DK GRUBU RH (+) KOALİSYON ARANIYOR…

7 Haziran seçimlerinden sonra TBMM başkanı da seçilince, iş hükümeti kurmaya kaldı. Nihayet, Başbakan Davutoğlu bey Tayyip beyden aldığı hükümeti kurma görevi çerçevesinde diğer partilerle görüşmelere başladı.

MHP nedense her şartta hükümet dışı kalmak istediğini ısrarla belirtmesiyle, kamuoyunun AKP+MHP beklentisine rağmen ibreler de mecburen ister istemez CHP veya HDP’ye döndü. Çünkü Türkiye şu zamanda hükümetsiz bırakılacak bir ülke değil.

HDP ile yapılacak bir koalisyona Amerika ve Avrupa’daki kankisi İngiltere pek sıcak bakmıyor. Almanya da sanırım böyle bir hükümeti çok sevmez. Bundan dolayı Avrupa’daki benzer koalisyon formülleri gibi, Türkiye için de AKP+CHP koalisyonu daha öncelikli telaffuz ediliyor.

Dün Suruç’ta menfur bir olay meydana geldi. Belli bir ideolojinin sempatizanı ve savunucusu olsalar da masum 30 kadar vatandaşımız hayatını kaybetti. AKP’li eski bakan Mehdi EKER’in de dediği gibi olayı kimin yaptığı ve yaptırdığı 30 cana mal olmasını hafifletmiyor ve millet olarak üzüntülerimizi de gidermiyor. Milletimizin başı sağolsun. İnsan öldürmek hiçbir hal ve şartta çözüm değil.

AKP’nin yıllarca tek parti ile ülkeyi yönetmesine alışmış gidiyorduk. Ülkede koalisyon olmamasının faydalarını yıllarca müşahede ettik. Dünyadaki yapay krizlerden uzunca bir süre etkilenmedik. Borç batağına düşmedik. Yunanistan olmadık. Dış politikada bölgesel aktör konumuna geldik. Bölgemizde insan onurunu hiçe sayan savaşlara seyirci kalmadık. Beklentilerimize ve hassasiyetlerimize egemen güçlere hiçbir zaman müdahale ettirmedik.  İsrail’den çekinmedik, Amerikan başkanları karşısında el pençe divan durmadık. Putin ve İran ile mütekabiliyet esasları ile bölge sorunlarını değerlendirerek çözümler aradık. Balkanlarda ve Türki cumhuriyetlerde Müslüman kardeşlerimizi hep destekledik. Bu coğrafyalardaki ecdat yadigari birçok tarihi ve dini yapıyı restore ederek bölge halkının kullanımına sunduk. Marmara denizinin altından metroyu bitirdik. Otoyolları tamamladık. Üçüncü boğaz köprüsü ve Avrupa’nın en büyük havaalanı için çalışmalara başladık. Teknoloji adına bize yakışan kendi İHA’mızı, tankımızı, uçak gemimizi ve helikopterimizi imal etmeye ve satmaya başladık. Devletin bekası ve düzeni adına paralel yapı ile mücadele ettik. Taksim ve 17-25 Aralık eylemlerine millet olarak itibar etmedik.

Tüm bunları yapabilmemizin en büyük sebebi, bu ülkeyi koalisyonların değil tek başına bir iktidarın yönetiyor olmasıydı. Zira bu ülke yıllarca koalisyonlarla bir ileri bir geri giderek zayıf, yorgun, savunmasız ve özgüvensiz yönetiliyordu. AKP ve büyük ustamız Tayyip beyin kefeniyle yola çıkma anlayışı bu ülkenin en büyük avantajı idi. Belki tek başına başka bir partimiz de başarılı olabilirdi. Milletin tercihi AKP idi ve iktidar nasibi de AKP’de idi.

Şimdi tüm bu kazandıklarımız, egemenlerin kendi dünya düzenlerinin bozulmaması adına alaşağı edilmek isteniyor. Malum emperyal ülkeler, bölgedeki taşeronları aracılığı ile Türkiye’yi zayıflatmaya çalışıyor ve bu ülkenin tarihi derinliklerinden gelen bölgedeki kutsal ve yiğit rolünü bitirmeye çalışıyorlar.

Acilen bu ülke için kan aranıyor. Hem de DK grubu. Hem de RH pozitif kan. Zira negatif kanlardaki uyuşmazlık ihtimali adına bu ülkenin kaybedecek bir günü bile yok. Ülke içinde ve dışında, istikrarsızlık ve karmaşa adına ağzının suyu akan leş kargalarının iştahları daha fazla kabarmasın diye. Masum insanlar ölmesin diye. Cebimizdeki paranın değerini faizci dünya düzeni adına kaybetmeyelim diye. Ülkenin dirilişi adına başlatılan devasa çalışmaları bitirelim diye. Müslümanların ve Türklerin hamisi ve abisi olarak mazlumların başları yerlere eğilmesin diye…

Kan vermek isteyenleri millet adına, devlet adına, mazlumlar adına, masumlar adına göreve davet ediyorum. Benden söylemesi…