Kızımı hastaneye götürmedim, kaybolduğunu sabah öğrendim

ISPARTA’NIN Şarkikaraağaç ilçesine bağlı Çarıksaraylar Kasabasında 10 yıl önce kızının kaybolduğunu belirterek SHOW TV’de yayınlanan Didem Arslan Yılmaz'la Vazgeçme programına konuk olan anne Fatma Erdem, önemli açıklamalarda bulundu.

Şükür Türkan Erdem’in 10 yıldır kayıp olduğunu belirterek programa katılan Anne Fatma Erdem, kızının bulunması için programa üçüncü kez çıktı. Fatma Erdem’in açıklamalarının ardından canlı yayın bağlantısıyla programa katılan Baba Mustafa Erdem, açıklamalarda bulundu.

SHOW TV’de ekranlara gelen programa konuk olan anne Fatma Erdem; “Düşünceli bir baba değildi. Çocuklarını umursamaz, 4 çocuğumun yanında 5 dakika durmuş değildir. Aç, susuz demedi. Ben çocuklarımı kendim çalışarak besledim. Kendi kıraathaneye giderdi tamam. Hiç babalık yapmadı. Çok aç kaldık. Ben işe gitmeye başladıktan sonra çocuklarıma baktım. Ben yevmiye ile geçindim. Evimin eşyasını kendim düzdüm. Ben kuru binaya girdim. İnşattı, oturacak eşyam yoktu benim. İlk zamanlar sustuğum için sustum, sonrasında konuşamadım. İçim çok yandı. Kızımı çok özlüyorum. Bir insan evladından vazgeçemez. Ben hiç öldü diye bakmadım, hep yaşıyor diye baktım. Ben eşimle bir yuvam olduğu için durmadım, çocuklarım için durdum. Eşimi sevdiğim için durmadım. Gidecek yer olmadığı için durdum. Eşim sabah kalkar kıraathaneye giderdi gece 12-1’de gelirdi. Yük benim üstümdeydi. Çocuklarımı kızıma bırakıp, işe giderdim” diye konuştu.

Fatma Erdem’in açıklamalarının ardından, Baba Mustafa Erdem canlı yayına bağlandı. Baba Erdem, kızının hamile olmadığını bu sebeple hastaneye götürmediğini söyledi. Baba Erdem, Fatma Erdem’in yalan söylediğini ve taşınacakları günün sabahında kızının evde olmadığını öğrendiğini ifade etti. Baba Erdem, açıklamasında; “Baba Mustafa; Şu anda 10 yıldır kayıp. Efendim şu anda 3 buçuk yıldır kendisi konuşuyor. Ben onu halk eğitime yazdırdım. Verdiği ifadelerin hepsi yalandır. Her tarafın araştırılmasını istiyorum. Şu anda konuşamayacağım kelimeleri size Büşra Hanım hepsini iletti. Doğru mudur? Doğrudur. Ben 2012 yılında hayvancılık yapıyordum, bankalardan dolayı batırdım, icraya düştüm. 2013’ün temmuz ayında bekçilik yapmaya gittim. Orada biraz para biriktirdim. Ondan sonra orda ev tuttum. Köye telefon açtım. Dedim ki; ‘Ben kamyon göndereceğim, eşyaları hazırlayın. Gece geleceğim, geldikten sonra sabah eşyaları yükler geliriz’ dedim. (Anne Fatma’ya ithafen) Sen safım, cahilim dedin elin erkekleriyle yazışırken, cahil değil miydin o zaman. Bıktığın için heriflik yapmadın, elin erkeklerine heriflik yaptın. Belediye başkanına telefon açtım. Dedim ki; ‘Ben eşyaları yükleyeceğim, bana bir yardımcı ol. Benim param yok’ Belediye imkanlarıyla bana kamyonu tahsil etti. Oradan eşyaları yükletirdim. Ben gece geldim, gece geldiğimde çocuklar nerde dedim, ‘öbür odada uyuyorlar’ dedi. Tamam dedim. Yemeğimizi yedik uyuduk, yattık. Sabah oldu, kalktık sobayı yaktık. Çağır çocukları kahvaltıyı hazırla, gelsin dedim. Baktım kız yok, ‘Kız nerde?’ dedim.  ‘Bilmiyorum’ dedi. Bir kız çocuğunu bir baba mı götürür hastaneye, bir baba mı götürür? Ben o kızı nasıl muayene ettireceğim? Nasıl üstünü, altını soydurtacağım? Araştırdım, sağa sola mobiletin arkasına kendisini bindirdim, aramaya gittik. Sabah 8-9 gibi. Ondan sonra eşyaları yıkalım, tekrar arayalım dedim. Tekrar eşyaları indirdik, yerleştirdik ben işe gittim. İşten izin aldım şirketin arabasıyla aradık. Baktık yok. Akşamüstü tekrar Isparta’ya geri döndük. Kızın karnına mı girdi, çocuk olduğunu nerden biliyor? Çocuk ben hamileyim dese, bir mide bulantısı olsa çocuk söyler. Ben hastaneye götürmeyin, demesi lazım” şeklinde konuştu.