Kesin bir şey çıkacak…!

Bir reklam var, son günlerde çok hoşuma gidiyor. Hani şu meşhur sigorta reklamı. Reklamı yapanları tebrik ediyorum. Bu işi biliyorlar. Seçilen erkek ve kadın oyuncu harika. Çocuğa dahi gayet doğal bir şekilde “kesin bir şey çıkacak” dedirtmişler ya, pes doğrusu…

Kendi halinde bir tüccar olarak, yıllardır elimizin altındaki araçlarımızı sigorta kapsamına almak zorunda kalıyoruz. Hiç içime sinmese de, sigortadan kaçamıyoruz, kaçmıyoruz da. Ama içimde de “kesin bir şey çıkacak” demeden de duramıyorum.

Siyasette “altılı masa” ortaya atılınca ve masanın görünen (!) altı ayağını da görünce ta o zamanlar ağzımdan dökülüvermişti “kesin bir şey çıkacak” diye. Neredeyse on ay geçti. “Erdoğan karşıtlığı” ortak paydası üzerinden bir araya gelen altılı masa, şuana kadar vatandaşın ve ülkenin yaşadığı sıkıntılara, problemlere, zorluklara, handikaplara yönelik hiçbir şey üretemedi desek yalan olmaz. Olmazsa olmazları ve dertleri Erdoğan gitsin de çözümü sonra düşünürüz olmasına rağmen Erdoğan’ın adaylığı cumhur ittifakınca yıllar öncesinden ilan edildi. Asil Türk milleti hala millet ittifakının adayını bekliyor. Üstelik seçime neredeyse 5-6 ay gibi bir zaman kalmışken.

Altılı ama ganyan (at yarışı) altılısı kurallarına göre favori Kılıçdaroğlu, plase İmamoğlu, sürpriz ise Mansur Yavaş. Büyük sürprizleri de ya Davutoğlu ya da Babacan. Hatta büyük büyük sürprizleri de Abdullah Gül olabilir.

Altılı masada Meral abla çok İYİ bir siyasetçi. Müstakbel bir parlamenter sistemde başbakanlık isterim ben, diyerek büyük fedakarlıkta (!) bulunup milli siyasetin elini rahatlattı. İhaleyi Kılıçdaroğlu’na bıraktı. Ablamız Bay Kemal hakkında “gitsin, nerelerden icazet alıyorsa alsın, destek bulursa kulağımın üstüne yatarım, destek bulamazsa ortalığı velveleye veririm”, derdinde. Masanın diğer iki küçük ve kısa ayaklarını saymama ve anlatmama gerek bile yok. Onlar ha var, ha yok.

Meral abla, müstakbel başbakan adayı ve İYİ bir siyasetçi dedik amma bana göre bir o kadar da tehlikeli bir siyasetçi de. Rahmetli Demirel’den vatandaşın hoşuna gidecek her türlü ayak oyunlarını iyi öğrenmiş. İYİ bir öğrenci olduğunu kanıtladı. Reisin teveccühlerine mazhar bile oldu.

Aklıma şöyle geliyor. Varsayalım, seçim vakti geldi, aday da belirlendi, seçimi de kazandılar diyelim. Başkanlık sisteminden parlamenter sisteme referandum ile geçinceye kadar en azından 3-4 yıl zaman lazım. Bu sürece zavallı Meral ablam nasıl dayanacak? İYİ Partililer iktidarın nimetlerini nasıl ve ne kadar bekleyecek? Üstelik o zamanki çiçeği burnunda başkanın da elinde o kadar yetki varken, acaba bu gücü parlementer sisteme dönerek paylaşmak isteyecek mi?

Kesin bir şey çıkacak. Zira altılı masada altı tane ajanda var. Herkesin ajandasında da kendine göre planları var, notları var, hamleleri var, ayak oyunları var. Herkesin herkesle evlat ve kuyruk acıları da var. Bu planlar Kılıçdaroğlu ve Meral abla tarafından daha bugünden ortaya konulmaya başlandı bile.

Bay Kemal şimdiden Amerika ve İngiltere ve Almanya gezilerine başladı. Kendince bu devletlerden aday olma yolunda onay bekliyor. Gerektiğinde kendisini takip eden gazetecileri ekmeyi bile öğrendi. Kapalı kapılar ardında acaba neler yapıyordur neler? Sanırım Bay Kemal bu hamlelerle iç siyaseti dizayn etmeye ve ortaklarına da gözdağı vermeye çalışıyor. Kesin bişey çıkacak…

Bay Kemal bu hamleleri yaparken, aylardır “kazanacak bir aday” diye ayak direten Meral ablamız da boş durur mu? O da; kendi gizli adayı İmamoğlu’nun “hakaret davasından” ceza almasını fırsat bilerek Saraçhane’de İmamoğlunu kucaklayıverdi yani müstakbel adayını ifşa ediverdi.

Anladığımız kadarıyla ortalık fena karışacak. Kesin bişeyler çıkacak. Çünkü kimi siyasi analistler bu durumu, Bay Kemal’e karşı İmamın oğlunu mazlum ve mağdur göstererek adaylığını ortaya atmaktır, dediler. Kimileri de, bu Tayyip beyin tezgahıdır, bu tezgahla İmamın oğlunu devre dışı bırakmak için, müstakbel seçimde dişine göre aday olacak Bay Kemal’in ekmeğine adaylık yolunda bal sürmektir, dediler.

Sonuç ne olursa olsun, ben seçilmiş bir belediye başkanının, teröre göz yummak ve görevinde zimmet edinmek haricinde görevden alınmasına taraftar değilim. Bu kadarını bilir, bunu derim. Herkes vatandaşın tercihine saygı duysun, seçilenler kendilerine verilen süre boyunca vatandaşına hizmet etme fırsatı bulsun. Sonuçta asil Türk milletinin önüne sandık tekrar gelecek ve asil Türk milletinin sağduyusu galip gelecektir. Benden söylemesi…!

İsmail TANIŞMAN