…” denilenler de var. “Bu aday adayı kesin değerlendirilmeli…” denilenler ise az da olsa var…

Partimiz AK PARTİ olarak ve ilimiz ISPARTA olarak konuya baktığımızda aklımıza siyaseten zor denklemler ve zor sorular geliyor. Yaklaşık 40 kadar adayımız var. İlimizin vekil sayısı ise dört… Bu arkadaşların her birini partimiz saflarında siyaset yapmaya karar verdikleri için öncelikle teker teker kutlamak gerek. Zira bu çizgi Şey Edebalı’ların, Osman Gazi’lerin, Fatihlerin, Sultan Abdülhamitlerin, Mendereslerin, Özalların, Erbakanların, Ustamızın ve nihayet Küheylan Başbakanımız Davutoğlu beylerin çizgisi…

Tanıtım toplantısında kamuoyuna tanıtılan aday adaylarımızın 36 kadarı eleneceği için her birinin seçilme yani vekil olma şansları % 10. Yani eleme sonrası 7 Haziran’a kadar bu 4 (dört) adayımızla birlikte diğer parti adaylarıyla yarışa çıkacağız. Bu nedenle genel merkezimizin işi zor. Aday tercihlerinde epey zorlanacaklar. Zira her bir adayımız kendi başına ayrı değer. Hepsi bu millet için fedakârlık, hizmet ve gayret çabasında. Genel merkezimizin tercihi nedeniyle inşallah, küsmeler olmayacak, darılmalar olmayacaktır. Zira bu çizginin, memleketin geçirmekte olduğu bu nazik dönemde darılmalar ve küsmelerle vakit kaybına tahammülünün olmayacağını tüm yol arkadaşlarımız bilmektedirler. Bu millete hizmetin de bir nasip ve takdir olduğuna inanmaktadırlar.

Siyasetin seçim öncesi en kolay tarafı, yerelde yani taşrada yapılan siyasi çalışmadır. Aday adayı olan yol arkadaşlarımız için “müracaat bedelini yatırmak, müracaat dilekçesini yazmak, istifa etmek gerekiyorsa etmek, ilçe teşkilatlarını dolaşmak yapmaları gereken ilk işler. Sonra “Ya Nasip” de…

Ya genel merkez ne yapsın??? Eski vekiller, yeni vekiller, partiye yakın iş adamları ve iş kadınları… Doktorlar, mühendisler, ekonomistler, müteahhitler, bürokratlar, akademisyenler, idareciler, avukatlar… Gel de çık işin içinden…! 40’ı indir 4’e… Ayıkla bakalım pirincin taşını… Ele bakalım eleyebilirsen bu arkadaşları…

Ön seçim yapsanız, seçilen adaylar belki partinizin TBMM’deki vekil profiline uymayacaklar. Ya da ön seçimle seçilen adayları komisyonlarda değerlendiremeyeceğiz.  Vekillerimiz mecliste sadece sayısal çoğunluk için gerekmiyor. Partimiz vekillerimizden parti adına bir katkı ve bir yarar beklemektedir. Zira parti tüzüğümüz gereği yapmakla mükellef olduğunuz ve yapmağa çalıştığınız hizmetler ve görevler var. Ön seçimle gelen arkadaşa işi öğretmeye çalışarak vakit kaybetmeye hiç tahammülümüz yok. O zaman en iyisi temayül yoklamaları ile teşkilatların nabzını tutmak ve vekil adaylarını kendi tecrübelerimiz ve kriterlerimiz çerçevesinde bizim yani genel merkezin belirlemesi olacaktır.

Zira dükkân genel merkezindir yani bizimdir. Dükkânı kuranlar biziz. Kardan ve zarardan etkilenecek olan biziz. Bu nedenle yol arkadaşlarımızı optimum bileşimle belirlemek durumundayız. O zaman bu yol arkadaşlarımızın dükkanın içine girmeden, kendi bildiklerine göre dükkanın kuralları hakkında siyasi polemik yapmaya hakları da kanaatimizce olmamalıdır.

İşte bu ve benzer kurallar aday adayı yol arkadaşlarımız tarafından kabul edilmiyor ve istenmiyorsa, yani bu aday adayı yol arkadaşlarımız seçim sürecini tasvip etmiyorlarsa, taaa ilk baştan bu çizgiyi tercih etmeyebilirler ve bu yola müracaat etmeyebilirler. Başka partilere özgürce gitmek, oralarda siyasi duruşlarını ortaya koymak, siyaset yapmak herkesin en doğal hakkıdır. Bütün arkadaşlar bu anlamda serbesttir. Kimsenin genel merkeze baskı yapma hakkı ya da lüksü de yoktur…

Dünya dönüyor, zaman geçiyor. Vakit, durmama ve yola devam etme, yola revan olma vaktidir. Siyaset, gönlünüzde biriktirdiklerinizle, sokaktaki gerçekler arasında bu millete hizmet etme çabalarınızdadır. Nasipten ötesi de yoktur. Benden söylemesi…

İsmail TANIŞMAN—Ak Parti Demokratik Hakem Kurulu Başkanı