25 Nisan 2024 Perşembe

Milletin çadırlarını satan kızılay başkanı neden hala görevde

Milletin çadırlarını satan kızılay başkanı neden hala görevde

Isparta

İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur, “Deprem bölgesindeki sağlık personelinin çalışma ve barınma koşullarının araştırılması ve depremin etkilediği illerdeki sağlık hizmetinde yaşanan sorunların tespiti” için TBMM’ne İYİ Parti adına verdiğiAraştırma Önergesi, AKParti ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

Önergenin gerekçesini açıklamak üzere kürsüye çıkan Milletvekili Cesur, deprem bölgesinde çalışan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarının tam olarak karşılanmadığını, ailelerini ve yakınlarını kaybetmelerine rağmen afetin ilk gününden itibaren gönüllü sağlık çalışanları ile birlikte hasarlı sağlık kurumlarında insanüstü gayretle risk altında çalışmaya devam ettiklerini belirtti. 

Cesur konuşmasında, 15 Şubat 2023 tarihli ‘Afet Bölgesindeki Kamu Çalışanlarına Yönelik Tedbirler' konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi doğrultusunda; deprem bölgesinde görev yapan doktor, ebe, hemşire, teknisyen tüm sağlık çalışanlarının başka bölgelerden gelen ekiplerle yer değiştirmeleri ve idari izinli sayılma, dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma usulleri uygulanması konusunda yetkililere çağrıda bulundu.

Kızılay’ın Maraş merkezli depremlerin ardından bölgeye giden Türk Eczacılar Birliği’ne ve AHBAP’a çadır satmasının büyük bir utançla hatırlanacağını söyleyen Cesur, “İsmini Büyük Atatürk’ün verdiği ve anıldığında yüreğimizde minnet, gözlerimizde sevgi izleri beliren, 1868’de Dr. Marko Paşa, Dr. Abdullah Bey, Kırımlı Aziz Bey ve Ömer Paşa’nın katkılarıyla kurulan, eski adıyla "Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti", 1923'de "Türkiye Hilal-i Ahmer Cemiyeti",  1947'de "Türkiye Kızılay Derneği"nin adını alan Kızılay’ımızın düşürüldüğü durumdur bu utancın sebebi!” ifadelerini kullandı. Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın halen görevde olmasına ise tepki gösterdi.

İYİ Parti Milletvekili Dr. Aylin Cesur’un konuşmasının tam metni:

Bir Araştırma Önergesi sunuyoruz Yüce Meclise! Deprem bölgesinde çalışan depremzede ve dışarıdan görevlendirilen sağlık personelinin çalışma koşullarının, depremin etkilediği illerdeki sağlık hizmetlerinin araştırılmasını teklif ediyoruz. Sunduğumuz konularda berbat bir durumdayız halen çünkü. Büyük sıkıntılar var. Ve siz biraz sonra 5 senedir olduğu gibi bu önergemizi de reddedeceksiniz.

O nedenle son söyleyeceğimi baştan söyleyeceğim bugün. Bir büyük afet yaşanıyor. Yüzyılın afeti dediniz, haklısınız ve bu yüzyılın afeti, yüzyıllarca unutulmamış acılarıyla anılırken, bir büyük utançla da anılacak bu afet maalesef! Bu yüzyılın utancıdır.

İsmini Büyük Atatürk’ün verdiği ve anıldığında yüreğimizde minnet, gözlerimizde sevgi izleri beliren, 1868’de Dr. Marko Paşa, Dr. Abdullah Bey, Kırımlı Aziz Bey ve Ömer Paşa’nın katkılarıyla kurulan, eski adıyla "Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti", 1923'de "Türkiye Hilal-i Ahmer Cemiyeti",  1947'de "Türkiye Kızılay Derneği"nin adını alan Kızılay’ımızın düşürüldüğü durumdur bu utancın sebebi!

Cephe gerisindedir Kızılay’ımız, on binlerce Mehmetçik’in yardımına koşmuştur.  Büyük kolera salgınından beri doğal afetlerde barınma ve beslenme sağlamıştır. Balkanlar’dan Orta Asya’ya, Gazze’den Haiti’ye bir insan acısı varsa onu dindirmek için orada olmuştur ve dünyadaki ilk “Kızıl Ay”dır.

