KUMPAS..KORKU..ENDİŞE...

Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörlüğü için adaylığını açıklayan Prof. Dr. Nazmi Avcı, “Şu olursa bu seçilirse diye bir korku var. Bu gerçekten de Isparta için bir kayıptır. Isparta’da üniversite tam rayda oturuyor derken raydan çıktı gitti” dedi

Nisan ayında yapılacak rektörlük seçimleri için adaylığını resmen açıklayan son isim SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazmi Avcı oldu.  Basın açıklamasından sonra gazetecilerin  kendisiyle ilgili sosyal meday hesaplarında yer alan iddialarla ilgili sorulara yanıt veren Avcı, rektörlük seçim sürecinde korku, endişe ve kumpasın hakim olduğu bir dönem yaşandığını kaydetti.. Avcı, bu durumda Isparta olacağını vurgulayarak, “SDÜ kumpaslara feda edilebilecek bir üniversite değil” diye konuştu

Öğretmenevinde gazetecilerle biraraya gelen SDÜ Rektör adayı Nazmi Avcı, rektörlük seçim sürecine ilişkin dikkat çekici açıklamalarda bulundu.  Sosyal medya üzerinden kendisinin mevcut rektörü destekleceği,  oyları böleceği gibi iddiaların ortaya atıldığına işaret eden Avcı, “Net söylüyorum bu benim tarzım değil. Hoş olmayan şeyler duyuyorum. Rektör adayları için bakarsanız onların kitapçıklarına,  beyanatlarına hep şunu vurguluyorlar.  Hem bir barış ortamından söz ediliyor, hem adaletten söz ediliyor, hem korku dönemine son verileceğinden söz ediliyor ama diğer taraftan da tam aksine yeni bir korku var.  Ben kendi arkadaşlarımı buraya getiremedim.  Yani şu olursa bu seçilirse diye bir korku var. Bu gerçekten de Isparta için bir kayıptır. Isparta’da üniversite tam raya oturuyor derken raydan çıktı gitti. Her şekilde  paralelci diye kıran kırana bir şey var. Bu paralelcinin artık ne olduğu, kim olduğu da karma karışık. Herkesin özgür iradesi var, herkes aday çıkabilir, her profesör için bu temel haktır. Ben Rektör adayıyım benim için rektörün adayı oy bölünecek şu gelecek, şunu alacak bu nedir anlamış değilim” dedi.

BU KUMPAS KİME NE KAZANDIRACAK?

Adaylar arasında  Turan Yavuz hariç herkesin mevcut rektörü desteklediği mesajını veren Avcı, şunları söyledi:

 “Eğer mesele rektör ise bu üniversitede şimdiki rektör, aday çıkan arkadaşların sayesinde  rektör oldu. Ben de bunu anlamıyorum. Ortak beraber çalışanlar, aynı yerde araştırma yapanlar yani bu üniversitede kumpas var. Şunu net söyleyebiliri ki bu kumpas ne olacak, kime ne getirecek, kime yarayacak bilmiyorum. Bir üniversitenin gelişimi kendi ayakları üzerinde durması kolay değildir. Bizim akademik kadrolarımız zengindir. Bugün bin civarında sadece öğretim üyesi var. Belki bu daha da artacak iken maalesef kaybettiklerimiz var. Ama nitelikte gördüğüm kadarı ile endişeler oluşuyor. B iraz da tarafların kışkırtması ile adayları da bu noktada böyle telkinlerle sürükleyen bu seçim sürecinde oraya rektörün kim olacağı kazandırmayacak, Isparta’ya çok şey kaybettirecek.  Isparta’nın kaybetmesi üniversitenin de sorunlu hale gelirse sorunlu olan yere nitelikli insanları getiremezsiniz. Sorunlu olan yerden nitelikli insanlar kaçar burası tamamen bir birini yiyen, bir biri ile uğraşan bir hale bürünür. Allah bundan muhafaza etsin.

Tam dört dörtlük belki değil ama Türkiye şartlarında dünya ölçeklerinde iyi bir konuma geliyordu SDÜ. Ama bir kabus geldi bastı bu kabus. Devletin engin menfaatleri her zaman önemlidir. Muhakkak örneklerinde bu güne kadar örneklerde olduğu gibi Sayın Cumhurbaşkanımızın kendince de bir bilgi akışı vardır. Bu üniversitede her hangi bir kumpasa feda edilecek kadar da ucuz değildir. Çünkü burası Türkiye’nin en çok öğrenci sayısı olan önemli bir üniversitesidir. Bundan dolayı ben derin bir endişe içersindeyim”

ÖĞRENCİLERE KADAR İNDİ

Şahsı  adına bir takım kampanyalar olduğunu aktaran Avı, “ Ben daha önce hiçbir yerde konuşmadım sadece üniversitenin sisteminden açıkladım. Ama ben çok önemsendiğimi fark ettim. Hem 6-7 oy alır diyorlar hem de çok fazla bir şeye dönüştü. Hesaplar bozuldu aslında bence. Hiç beklemiyorlardı böyle bir şeyin olacağını. Bu konuda herkesin gerçekçi bakması gerekiyor yoksa bizim birimlerimizde şikayetler artıyor artık. Öğrencilerimize kadar sorun var, öğrencilerimiz bile korkmaya başladı. SDÜ’de öğrencilerimize kadar çok kirli bir çalışma var. Şunu söyleyebilirim ki SDÜ kaybederse Isparta kaybeder. Şuanda üniversite de konuşanlar müritler susan bir oy topluluğu var güvenecek liman arıyorlar önemli olan o insanları kazanmak” dedi.

