Isparta'nın en soğuk çayı elimizden kayıp gidiyor

Haber/Kübra Kevser KARATAŞ - Isparta’nın Sütçüler ilçesinde bulunan Kortoz Çayı Havzası, sulu tarım, balık havuzları ve su değirmenleri gibi geleneksel yaşam kaynaklarına imkan veriyor. Ancak son yıllarda bölgede oluşan çevresel tahribat sebebiyle barındırdığı hidrolik ve ekolojik dengesini kaybediyor. 

Aşağıyaylabel Köyü’nde bulunan, yaz aylarında 10-12 dereceye sahip olarak ve kesintisiz akış sağlayan Türkiye’nin en soğuk çayları arasında yer alıyor. Sunduğu kendine has özellikleri ile yılda yaklaşık 20-25 bin turist karşılıyor. Anadolu’ya özgü benekli alabalığa ev sahipliği yapan Kortoz Çayı Havzasında, ekosistem fonksiyonlarının değişmesi nedeniyle türün nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Yıl içerisinde ciddi oranda turist çekerek bilinirliliğini artırmış olsa da bölgede inşa edilen HES (hidroelektrik santrali) Kortoz Çayı ekosistemini, ciddi oranda tahrip ederek habitat sağladığı sucul bitkiler, amfibi ve kuş türleri de tehlikeyle karşılaştı. Kortoz Çayının ekolojik dengesinin korunması, bölgedeki biyolojik çeşitliliğin devamı açısından büyük önem taşıyor.

Aşağıyaylabel Köy Muhtarı Faik Selvi, Kortoz Çayı Havzasının korunmaya alınması için yetkkililere çağrıda bulunarak; “Ne yazık ki bu eşsiz değer aynı noktadan kanala alınarak İbişler Köyü’ne inşa edilen hidroelektrik santrale verimiştir. Bu sebeple çayın güzergahında yapılan sulu tarım, balık havuzları, su değirmenleri devre dışı kalmıştır. Çayda varlığını sürdüren benekli alabalıktan eser kalmamış ve çağa bağlı endemik bitki türleri ve diğer canlı türleri yalnızca hayallerde kalmıştır. Şu anda dereyatağına su bırakıldı fakat hala yetersiz. Biz buraya mesire alanı yapılmasını istiyoruz. Hala turist geliyor ama bir şey bulamıyor. “Hassas Ekosistem Alanı” olarak değerlendirilerek çayın sunduğu imkanlar değerlendirilmelidir. Rüzgar ve güneş enerjisi için oldukça elverişli olup bunların ön fizibiliteleri yapılıp dosyalanmıştır. Konu yetkililerden ilgi beklemektedir. Koroz Çayı Havzası hidrolik, ekolojik ve biyoçeşitlilik açısından stratejik öneme sahip bir alan olup, koruma ve sürdürülebilir yönetim gerekmektedir” dedi.