Bugün itibariyle, seçime 120 saat kala en önemli soru “cumhurbaşkanlığı seçimini kimin kazanacağı”… Bu soruya cevap adına İngiliz dergileri, Amerikan basını dahi devrede. Bu seçimi The Economist bırakıyor, Washington Post alıyor kaleme. Öyleki Kandil’deki PKK yöneticileri dahi heyecanlandı. Kimi İmralı’nın kapısını kırıp Öcalan’ı çıkarıyor, kimi Cumhuriyet’in yüzyılı ile hesaplaşıyor, kimi Irak ve Suriye’deki PKK’ya yönelik operasyonların biteceği tarihi müjdeliyor. Ülkesine ihanet edip yurtdışına kaçan FETÖ’cüler bile 15 Mayıs’a dönüş biletlerini aldıklarını duyuruyorlar. PKK ve FETÖ bu sürece “İkinci Diriliş” adını vermiş bile...
2002 yılında kurulan Ak Parti, girdiği ilk seçimden beri tam 20 yıldır iktidarda ve hiçbir seçimi de kaybetmedi. Dünyada böyle bir başarıyı yakalamış bir siyasi ekol varsa hatırlayan beri gelsin, hemen söylesin.
Zamanında bu partiye ekseni kaydı ve makas değiştirdiler diyenler zaman içinde yanıldılar. Erdoğan liderliğinde kurulduğu ilk yıllardan beri, hatta ABD tarafından Erdoğan’a BOP başkanlığı teklif edildiği günden beri, Erdoğan ve bu partiye gönül verenler tarafından Amerika bize göre hala emperyalizmin ta kendisi, emperyalistlerin de ta başıdır. İsrail dünyanın hala en utanmaz ve zalim ülkesidir. Batı bile geçirdiği iki dünya savaşından beridir daha faşisttir, bencildir… Ama bizim eksenimiz kaymadı. Hala aynı noktada durmaktayız…
Peki, muhalefet ne durumdadır? Muhalefetin büyük kısmını oluşturan CHP, yani 60-70 yıldır bu ülkede solcu ve sosyalist geçinen CHP, bugün Rusya’ya en ufak bir ilgi dahi duymamaktadır. Aksine, emperyalist Amerika hayranlığı tavan yapmıştır. Aynı CHP için faşist Avrupa ise, özgürlüğün ve zenginliğin en canlı örneğidir. Ortada eksenleri dahi kalmamıştır. Oysa hayranlık duydukları Amerika ve Avrupa’da iki-üç ayda bir okullarda katliamlar yapılmakta, uyuşturucu ve evsizlik sorunu insanları perişan etmekte, insanlar ölüp gitmektedirler… Aynı Avrupa’da cinsel sapkınlıklar ayyuka çıkmış, aile denen kutsal kurum kişilerin cinsel tercihlerine kurban edilmiştir. Bu duruma maalesef ne kilise, ne de devlet herhangi bir çözüm üretememektedir.
Yüzyılın seçimi öncesi muhalefetin başı CHP toplantılarında ortaklarının hassasiyeti gereği bayrak krizleri yaşanmakta, parti Atatürkçü ve milliyetçi çizgisinden uzaklaştırılmakta, nedendir bilinmez alevi, zengin ve Atatürk karşıtı Canan Kaftancıoğlu çizgisine doğru hızla evrilmektedir. İnce ve Sarıgül ile şekillenen CHP küskünleri bile hala partilerine kırgındırlar. Baykal’ın kızı babasının öbür dünyaya CHP’ye kırgın ve kızgın olarak gittiğini belirtmiştir.
Seçimlerde muhalefeti temsil eden bu zihniyetin çözemediği en büyük sorun bu milletle “BARIŞAMAMAK”tır. Hem kendi içinde barışamamak hem de vatandaşla? Helalleşme adına geçmişte zulmettiği gruplara verdiği mesaj ne kadar samimi, ne kadar alıcısı var? Sahi, CHP’li muhalefet en son ne zaman iktidar olmuştu? CHP, “iktidar” olmayı gerçekten düşünmekte midir? Düşünüyorsa son kırk yıldır halkla barışma adına ne yapmıştır? Siyaseten vatandaşın beklentilerinin neresindeler? Bu sorular siyasete az-çok ilgi duyanlar tarafından hala cevap beklemektedir.
