Diyetisyen Tansu Duran ve Ali Onur Duran, Ramazan Ayı'nda beslenmeyi kaleme aldı.
Ramazanda ayında genel olarak sahur, İftar ve ara öğün şeklinde düzenleyebilir ve böylece gün içinde almanız gereken enerji ve besin ögelerini 3 öğüne bölmüş, tek bir öğünde yüklememiş olursunuz.
Sahura kalkmak hem açlık sürenizi azaltır hem de metabolizmanızın daha fazla yavaşlamasını engeller. Sahura kalkmak sağlıklı bir orucun temelini oluşturur.
Sahurda tercihimiz önce kahvaltılık şeklinde olmalı özellikle tok tutan besinlerden olan yumurta ve süt mutlaka sahur planına eklenmelidir. Bazı durumlarda az yağlı yemekler veya zeytinyağlı sebze yemekleri de tercih edilebilir. Sahurda çok tuzlu ve baharatlı yiyecekler yenilmemeli ve iftarla sahur arasında yeterli su tüketimi yapılmalıdır.
İftar öğünü de en az sahur kadar önemli, orucu bir çorba ile açmak ve bir süre ara verdikten sonra yemeğe geçmek doğru tercihtir. İftar vakti sırasında mideyi birden doldurmak, ani şeker ve tansiyon yükselmelerine sebep olur, bu durumu hafifletmenin en etkili yolu öğün sayısını artırıp, aralıkla beslenmeye önem vermektir.
İftardan sonra tatlı tüketiminden kaçınılmalı, eğer tüketim yapılacaksa iftardan bir süre sonra tüketilmeli. Özellikle yüksek şeker içermeyen sütlü ve hafif tatlılar ramazan ayında iyi birer alternatif olabilir.
Ramazanda hareketsizlik, bağırsak hareketlerinin yavaşlamasına bile neden olabilir. İftardan belli bir süre sonra yarım saatlik yürüyüşler yapmak sindirimi kolaylaştırır. Bağırsak hareketliliği artırmak için taze çiğ sebze ve meyve tüketimini de ihmal etmemek gerekir. Öğünlerde mevsim sebzelerinden zengin salatalar ile çeşitlendirmek bağırsak hareketliliğinizi artırır ve hazmı kolaylaştırır.
Ramazan ayında, mideyi rahatsız etmemek ve kalori alımını kontrol etmek için en doğru pişirme yöntemleri ızgara, fırınlama, haşlama veya buğulamadır. Fazla yağ alımına sebep olacak kızartma ve kavurma yöntemlerini uygulamamaya özen göstermelisiniz.
İletişim İçin: 0552 640 32 07