Kadın ve erkek eşitliği toplumsal yaşamda hissedilmelidir

“Türkiye'deki asıl sorun kadının değerinin ve toplumdaki yerinin bilinmeyişidir. Kadına şiddeti normal görerek meşrulaştırmış bir zihniyetin şiddete başvuracağı bir gerçek. Bu nedenle okul öncesinden itibaren çocuklara aile içi sevgi, saygı ve hoşgörü anlayışının yerleştirileceği bir öğretimle kadına şiddeti önlemek ve kadına bakışı değiştirmek konusunda ilerleme kaydedilebilir.

Türkiye'de kadınlar cinsiyetleri nedeniyle açıkça ayrımcılığa uğramaktadır. Kadınlar eğitim olanaklarından yoksun bırakılıyor, erken yaşta evlendiriliyor ve aile içi şiddete maruz kalıyor.

Kadınlar ve erkekler yalnızca kağıt üzerinde değil toplumsal yaşamın tüm alanlarında eşit hak ve fırsatlara sahip olmalı, eşit muamele görmeliler ve özgür yaşamalıdır.

Kadın ve erkeklere eşit, özgür ve dayanışmacı bir şekilde birlikte yaşayabilecekleri bir toplum düzeni sağlanmalıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin temel bir hak ve vazgeçilmez bir değer olduğu unutulmamalıdır. Kadının sorunlarının çözümü için yapılması gerekenlerin ve yaşanan sorunların hepimiz farkındayız. Kadınların yaşam memnuniyeti için yapılacak çalışmalar birçok alanla ilişkilendirilmelidir. Kadınların huzurla ve güven içinde yaşadığı bir toplum için gerekenleri yapmak hepimizin sorumluluğudur.”