6 Şubat depreminde ise, dondurucu barınma sorunu yaşarken depremzedelerimiz, Kızılay, milletin bağışlarıyla aldığı çadırları derhal deprem bölgesine götürmek yerine, yardım kuruluşu AHBAP’a ve hatta Türk Eczacılar Birliği’ne satmıştır ve o Kızılay Başkanı halen görevindedir. Bu utanç, yüzyılın utancı olarak bunun sorumlularının alnına yapışmıştır.  Onca noksan, ihmalle 50 bin vatandaşımızı kaybettiğimiz bu yüzyılın afetinde tek bir sorumlu, milletin çadırlarını satan Kızılay Başkanı bile istifa etmemiş, görevinden alınmamıştır.

İşte böyle yönetilen bir afette, 102’si Hekim, 448 Sağlık Çalışanımızı kaybettik. Covid-19 salgınında olduğu gibi, bu büyük afette de hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımız afet bölgesine akın ederek, kahramanca görev yaptı.

2012’de depreme dayanıksız raporu verilen ve çalıştırılmaya devam eden İskenderun Devlet Hastanesi’nin A bloku, birçok hastane, Sağlık Merkezi yıkıldı ve hastaneler meslektaşlarımıza mezar oldu. Depremden sağ çıkabilen pek çok hekim ve sağlık çalışanı, ilk günden itibaren hasarlı hastanelerine dönerek aç, susuz, hasarlı hastanelerde çalıştılar.

Onlar ailelerini kaybetmişti, ne kalacak, çalışacak çadır, ne su vardı yüzlerini yıkayacak, ama insanüstü gayretle çalıştılar. Maalesef onlara depremzede olma hakkı bile, o anda tanınmadı.

Bölgede çalışan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının barınma, temiz su, tuvalet gibi temel ihtiyaçları halen tam olarak sağlanmadı.

Bölgede halen yeterli düzeyde birinci basamak sağlık hizmeti verilemiyor. Çadır kentlerin çoğunda sağlık birimi yok, olanlarda da poliklinik hizmetleri kapsamı dar. Ayrıca kırsalda, köylerde nüfus azlığı nedeniyle çadırkent kurulamadığı için, saha hizmetinin bu bölgelere de ulaşmasında halen aksaklıklar var. Benim bölgede çalışırken vatandaşlarımızdan, en sık aldığım talep sağlık hizmetlerindeki aksaklılara ilişkin.

Bu nedenle biz İYİ parti olarak Genel Başkanımızın talimatıyla bölgede sahra hastaneleri kurduk. Hatay’da Dr. Turhan Çözmez ve gönüllü sağlık çalışanı arkadaşlarımız halen hizmet veriyor, günde 500’e yakın hasta bakıyor.

Ayrıca gönüllü ve görevlendirmeyle bölgeye gidenlerin güvenli olmayan hasarlı binalarda kalmak zorunda olduklarına ilişkin halen şikayet geliyor oradaki arkadaşlarımızdan. Asbest maruziyetidahil, pek çok risk altında çalışıyorlar.

15 Şubat 2023 tarihli ve ‘Afet Bölgesindeki Kamu Çalışanlarına Yönelik Tedbirler konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi doğrultusunda; Deprem bölgesinde görev yapan sağlık çalışanlarının başka bölgelerden gelen ekiplerle yer değiştirmeleri, dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma usullerinin uygulanması gerekiyor, halen aksaklıklar var.

Bir kanun teklifi verdim 14 Mart’ta.  Depremzede sağlık çalışanlarımıza veya depremde hayatını kaybeden sağlık çalışanlarımızın 1. Derece yakınlarına, iki yıl boyunca her ay iki maaş ödenmesini ve afet bölgesine giden gönüllü sağlık çalışanlarımıza da bölgede bulundukları sürede aylık brüt maaşlarının iki katı verilmesini öngörüyor. Ve 14 Mart’larda tüm sağlık çalışanlarına 4 maaş ikramiye verilmesini öngören. Siz ne o teklifi, ne de bu teklifi kabul etmeyeceksiniz.

Biz kararlıyız, çok az kaldı; Vur, kır, döv,  SALGIN gelince, aslansınız, sonra gene vur, kır, döv DEPREM olunca kahramansınız demekten öte geçmeyen ve sağlık çalışanlarına yapılan zulme ses etmeyen yönetim anlayışına son vereceğiz. Kızılay’ımıza sürülen lekeyi de biz temizleyeceğiz, az kaldı.

 

 

 

DİĞER HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR