Isparta gülünü ve lavantasını kahveyle buluşturuyor

HABER/ Gizem Sarıkaya- Isparta'da kahve üretimi yapan Mehmet Fatih Demirtaş, gül ve lavanta çiçekleri kurutup, öğüttükten sonra Türk kahvesiyle buluşturduğunu söyledi. Türkiye bu yöntemi kullanarak gül ve lavanta kahvesi üretimi yapan tek kişi olduğunu kaydeden Demirtaş, Isparta’ya özgü bir kahve üretmek amacıyla bu yola başvurduğunu ifade etti. 

Isparta’da 5 Aralık Dünya Türk Kahvesi Günü kapsamında Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (ISUBÜ) tarafından panel düzenlendi.  Panele ISUBÜ Rektör Yardımcısı Ramazan, ISUBÜ Turizm Fakültesi Dekanı Profesör Doktor Mahmut Demir, öğrenciler ve davetliler katıldı. 
Panelde konuşan kahve üreticisi Mehmet Fatih Demirtaş, Isparta’da gülün yerel bir değer olduğunu, ve bunu turizme kazandırmak, ticaretinde farklı bir soluk getirmek amacıyla kahveyle birleştirdiğini söyledi.  “2016 yılında güllü ve lavantalı kahve üretmeye başladıklarını ifade eden Demirtaş; “Kahvelerimizde Isparta gül çiçeğinin kurutulması ve öğütülmesi sonucu oluşan ‘gül tozu’ diye tabir ettiğimiz gıdayı, Türk kahvesiyle birleştiriyoruz. Yine lavantada da aynı şekilde çiçeğinin kendisini kullanıyoruz. Hiçbir şekilde yapay tatlandırıcılar, aroma vericiler kullanmadan, sağlığa zararlı olmayacak şekilde bir kahve üretiyoruz. Bu fikre şu yönden katıldık. Kahvede çeşitlilik ve Isparta’ya özgü bir şey yapabilmek istedik. Tabi dünyanın her yerinde kahve tüketiliyor. Türk kahvesi bize özgü olmasına rağmen farklı çeşitleri yok. Yapılmak istendiği zaman da genelde şuruplar ve aroma vericilerle yapılıyordu. Biz, bunu ‘gülün kahvesi yapılsın, gülün kahvesi olsun’ diyerek böyle bir karışım hazırladık. Tabi argesi baya bir uzun sürdü. Tadım denemeleri yaptık. Pek çok farklı formül denedik. En son ulaştığımız noktada yumuşak içimli bir kahve ürettik. Kahvemizi yine dünyanın pek çok yerine gönderdik. Bu konuda güzel tepkiler aldık. Genelde gülün tadını kahveyle birleştirdiğinizde düşünülen şu oldu; ‘Acaba gül suyuyla yapılınca çıkan tatla benzer mi?’ ya da ‘lavanta acaba acı mı?’ bunlar çok karşımıza geldi. Bunlarla tadım testleriyle, insanlara bunu deneterek daha çok sonuca vardık. Yumuşak içimli, lavantanın, gülün net tadını alabildiğimiz bir kahve ürettik. Isparta’ya özgü bir ürün olsun istedik. Yine bu turistik amaçlı bir üründü. Turizm sezonunda yoğunluk olarak gelen misafirlerimiz çok fazla şehir dışına götürmeye başladılar çünkü gül suyu, lokum, kolonyası çok klasikleştiği için herkesin aklında şey var; ‘akrabalarıma, arkadaşlarıma farklı ürün ne götürebilirim?’ Biz de buna yönelik böyle bir ürün geliştirme yönünde ilerlemiştik. Kuyucak Köyü var, lavantayla özdeşleşmiş bir köydür. Buradan gelen talep doğrultusunda lavantaya yöneldik. Burada yine lavantanın sindirim sistemine olan faydaları, uyku bozukluklarına olan faydalarını da göz önüne bulundurduğumuz zaman, bizim kahvemizi içtiğinizde uykunuzun kaçması yerine, kendinizi ve sindirim sisteminizin rahatlamış hissediyorsunuz. Bu yönde de sağlığa faydalıdır. Bitkinin kendisini kahvenin içerisine koyarak üretim yapan ilk ve tek firmayız” diye konuştu.