YÖNETİMDE ADALET BEKLENTİ DEĞİL OLMASI GEREKENDİR

Hayalinin SDÜ’de yaptığı çalışmalarının sonuçlarını ürüne ya da toplumsal yarara dönüştüren, insan odaklı düşünen, topluma hizmet görevini yerine getiren bir üniversite olduğunu ifade eden Süleyman Demirel Üniversitesi Görevli Prof. Dr. Nazmi Avcı konuşmasına şöyle devam etti;

“Genç, çalışkan, paylaşımcı ve dinamik bir yönetim anlayışını oluşturabilmek için, Süleyman Demirel Üniversitesi’nin kurumsal kimliğini güçlendirmek ve saygınlığını artırmak için, üniversitemizin kent ve sanayi ile işbirliğini en üst düzeye taşıyabilmek için, teknoloji üretmek ve en güncel teknolojiyi kullanan bir üniversite için, AR-GE yapan ve ürüne dönüşebilen projeler geliştiren bir üniversite için, akademik başarıları destekleyen bir üniversite için, mutlu ve huzurlu bir çalışma ortamı sağlayabilmek için Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörlüğüne aday olduğumu bildirmek istiyorum.

Hayalim;  Evrensel değerleri her değerin üzerinde tutan ve ilkeleri olan, insan hakları ve özgürlükleri konusunda taviz vermeyen, en üst düzeyde eğitim vermeye çalışan ve yaptığı çalışmalarının sonuçlarını ürüne ya da toplumsal yarara dönüştüren, insan odaklı düşünen, topluma hizmet görevini yerine getiren bir üniversitedir.

Bilime gönül vermiş insanlar için yaşanılan ömrün ayrı bir kıymeti, değeri vardır. Çünkü onlar, zamanla rekabet edenler. İnsanlığın bugünü ve geleceğine sunmak istedikleri yararlı katkılar, onların biricik amaçlarıdır. Bu amaç uğruna ailelerini, çocuklarını, dostlarını, hatta kendi sağlıklarını bile ihmal ederler. Onun için bilim insanları, onca fedakarlıklarının karşılığını yönetimin lütfu olarak değil, bir hakkı olarak görürler. Dolayısıyla, yönetimde adaletin gözetilmesi, bilim insanları için bir beklenti değil, olması gerekendir. Eğer yönetimi elinde bulunduranlarda adaletin yerini kayırıcılık, teşekkürün yerini hareket, eleştirinin yerini sürgün ve sindirme gibi uygulamalar reva görülüyorsa, o kurumda umutlar, heyecanlar tükenmiş; korku ve endişeler ıstıraba dönüşmüştür.

BLİM İNSANLARI DUYGUSALDIR

Bilim insanları son derece duygusal insanlardır. İnsanlık için çalışan bu insanların duygularından yoksun olmasını düşünemeyiz. Onlar nezaket sahibi oldukları kadar, kırılgandırlar. Çünkü mükemmelliğin arayışındadır. Onurlarına düşkünlükleri ne gururlarından nede kibirlerindendir. İnançlı oldukları kadar sorgulayıcı ve idealisttirler. Erdem sahibidirler. Onların mutlulukları ya da mutsuzlukları sadece kendileri ve kendi çocukları için değil, aynı zamanda yetiştirdikleri öğrenciler için de geçerlidir.

İşte bugün üniversitemizin her yeni rektör adayı bunun için çok değerlidir. Turan hocamız, Erdoğan hocamız, Fatih hocamız ve İlker hocamız her biri birbirinden seçkin kıymetli nezaket sahibi ve saygın rektör adaylarımızdır. İnşallah biz de bugünden itibaren onlar gibi, aynı ilkeleri gözeterek ahlaki ve insani değerlerimizden ödün vermeden adaylık çalışmalarımızı başlatacağız.

ÖNCE GÜVENİ KAZANACAĞIZ

Öncelikle rektör adayı olarak amacımız, üniversitemizin tüm akademisyenlerinin, tüm idari ve yardımcı personelimizin, göz bebeğimiz öğrencilerimizin güvenliklerini kazanmak olacaktır. Başarmak istediğimiz, sahip olunan olanakları belirli gruplar arasında paylaşılan değil, her bir mensubu için hakça paylaşan bir üniversiteyi yeniden inşa etmektir. Çalışmamız süresince bizim duruşumuz önce gönülleri kazanmak ve akademik hayata yeni başlamış arkadaşlarımızın heyecanlarına heyecan katmak olacaktır. Adaylık çalışmamız süresince inancım, ilkem ve inadına tavrım olacaktır. Çünkü; “Kendinin ne olduğunu bilen insan, bazı kendini bilmezlerin, onun hakkında söylediklerinden etkilenmez.”

Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken, rektörlük seçiminin herkes için hayırlar getirmesini dilerim. Tüm üniversite mensuplarının sağlıklı ve umut dolu bir dönem yaşamaları temennisiyle. Allah yar ve yardımcımız olsun”