AK Parti'de adı Isparta Belediye Başkan Adaylığı için geçen eski Milletvekili Haydar Kemal Kurt, özel açıklamalarda bulunan Isparta'ya hizmet için Belediye başkanlığının önemli bir makam olduğunun altını çizen Kurt, bu anlamda kendisine de sorumluluk yüklediğini ifade etti. Bu sorumluluğun adaylık gibi anlaşılmamasını isteyen Kurt, "Isparta'yı bugüne kadar göreve gelmiş yönetimlerden daha iyi şekilde yönetecek ve hizmet verecek ekibi belirlemek ve oraya oturtmak siyasetin vazifesidir. Bu bir sorumluluktur. Bu siyasetçiler içerisinde ben de varım" diye konuştu.
2011 genel seçimleri için AK Parti listesinde yer bulamayınca ne hissettiniz?
İÇİMİZDE ÜZÜNTÜ OLUŞTU AMA KURUMSAL YAPIYA ZARAR VERMEYİZ
"2011 seçimlerinde biz de şahsen milletvekilliği listesinde tekrar yer alacağımızı düşünüyorduk. Ama listede yer almadık. Bunun değişik tepkilerini veren milletvekili arkadaşlarımız oldu. Siyasetin içinde olduk hep, geçmiş dönemlerde eski milletvekillerinin tepkilerini müşaade etmiştik. Tabi iç alemimizde bir hüzün, bir keder olmuştur ama bunun siyasi kişiliğimize yansıtarak toplumla paylaşmak siyasi terbiyemizde yoktur. Bizim genel prensibimiz ‘vazife istenmez, verilir’ Böyle öğrendik. Parti tarafından birisine görev veriliyorsa sorumluluğunun yüklenmesidir. İl yönetimi, meclis üyesi, belediye başkanı keza öyledir. Yıllardır süren iç mücadeleler, şahıslar arası mesafe benlik duyguları ile başlayan süreçlerin getirdiği neticelerdir. Bizim birbirimizi eleştirmemiz, değerlendirmemiz olmayacak mıdır? Olacaktır. Ama bunu kurumsal yapımıza zarar verecek noktaya taşıyamayız. Biz birbirimize küsmeyiz. Küsmemizi gerektiren bir şey yok.
Adınız Isparta Belediye Başkan adaylığı için geçiyor. İnsanların şöyle bir eleştirisi olabilir. 'Milletvekilliği yaptın, daha ne istiyorsun' gibi. Bu duruma nasıl cevap vereceksiniz?
İÇİMİZDEKİ SORUMLULUK DUYGUSU HİÇBİR ZAMAN BİTMEZ
İnsan oğlu yaşadığı müddetçe nefes alma, uyuma hakkı var. Kötürüm olursunuz yürüyemezsiniz. Ama yaşamaya devam edersiniz. İnsan sorumluluk duygusunu eğer benimsemişse, bu sorumluluk duygusunu gerektiren şey vermektir. Bu sorumluluk duygusunu yerine getireceğiniz önemlidir. Siyasi bir süreç işliyor. Süreç içerisinde sizin gibi düşünenler ya da düşünmeyenler çaba ve gayret içerisinde. Eğer siz hala yaşıyorsanız size ihtiyaç vardır. Bir kenarından bu işe omuz vermek durumundasınızdır. O omuz vermeyi teşkilatlar dizayn eder. Teşkilat size der ki ‘şu taraftan tut’ Bunu becerememiş arkadaşlarımız olmuş olabilir. Asıl olan şey şu; sizin bulunduğunuz yerde yapılması gereken şeyi halletmeniz. Şu an biz konuşuyoruz. Değişik yerde birisi ağlıyor, birisi hasta. Birisi araba bekliyor. Biz de kapalı mekanda oturuyoruz. Şartlarda en iyi durumda olan belki biziz. Yolda araba bekleyen insan gitmesi gereken yere gidiyorsa bizden daha başarılıdır. Onun yapması gereken iş bir yere ulaşmaktır. O insanın gelmesini bekliyorsak ‘inşallah gelir’ deriz. Eğer biz ‘inşallah gelemez’ dersek, gelemezse o insan orada bekleme zaruretini çekecek biz de bekleme zaruretini çekeceğiz. Yeryüzünde size ait olan hiçbir şey yok. Belki denizde öleceğiz, uçakta öleceğiz. Allah hayırlı ölüm nasip etsin. Yanınızda gederken hiçbir eşya götüremeyeceksiniz. Arkanızda eserler bırakmanız lazım. İşin insani tarafı var. Bunları hesap ettiğinizde bir şeylerle uğraşmanız lazım. Kararlı olduğumuz husus, hayatın devam ettiği müddetçe hesap vereceğiniz bir şeylerin olmasıdır. Bütün bunların ötesinde benim hesap vermem söz konusu. Ben buna inanıyorum. İnanıyorsak vereceğimiz hesabı raporlamamız lazım, bir şey yapmamız lazım. Onun için uğraşıyorsunuz. ‘Bu işi yaptın mı’ diye sorulacak. Siyaset topluma ait bir uğraş.
