Bu sebeple; içme ve kullanma suları güvenli ve temiz olmalı, toplum suya kolayca ulaşabilmeli ve bu husus süreklilik arz etmelidir. Yeterli içme ve kullanma suyu temini aslen yerel yönetimlerin görevi olmakla birlikte toplumun tamamım ilgilendiren sorumluluklar da söz konusudur.
Su ve besinlerle bulaşan hastalıkların başında "tifo, akut viral hepatitler. akut sulu ve kanlı ishaller" gelmektedir. Bulaşıcı hastalıkların engellenmesinde; çevrenin olumlu hale getirilmesi, atıkların sağlıklı bir şekilde yok edilmesi, suların dezenfeksiyonu, vektörlerin ortadan kaldırılması, gıda güvenliği ve kişisel temizliğin bir yaşam biçimi haline getirilmesi önemlidir. Bununla birlikte özellikle vakaların tespiti, daha önceki dönemlere göre artış olup olmadığının belirlenmesi ve etken izolasyonu su ve besinlerle bulaşan hastalıkların kontrolünde önemli yer tutmaktadır.
Muhtemel sorunların tanımlanarak çözümü için sorumlulukların bilinçli bir yaklaşımla benimsenmesi ve ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla gerekli koordinasyonun sağlanarak işbirliği içinde çalışması, yaşanabilecek sorunların zamanında önlenmesi bakımından son derece önemlidir.
Toplum sağlığının korunması ve su kesintilerinin herhangi bir sağlık sorununa yol açmaması için;
Öncelikle mümkün olduğunca, su kesintisine gidilmemesi için tüm alternatifler değerlendirilmeli ve zamanında tedbir alınmalıdır.
Su kesintisi zorunlu ise uzun süreli kesintilerden kaçınılmalıdır. Zorunluluk halindeki bir günü aşan kesintilerde gerekli tedbirler alınmalıdır.
Kesinti planlaması da dahil olmak üzere su kesintilerinin her aşamasında ve su dağıtım sisteminde arıza olması halinde, sağlık müdürlükleri ile koordinasyon sağlanmalıdır.
Normal şartlarda şebeke sularındaki serbest klor miktarı 0.5 ppm (mg/L) olmalıdır. Ancak, su kesintilerinin yaşandığı yerlerde süper klorlama yapılmak suretiyle bu miktar 1 ppm (mg/L)e çıkarılmalıdır.
Arıza durumunda, bakım onarım yapılarken iyi planlama yapılmalı, onarım yapılan şebeke bölümü 10 ppm klor içeren suyla 20 dakika dezenfekte edildikten ve bu yüksek klorlu su geri çekilip 1 ppm klor içeren suyla durulandıktan soma şebekeye bağlanmalıdır.
Kesinti süresince kontroller sıklaştırılmalı, suyun bakteriyolojik analizleri, serbest klor ölçümleri aksatılmadan yapılmalıdır. Klorlama cihazlarının periyodik bakimlarinin yapılarak sürekliliği sağlanmalı ve sistem muhtemel arızalara karsı yedeklenmelidir.
Şebekede klor tespit edilememesi ve/veya mikrobiyolojik kirlilik tespiti durumunda ilgili kurumun yazılı olarak uyarılarak olumsuzluğun giderilmesi sağlanmalıdır.
Herhangi bir salgın hastalık ortaya çıkması durumunda sağlık teşkilatımn talebi üzerine su kesintisine son verilmelidir.
Kesinti somasında şebekeye verilecek su berraklaşıncaya kadar tüketici tarafından 3- 5 dakika akıtılmalıdır. Akıtılan suyun israf edilmemesi için tuvalet vb. yerlerin temizliğinde kullanılmalıdır.
Kesinti süresince şebeke suyu içme amaçlı kullanılacak ise tercihen 1 - 2 dk kaynatılıp, soğutularak kullanılmalıdır.
Su ile bulaşan bulaşıcı ve salgın hastalıklara zamanında ve etkin bir şekilde müdahale etmek için, su şebeke sisteminin kaynak, depo, isale hattı, klorlama üniteleri ile kanalizasyon şebekesi bilgilerini içeren plan ve krokileri yerel yönetimlerce hazır bulundurulmalı ve bunların bir örneği sağlık teşkilatı yetkililerine de verilmelidir.
Bütün yerleşim yerlerinin su ve kanalizasyon sistemlerinin ayrı ayrı renkte, kaynak depo girişi ve çıkışı, klorlama noktaları ve şebekeye katılan kuyu veya ilave kaynak varsa bunları da gösteren ve ilgili yerel yönetimler tarafından hazırlanan krokiler, İl Sağlık Müdürlüğü/Sağlık Grup Başkanlığında da bulunmalıdır.
