12 Eylül 2012 Çarşamba 12:09
Isparta
Atatürk’e 1921 yılında Mareşallik rütbesi ile gazilik unvanının verildiği gündür. Bu nedenle, yurdumuzda her yıl 19 Eylül "Gaziler Günü" resmi olarak kutlanmaktadır.
Milletimizin kahramanlıklarının en şanlılarından birisi ve bize zaman olarak en yakını Milli Mücadelemizdir. Türk insanı kendine yakışan zaferi, burada da elde etmeyi bilmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün etrafında kenetlenerek, onun rehberliğine inanarak bağımsızlığına göz dikenleri vatanından kovmuştur. Bu mücadelede gazilik ve şehitlik şerefine ulaşan atalarımızın destanı hala anlatılır, kahramanlık türküleri hala söylenir.
Bulunduğumuz coğrafya tarihin en kanlı savaşlarına, en karmaşık siyasi oyunlarına sahne olmuştur. Bu olumsuzluklar etrafımızda sürüp gidiyor. Böyle olmasına rağmen milletimiz ülkesini bir istikrar ve güven ortamı haline getirmeyi başarmıştır. Gazi yahut şehit olmaya hazır milyonlarca ferdiyle bu huzur, bu sükun sürecektir.Kahramanlığı ve hürriyet tutkusunun yanında, milletimizin bir üstün özelliği de sahip olduğu vefa duygusudur. Bize Türkiye Cumhuriyetini emanet eden gazi ve şehitlerimize gösterdiğimiz hürmet bundandır. Türk insanı gazi veya şehit olan atasını en derin duygularla anmaktadır.Anadolunun Türkleşmesi ve Müslümanlaşması süreciyle sefer düzenleyen Türk akıncıları tarafından yaygın olarak kullanılmaya başlayan GAZİLİK ünvanı 1000 yıldır Türk milletinin gururla ve şerefle taşıdığı bir unvan olmuştur.Anadolunun Türkleşmesi için Anadoluya göç eden Gazi Alperenler bu kavramı gelenekselleştirdiler ve 1000 yıldır Anadolumuzu savunan ecdadımızın şerefle taşıdığı bir ünvan haline getirdiler.1000 yıllık Anadolu tarihimize baktığımızda Türk milleti hiçbir vakit gazisiz kalmamıştır ve düşmanları bu memlekete yan gözle baktığı sürece bunlarla mücadeleye devam edecek ve gazisiz de kalmayacaktır.Rabbim Türk bayrağımızın altında özgürce ve kardeşce bir ömür yaşamayı nasip etsin diyorum ve sözlerimi bitirirken,Başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bütün şehit ve gazilerimizi bir kez daha minnet ve şükranla anıyorum.
Milletimizin kahramanlıklarının en şanlılarından birisi ve bize zaman olarak en yakını Milli Mücadelemizdir. Türk insanı kendine yakışan zaferi, burada da elde etmeyi bilmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün etrafında kenetlenerek, onun rehberliğine inanarak bağımsızlığına göz dikenleri vatanından kovmuştur. Bu mücadelede gazilik ve şehitlik şerefine ulaşan atalarımızın destanı hala anlatılır, kahramanlık türküleri hala söylenir.
Bulunduğumuz coğrafya tarihin en kanlı savaşlarına, en karmaşık siyasi oyunlarına sahne olmuştur. Bu olumsuzluklar etrafımızda sürüp gidiyor. Böyle olmasına rağmen milletimiz ülkesini bir istikrar ve güven ortamı haline getirmeyi başarmıştır. Gazi yahut şehit olmaya hazır milyonlarca ferdiyle bu huzur, bu sükun sürecektir.Kahramanlığı ve hürriyet tutkusunun yanında, milletimizin bir üstün özelliği de sahip olduğu vefa duygusudur. Bize Türkiye Cumhuriyetini emanet eden gazi ve şehitlerimize gösterdiğimiz hürmet bundandır. Türk insanı gazi veya şehit olan atasını en derin duygularla anmaktadır.Anadolunun Türkleşmesi ve Müslümanlaşması süreciyle sefer düzenleyen Türk akıncıları tarafından yaygın olarak kullanılmaya başlayan GAZİLİK ünvanı 1000 yıldır Türk milletinin gururla ve şerefle taşıdığı bir unvan olmuştur.Anadolunun Türkleşmesi için Anadoluya göç eden Gazi Alperenler bu kavramı gelenekselleştirdiler ve 1000 yıldır Anadolumuzu savunan ecdadımızın şerefle taşıdığı bir ünvan haline getirdiler.1000 yıllık Anadolu tarihimize baktığımızda Türk milleti hiçbir vakit gazisiz kalmamıştır ve düşmanları bu memlekete yan gözle baktığı sürece bunlarla mücadeleye devam edecek ve gazisiz de kalmayacaktır.Rabbim Türk bayrağımızın altında özgürce ve kardeşce bir ömür yaşamayı nasip etsin diyorum ve sözlerimi bitirirken,Başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bütün şehit ve gazilerimizi bir kez daha minnet ve şükranla anıyorum.