Siyasette mücadeleci bir yapınız var?
4 KEZ ADAY ADAYI 3KEZ ADAY OLDU 1 KEZ SEÇİMİ KAZANDI
Isparta’da mensup olduğum partiden belediye başkan adayı olmak isteyen birçok arkadaşımız var. Bu partimiz için de Ispartamız için de zenginliktir. Siz tek başınıza olduğunuzda değeriniz bilinmez. Değerlendirmede ‘uzun-kısa’ diyoruz. Bir de orta lazım. Bu anlamda çok insanın olması gerekiyor. Ama bu çok insan kendini temsil ettirecekler tarafından objektif olarak kendini değerlendirtmesi gerekir. Ben altıncı adaylığımda seçildim. 4 kez aday aday adayı oldum, 3 kez aday oldum. Birinde Allah nasip etti. Benim kazanamayacağımı bile bile nasıl çalıştığımı iyi bilir. Bugün aynı çizgide devam eden birçok kişiye sorun, tanıyorlardır. Benim bir zararım olmamıştır. 22 yıldır siyasette varım, benimle birlikte siyasete yapan hiç kimsenin yüzünü kızartacak hal ve hareketim olmamış. Ben toplumun önüne kendimi koyarak sürekli kontrollü hayat sürmüşüm. Bu anlamda işimden, ailemden birçok şeyi mahrum bırakmışım. Çok aday olsun, bu bir sorumluluktur.
Siz 'Isparta için sorumluluk aldım' mı demek istiyorsunuz?
BENİM DURUŞUMUN BELEDİYEBAŞKANI ADAYI OLMAKLA DEVAM ETMESİNİN BİR SAKINCASI YOK
Belediye başkanlığı siyasi sorumluluk makamıdır. Isparta için belediye başkanlığı önemli bir makamdır. Millete hizmet etme makamıdır. Sizin ne sıfatta olursanız olun, millete hizmet etme gayesi ile uzun yıllardır bir duruşunuz var. Bu duruşun belediye başkan adayı olmakla devam ettirilmesinin hukuken ve ahlaken bir sakıncası olduğunu zannetmiyorum. Benim ve benim gibi insanların aday olmasının sakıncası yok. Ama hiçbir siyasi parti kendisinden aday olmak isteyenlere ‘sen aday oldun, dur bakalım’ dediğini hatırlamıyorum. Herkes kadar benim de hakkım, eğer aday olacaksam. Ben Isparta Milletvekilliği yaptım, AK Parti il başkanlığı yaptım. Isparta’nın sorunlarını biliyorum. Milletvekilliğim ve il başkanlığı dönemimde teşkilatımızla, muhtarlarımızla, hocalarımızla bir araya geldik. İl başkanlığı dönemimde grup toplantıları en ciddi siyasi faaliyetlerimizden biriydi. Bu sorunlarla muhatap ve vakıf olmuş birisi olarak bu sorunları çözecek kadroların belediye teşkilatında olmasını isteme hakkım var. Ben böyle bir şey istediğimde ‘ben bu yükün altına girmek istemiyorum, neden kendin girmiyorsun’ denebiliyor. İnsanların ömürleri yaptıkları işlerler sınırlıdır. Bizlerin iddiası, beklentisi ‘iyi bir belediye başkanı ve ekibi seçmek. Ispartamızı bugüne kadar olan yönetimler içerisinde en iyi şekilde yönetecek’ diyoruz. Bunun muhatabı siyasetçiler. Bu siyasetçiler içerisinde ben de varım. Bu benim aday adayı olmamı gerektirmez. Ama siyaset kurumunu temsil eden insanlarız. Siyaset kurumu adına bizim bir tavır koymamız gerekiyor. Muhalefet bahane üretebilir. Biz iktidarız ama. AK Parti bütün belediyelerde kazanma ihtimali olan ve kazanacak parti olarak görülüyor. Ispartamızda da ‘ya AK Parti ya biz alırız’ deniyor. ‘Bu sorumluluğu alamam’ diyebilir miyim? Bunu yüklenecek sorumlulukta bir parti olduğumuzu göstermeliyiz. Milletvekillerinin de eski milletvekillerinin de, bürokratların da il başkanının da ‘burada ben aday olarak varım’ demesi parti içi meseledir. Parti değerlendirir, bunların içerisinden birisi ile vatandaşın karşısına çıkar. Burada belediye başkanının kim olduğu önemli değildir.
