Gazeteci arkadaşım Bahadır Kodaloğlu, abi köşe yazını yazmayacakmısın? dediğinde şu mübarek Ramazan ayında yazacak ne doğru dürüst bir konu, ne de o konuyu yorumlayacak güce, iştaha, heyecana sahip bir Hakan yok dedim.
Aradan birkaç gün geçti ve ben yine dayanamadım, bilgisayarın karşısına geçtim ve gündemdeki birkaç konuyu yorumlama, okuyucular ile düşüncelerimi paylaşma ihtiyacı hissettim.
Konuyu daha fazla dağıtmadan hemen neden ‘Keşke hergün oruç olsa’ başlığı ile yazıya başladığımı anlatmak istiyorum.
Orucun ilk günü, yani geçen hafta Cuma günü, Cuma namazında hocanın vaazındaki konu şüphesiz Ramazan ayı ve oruçla ilgili idi..
Hoca diyorki; sadece midemiz oruç tutmaz, gözümüz, dilimiz, beynimiz velhasıl tüm uzuvlarımızda bizimle birlikte oruç tutar.
Gerçekten de öyle; şu mübarek ramazan ayında oruçla birlikte sanki tüm arzularımız, hırslarımız, düşmanlıklarımız, fesatlıklarımız velhasıl aklınıza gelebilecek tüm olumsuzluklar yerini, hoşgörüye, saygı ve sevgiye, anlayışa ve en önemliside sabır ve Allah korkusuna bırakıyor.
Oruç tutanlar sadece islamın şartlarını yerine getirmek, sevap kazanmakla kalmıyor, sabırlarını ölçüyorlar, bir ay boyunca o anlatılamaz maneviyatı yaşıyorlar. Bu nedenle 11 ayın sultanı Ramazan ayının keyfi, maneviyatı ve coşkusunu doya doya yaşamak yeniden nasip olurken, Cenabı Allah’tan gelecek yıllarda da aynı heyecanı ve coşkuyu yaşatmasını diliyorum.
Dedim ya içimden yazmak gelmiyor, bırakında hiç olmazsa bir ay boyunca oruçumu tutayım, namazımı kılayım, Fitremi, zekatımı vereyim, fakir ve fukaranın derdine derman olmaya çalışayım.
Bu vesile ile başta okurlarımız olmak üzere, tüm Isparta’lı hemşehrilerimin ve islam aleminin şu mübarek ramazan ayının hayırla vesile olmasını diliyor, Cenab-ı Allah’tan müslüman kardeşlerime sağlık, sabır ve mutluluklarda dolu bir ömür niyaz ediyorum.
Bu arada her yıl olduğu gibi bu yılda ramazan etkinlikleri ile Isparta halkına hizmet eden belediyemizi tebrik ediyorum. Belki birçoklarımız neden iftar çadırı kurmadılar diye düşünebilir ama geçtiğimiz yıllarda iftar çadırının sponsorlar tarafından kurulduğunu hatırlatmak istiyorum.
Ayrıca Ramazan etkinlikleri ile geleneği sürdüren IYAŞ yönetim kurulunuda tebrik ediyorum. Müftülüğün etkinliklerinide gözardı etmememiz gerektiğini hatırlatarak, şu mübarek ayda insanlığa hizmet eden, vesile olan herkesten Allah razı olsun.
Öte yandan medya dünyasına yeni katılan ve dün ilk sayısı ile okuyucusuna ulaşan ‘Özgür Isparta’ gazetesine hoş geldin diyor, yayın hayatında başarılar diliyorum. CHP eski il Başkanı Yusuf Erdoğan ile gazeteci arkadaşımız Bora Tüfekli’nin omuz omuza vererek başlattıkları özgür gazetecilik yürüyüşünün başarılı olması ve hedefine ulaşması en büyük temennim.
Isparta‘da sayıları 14-15’i bulan yerel gazetelerin birleşmesi, azaltılması gibi projeleri geliştiren ama bugüne kadar başaramayan birisi olarak ,Özgür Isparta gazetesine hayırlı olsun demekten başka birşey söylemenin doğru olmadığını düşünüyorum.
Umarım adı gibi, kalemide, düşünceside özgür olan gazete, Isparta’da yazılamayanları yazarak, yanlışlara dur diyerek şehrin gelişimine katkı sağlar.
Son dakika gelişmesi, az daha unutuyorduk, bugün çalışan gazetecilerin bayramı, bu vesile ile m meslektaşlarımın 24 Temmuz basın bayramını en kalbi duygularımla kutluyorum.
Saygılarımla........