Yerleşim yerlerinde sorumlu sağlık birimlerince içme ve kullanma suyu sağlayan su kaynaklarının özellikle bakteriyolojik yönden kontrolü için yeterli sayıda odak noktalar belirlenmelidir. Bu odak noktalar belirlenirken kaynak, depo girişi ve çıkışı, şebekenin kanalizasyon sistemine yakın geçtiği noktalar, şebekeye ilave, kuyu, baraj vb. gibi bir su kaynağı, şebeke sistemindeki muhtemel zayıflıklar ve toplu su kullanımının olduğu yerler (okul, hastane, toplu çalışılan yerler, gıda üretim yerleri ve yemek fabrikaları vb. gibi) dikkate alınmalıdır.
Su depolarının periyodik bakım, temizlik ve dezenfeksiyonu ihmal edilmemeli, tüm işler için konunun eğitimini almış personel istihdamı sağlanmalıdır. İlgili belediye personelinin hijyen ve dezenfeksiyonla ilgili bilgi açıkları varsa il sağlık teşkilatı ile işbirliği yapılarak eğitimleri sağlanmalıdır.
Okul hastane, otel, cami, öğrenci yurtları, resmi binalar, konut vb. yerlere ait su depolarının temizlenmesi sağlanmalı ve bu belediye hizmeti olarak ele alınmalıdır, temizlik ve dezenfeksiyon konusunda ilgililere yardımcı olunmalıdır.
Bina ve konutlarda kullanılan su depolarından temizliği yapılmamış olanlar hemen, daha soma da belirli periyotlarla (kesinti olduğu dönemlerde 3 ayda bir, diğer dönemlerde 6 ayda bir) temizlenmeli ve bakımları yapılarak dezenfeksiyonu sağlanmalıdır.
Kesinti olmadığı zamanlarda da suyun depodan kullanımı sağlanmalıdır.
Özellikle su kesintilerinin hemen somasında kullanılan sularla banyo yaparken duş kullanılmamalı, dökme tarzı banyo yapılmalıdır.
Depo temizliği ve dezenfeksiyonu konusunda hizmet sunmak isteyen özel kuruluşlar, sağlık teşkilatının görüşleri alınarak ruhsatlandırılmalı, verilen hizmetin kontrol ve denetimi sağlık teşkilatı ile koordineli olarak yapılmalıdır.
Yapılan kontrollerde kirli bulunan içme ve kullanma sularının kirlilik nedenleri araştırmalı, kirlilik odak noktaları tespit edilerek izale edilmeli, kirlilik giderilinceye kadar bu su kaynaklarının kullanımına engel olunmalı, gerektiğinde bu durum mahalli yayın organları ile halka duyurulmalıdır.
Mahalle çeşmeleri gibi dezenfeksiyon işleminin yapılamadığı, ancak biyolojik veya kimyasal kirlilik tespit edilmiş suların tüketimi önlenmelidir. Bu gibi yerlerde "İÇİLMEZ" ibareli tabela veya levha aşılmalı, tarihi veya kültürel niteliği bulunmayıp ıslahı da mümkün olmayan çeşmeler yıkılmalıdır.
Hastaneler, çocuk ve yaşlı bakım evleri ve tüm okulların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, tankerle taşınan içme ve kullanma suyunun bakiye klor ölçümleri ve bakteriyolojik analizler düzenli olarak yapılmalıdır. Su örnekleri bina su tesisatını temsil edecek şekilde alınmalıdır.
Kuyu sularından yararlanılan bölgelerde kuyular kayıt altına alınmalı, bu kayıtlar için DSİ ve İl Özel İdarelerince verilen kuyu ruhsatları esas alınmalı, ruhsatsız kuyu kullanımına müsaade edilmemelidir. Kuyu suları doğrudan içme suyu olarak kullanılmamalı, bu sular hiçbir şekilde şebeke suyuna bağlanmamalıdır.
Mahalle aralarında kuyu, tanker, bidon v.b. kaynaklardan içme suyu temin edilmemelidir.
Ticari kuruluşlarca tankerlerle içme suyu satışı yasak olmakla birlikte, yerel yönetimler ve yetkilendirdikleri kuruluşlarca gerektiğinde hastaneler, çocuk ve yaşlı bakım evleri ve ilköğretim okullarının ihtiyaçları karşılanabilir.