Siz aday mısınız?
MİLLETİN KARŞISINA ETİK OLMAYAN YOLLARLA ELDE EDİLMİŞ KİMLİKLE ÇIKAMAYIZ
Ben eski vekilim, ‘ben aday adayıyım’ diyorsam müracaat etmem gerekir. Edersem o zaman derim. Etmedim. Memleketin bir sorunu. Benim partimi de bağlıyor. Yarın birisi belirlendi, biz gidip söyleyeceğiz ‘bizim partiye oy verin’ demeyecek miyiz? Ben bütün bunları adaylık sürecini başlatmak için yapıyor değilim. Bu çok önemli. Ben hiçbir aday adayı arkadaşa ‘becerir ya da beceremez’ diyemez. Ben değerlendirme makamı değil. Bana söylerse ‘adayımız olursun’ derlerse, olurum. Burada müracaat yapan arkadaşlarımız içerisinde kıymetli arkadaşlarımız var. Ben bir arkadaşımızla karşılaştım genel merkezde. ‘seni götüreyim, genel başkan yardımcılarımızla tanıştırayım’ dedim. İl başkanı iken milletvekili adayının çok olması için çaba sarf etttim. Uğur Büyükçulcu’yu ben ikna ettim. Ben lazımsam, beni çağırırlar. Siyaset insani tarafı olan bir şey. Siyaset millet için yapılır. Milletin karşısına etik olmayan yollarla elde edilmiş siyasetçi kimliği ile çıkamayız. Çok mu zor ‘benden belediye başkanı olmaz’ deyip kenara çekilip ‘senin işin bu, gel’ demek. Gün geçtikte biz sanki üniversite imtihanına hazırlanan çocuklar gibi birbirimizle yarışa sokuluyoruz. Çocuklarınız bayram namazına hazırlandığı gibi pozisyon alırsa, abdest almaya ilk önce giden insan gibi olursunuz. Siz siyaseti de bu noktada başlatabilirsiniz bundan sonraki gelişim demektir. Ümit vaat eder. Emekli, işi bitmiş ‘bu bayram gitmesek nolur’ diyerek giderseniz. Sizinki de o çocuğunki de kabul olur. Netice o çocuğun o camiye gelmesidir. Siyaset yaparken biz beceriksizliği getirecek bir amatörlükten bahsetmiyoruz. Heyecanı ve enerjiyi sürekli kılacak amatörlük, hizmet üretmekte profesyonellik lazım. Bu anlamda bizim üstümüze ayrıca bir sorumluluk düşüyor. Biz milletvekilliği, il başkanlığı yapmış bir insanız.
Yani size aday ol derlerse....
MİLLETİN KAYBETMESİNE RAĞMEN 'BEN OLAYIM' KİŞİLİĞİNİ SERGİLEYEMEM
Şöyle bir noktada durmuyorum. ‘Ben kendimi göstereyim, belki beni değerlendirmeye alırlar’ diye. Karar vericiler, bizim üzerimizdeki noktada duranlar. Bunlar aday belirlemede yanıltılmamalı. Olayı gözleme ve takip etmede yanıltılmamalıdır. Burada millet kaybeder. Milletin kaybetmesine rağmen ‘ben olayım’ kişiliğini sergileyemem. Olmak zorunda değiliz. Hayatımızın tek çıkışı bu mu? Bu işe karar vereceklerin işini kolaylaştırmamız lazım. Aday olmam gerekiyorsa ben yaparım. Asıl olan şu; Ben belediye başkanlığını en iyi şekilde yapacağıma inanıyorum. Aynı şekilde diğer arkadaşlarımın da yapabileceğini ön kabul olarak kabul etmem gerekiyor. Değilse burada yanlış bir şey yapmış oluruz. Benden başkasına hayat hakkı tanımayız. Kendi aramızdaki kavga millete hedef haline gelmiş olur. Biz bir araya gelirsek hizmet üretilir, millet kazanır. 31Ekim’e kadar müracaatlar devam ediyor. Bu süreç içerisinde ben de müracaat edebilirim. Benim müracaatım taktiksel, diğer adayların devre dışı bırakacak bir neticeyi getirmemeli."