Meral Hanımın Handikapları

Meral Ahşener hanım 2016 yılında uzun yıllar hizmet ettiği, milletvekili seçildiği, bakanlık yaptığı partisi MHP’nin; “oy kaybederek, mecliste dördüncü parti durumuna düştüğünü” bahane ederek, durumdan vazife çıkarıp kurultay çağrısı yapmış bir siyasetçi. Partisinin anlayışı gereği doğal olmayan bu izinsiz çıkışı nedeniyle ihraç edilen Meral AKŞENER hanım 2016 yılında olaylı kongre kararı neticesinde, MHP’de genel başkan adayı olarak ortaya çıkmış ama zamansız ve plansız çıkışı nedeniyle siyaseten önü kesilmiştir.

MHP defterini mecburen kapatan Meral hanım, Koray Aydın ve Ümit Özdağ gibi eski ağır top küskün milliyetçileri de yanına alarak 2017 yılında İYİ Partiyi kurdu.

Başlangıçta herşey “iyi” gidiyordu ama siyasi arenada farkındalık ve özgünlük anlamında seçmen karşısında karşılık görmek için partiye bir anlam yüklemek de gerekiyordu. Yoksa eski bir partinin devamı gibi algılanacaktı.

Tam bu noktada hedef belirlendi: Tüm partilerden dışlanan küskün siyasetçilere ama siyasetten de hala beklentisi olanlara ayrım yapılmaksızın kucak açıldı.

Fetöcülere, küskün milliyetçilere, küskün CHP’lilere, küskün ve aykırı ulusalcılara,küskün Ak Partililere birer birer kucak açıldı. Biti kanlı olanlara siyaset fırsatı, sade vatandaşa da aykırı/marjinal olup dikkat çekme imkanı verildi. Tek eksiği kalmıştı Meral hanımın, ideoloji…

Bu noktada, ideolojisi olmadığından kendisine güvenip yola çıkanları bir arada tutmak için tek çaresi vardı. Marjinal olup, itiraz ederek, aykırı görünerek, herkesi eleştirerek yola devam etmek. Avrupa ve ABD kanadında, Türk siyasi hayatı için “iyi” bir stepne görüntüsüne kavuşmuştu ama partisinin iç piyasada oyları ancak yüzde onlar bandındaydı. Dolayısıyla beraberindekiler ve kendisi için iktidarı rüyasında bile görmesi mümkün değildi.

Meral hanımın iktidara ulaşmak adına Kılıçdaroğlu tarafından 2022 yılında kurulan altılı masaya dahil olmaktan başka çaresi kalmamştı. Partisinin oyları, masanın diğer küçük dört ortağın oylarından kat kat fazla idi ama CHP’nin oylarından ise yarı yarıya azdı. Yani masaya mecburen mecburdu. İktidar için “kazanacak aday”bulalım diye aylarca masada ayak diredi durdu. İmamoğlu ve Yavaş isimlerini sürekli masaya taşıdı. Bu önerisi kabul görmeyince, sanki masayla bir daha hiç işi olmayacakmışçasına zehir zemberek açıklamalar yaparak masadan kalkmak zorunda kaldı.

Bunun sonucunda altılı masa sempatizanları ve sağcı-solcu yandaş yazarlar tarafından siyasi linçe uğrar. Ne şerefsizliğini, ne de insanlığını koyarlar, söylenmedik laf bırakmazlar. Hem içerden hem de dışardan tehdit edilir.

Masaya taşıdığı İmamoğlu ve Yavaş isimleri de kendisine destek vermeyerek adayımız Kılıçdaroğlu, derler. Demek zorunda kalırlar.

Meral hanım anlar ki şahsi hırslar, Türkiye;ye tercih edilmiştir. Tayyip bey düşmanlığı ile başladığı siyasi tercihleri ve söylemleri, kendisini anlamayan ya da anlayamayan beşli masa liderleri tarafından kabul görmemiştir. Bunu iliklerine kadar hisseder. Üzülür, hastalanır, evine çekilir üç gün kadar. Nihayet iç dış mihraklar devreye girer. Yalvarırlar, yakarırlar. Aba altından sopa da gösterirler, kendine gel, masaya dön, siyasi kadavra olma vs. teraneleri arasında o unutulmaz yüz haliyle masaya gerisingeri dönmek zorunda kalır. Üstelik noter masası dediği, kumarcı masası dediği aynı o altılı masaya…

Partisindeki prensi Yavuz Ağıralioğlu, Meral hanımın masadan kalkıp da tekrar oturması arasında siyaseten on puanlık bir seçmen kitlesini kaybetmesini eleştirir ve partiden de istifa eder. Yavuz bey de tehdit edilir ama partisine geri de dönmez. İnsanın aklına, bu seçimden sonra İyi partinin muhtemel puan kaybını gerekçe gösterip Meral hanım aleyhine birileri kurultaya gitmez mi diye geliyor?

Dünya da siyaset de etme-bulma düzeninde gidip geliyor. Milletvekili listeleri açıklandı. İyi parti teşkilatları kaynıyor. Parti Aytun Çıray’a ne diyecek? Edirne il başkanına ne diyecek? İzmir teşkilatına ne diyecek? Şehit ana- babalarına ne diyecek? Elazığ il başkanına ne diyecek? Gerçekten Meral hanımın ve İyi partinin işi çok çok zor. Komünist Çin’den aşırdığı Mao’cu seçim afişleriyle “ben diğerlerinden farklıyım” pozlarında. Ama artık kendi prensi İmamoğlu bile Meral hanımı aramıyor, sormuyormuş. Çarşamba günü Isparta’ya da gelmiyormuş. Sanki sadece Aylin Cesur’a endeksli bir çalışma var Isparta genelinde. Aylin hanımdan haricindekiler de çok yeniler zaten. Bürokrat kökenli çok daha tanınan ve bildik aday adayları da yer bulamadı Isparta’da. Hayırlısı diyelim. Dükkan onların. İstediklerini aday yapma özgürlükleri var tabii ki.

Bekleyelim bakalım. Kalın sağlıcakla…