Ama bugün için asıl soru şu: Bugün muhalefete destek veren Saadet, Deva, Gelecek, İyi Parti vb. bu CHP’nin ortağı olarak beklentilerine ne gibi fayda göreceklerdir?? Benim gibi çok merak eden var?
Bugün HDP’yi ve PKK görünümlü Yeşil Sol Partiyi yanına alan muhalefet, Ak Parti’ye “Siz yıllar önce kürt açılımı yaptınız, TRT kanallarında mektuplar okuttunuz, akil adamlar oluşturdunuz, Şivan Perver’e konser düzenlediniz” demekte. Doğru… Ak Parti Güneydoğu ve kürt meselesine derman olmak için, terörün bitmesi adına bunların hepsini yaptı. Bu mesele kapansın diye çok gayret etti. Güneydoğuda girilmeyen illere girdi. Barikatları ve çukurları kaldırdı. Kentsel terörü bitirdiği gibi, Cudi ve Gabar’da bile inlerine girdi. Nihayet terörü bitme safhasına getirdi. İçişleri bakanı ülkede teröristlerin sayısını bile vermekte. Ve her gün kırmızı kodlu bir terörist etkisiz hale getirilmekte. İşin en güzel yanı o terör yuvalarında bugün petrol bularak bu aziz milletin hizmetine sunmakta.
Muhalefetin bugün yaptığı ise sadece: Apo’ya özgürlük vereceğiz, terör operasyonlarını bitireceğiz, sınırlarımızdaki tampon bölgeyi kaldıracağız… gibi seçimi kazanma adına Kürt seçmenime bol keseden vaat.
Siyasetle kırk-elli yıldır ilgilenen herkes bilir ki bu ülkenin ancak dört kişisinden biri solcudur, sosyal demokrattır, CHP’lidir. Diğer üç kişisi sağcıdır, demokrattır, muhafazakârdır. 1/4 oranı varken neden bu CHP her seçimde bangır bangır siyaset yapmaya çalışır, yapar da? Çünkü ABD ve Batı, Tayyip beyden beklentilerini karşılamayınca, Tayyip beye alternatifi gördükleri CHP ve ortaklarına maddi-manevi her türlü destek verip Tayyib beyin kazanmasını istememektedir.
Muhalefet atladığı bir şey daha var. Bu milletin nüvesi köylüdür. Anadolu’da bir köyden geçerken tarlasında, bahçesinde çalışan birileri görüp de durursanız bu ülkenin gerçek sahiplerini görmüş ve tanımış olursunuz. Hangi tür siyasetçi olursanız olun, selam verdiğiniz o kişiler, sizin selamınızı alır, ister konuşun ister konuşmayın, sizin halinizden, tavrınızdan, giyiminizden kuşamınızdan, oturuşunuzdan ve kalkışınızdan, selam verip ayrılışınızdan size notunu verir. Seçim zamanı gelince de sandıkta da notunu buna göre kullanır. CHP’nin içindeki küskünleri bile küstüren bu hakim zihniyet nasıl oy ister ve nasıl alır bu insanlardan? Bu insanların şehirdeki çocuklarından ve torunlarından nasıl oy bekler? Öyle, “dağdaki insanla benim oyum bir mi” diyerek, bu milleti aşağılayarak, bu vatanın gerçek sahiplerine hakaret ederek bu milletten oy istenmez. Doğru, onların oyu ile bu aziz milletin oyu bir değildir. Kalın sağlıcakla…
İsmail TANIŞMAN
Göklerin bekçileri Isparta'da yetişiyor
Isparta'da bugün kaybettiklerimiz 2 Mayıs Cuma
Isparta'da kaza
Bakan Memişoğlu: 19 bin personel alınacak
Isparta'da esrarengiz ölüm
Isparta'da göçmen kaçakçılığı denetimleri
7 bin 591 infaz ve koruma memuru göreve başladı
Isparta’da asayiş ve trafik uygulaması
Isparta'da 1 Mayıs coşkusu
Devasa büyüklükte mantar