Isparta Nefes Otizm Derneği Kurucu Başkan Yardımcısı Ömer Selek, 1970 yılında her 2 Bin 500 çocuktan 1'i tanesinde görülen otizmin, 2021 yılına geldiğimizde her 44 çocuktan 1'inde görüldüğünü söyledi.
02 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla Isparta Nefes Otizm Derneği Kurucu Başkan Yardımcısı Ömer Selek açıklamalarda bulundu. Selek''Otizm doğuştan gelen 0-3 yaş arasında tesbit edilebilen, çocuğun iletişim ve sosyoetkileşim kanallarını etkileyen nörogelişimsel bir bozukluktur. Otizm konusunun korkutucu tarafı giderek artması. Veri verecek olursak, 1970 yılında her 2 Bin 500 çocuktan 1 tanesinde otizm görülüyorken bu oran 2021 itibari ile 44 çocuktan 1 tanesinde otizm rastlanıyor. Biz bunun hesabını yaptığımızda 100 Bin nüfuslu Süleyman Demirel Üniversite'sindeki öğrenciler bu gün evlenip çocukları olduğunda en az 2 Bin tanesinin çocuğunun otizimli olma ihtimalini hesapladık ve bu oran çok yüksek. Ara ara farklı kuruluşlarla yaptığımız görüşmelerde bize şöyle enteresan bir soru soruldu. Acaba insanlığın kıyameti otizmden mi kopacak? Evet haklılar çünkü halkın bu konudaki bilgi azlığı otizmli çocukların eğitime başlayıp ve sosyal hayata adapte olmasını geciktirdiği için düşünün ki ilerleyen zamanlarda her 2 çocuktan 1'inin otizmli olursa ve düzgün eğitim alamaz ise kim doktor, hemşire, öğretmen, mimar olacak? Kim eğitim, sağlık hizmetlerini yapacak ve kim binaları inşa edecek? Bu anlamda insanlığın kıyameti denilebilir. Bu sebepten otizm konusu çok önemli bir konudur. İnsan neslinin ilerleyen zamanlarda şu anki aynı konfor düzeyini sağlayabilmesi adına bizim, otizmli çocuklar ve fark edilmesi konusunda çok daha aktif rol alıp farklı mecralarla iletişim halinde olup bu olgu ile birlikte yaşamanın, otizmli çocukların hayata adapte edilebilmesinin yollarını bir an önce bulmamız gerekiyor'' dedi.
Ayrıca Selek, açıklamalarında; ''Otizmin anne karnında tesbit edilebilmesi mümkün değil. Doğduktan sonra çocuğun gösterdiği bazı davranışlarla çocuğun otizmli olup olmadığının kanısına varabiliyoruz. 0-3 yaş dönemi bizim için çok önemli bu dönemde çocuğun otizmli olduğunun geç fark edilmesi malesef çocuğun ilerideki hayatı için sosyal, kendi ile olan ilişkileri ve öğrenme hayatını ciddi anlamda etkilemektedir.Halkın otizm konusunda genel olarak bilgisi zayıf. Otizmde bizim en çok dikkat ettiğimiz, çocuğun 0-3 yaş döneminde göz kontağı kurmaması, konuşma çağı gelmesine rağmen konuşmada geçikme, ismi ile seslenildiğinde duymuyormuş gibi yapması, parmak ucunda yürüme, belli nesnelere takıntılı hale gelme, dönen nesnelere bakmak,kendisine dokunulmadasından hoşlanmamak, ağladığında annesinin sarılmasına rağmen sakinleşmemesi, bitmek bilmeyen ağlama krizleri geçirmesi, emzirme döneminde anne ile göz kontağı kurmaması, emzirme sırasında annesine dokunmuyorsa otizmden şüpelenmek lazım ama kesin olarak otizimli olduğu anlamına gelmez. Aile bu durumların en az 3 tanesini gördüğü zaman çocuk psikiyatristine gösterip, otizm olup olmadığını tespit ettirmesi lazım. Ülkemizde 2000' li yıllardan itibaren engellilere yönelik birçok yasal adımlar atıldı. Yeterli değil ama bu adımların atılması bizim için önemliydi. Artık her ilde otizmli çocukların gidebileceği, özel eğitim öğretmenleri kadrosundan oluşan özel eğitim uygulama okulları var. Bunun dışında ilçelerde özel sınıflarda yine otizmli çocukların özel eğitim alabileceği alt sınıflar var. Ama bunlar yeterli değil. Bizim aslında otizm ve diğer engelli çocukların hayada daha iyi adapte olabilmesi için büyük bir komplekse ihtiyacımız var. Kompleksle birlikte çocukların orada hayta adaptasyonunu sağlamak adına daha farklı aktiviteler ve birden fazla disiplinin bir arada çalışabildiği bir ortamın oluşturulması gerekiyor'' dedi.
HER OTİZMLİ ÜSTÜN ZEKALI DEĞİLDİR
Selek, her otizmlinin üstün zekalı olmadığını sadece Savant Sendromu olan otizmlilerde üstün zeka görüldüğünün söyledi.
Selek açıklamasında; ''Genellikle otizmlileri tanıtmak adına Savant olan özel yetenekli çocuklardan bahsediliyor ama bu tek başına bir açıklama değildir. Otizmlilerin hepsi üstün zekalı değildir. Otizmlilerin arasında üstün zekalı çok iyi resim yapabilen, çok iyi fülüt çalabilen ya da farklı yetenekleri olan çocuklar var ama otizmli çocukların çok küçük bir kısmını oluşturuyor. Normal gelişim gösteren insanlardaki üstün zekaya rastlama sıklığı otizmli çocuklardaki üstün zekaya rastlama oranı aynıdır. Ayrıca ülkemizde ağır, orta ve hafif otizm ve yanında eşlik eden başka bir zihinsel engel de olabiliyor bir bakıma çift engel durumu oluşabiliyor. Bir çok otizmlide bu duruma rastlıyoruz. Bu durum da işlerimizi daha da zorlaştırıyor'' dedi.
FARKINDA OLMALIYIZ
Selek, otizmin sadece 2 Nisan'da hatırlanmaması gerektiğini ve her zaman farkında olunması gereken bir hastalık olduğunu söyledi.
Selek Açıklamalarında; ''Geleceğin anne ve babalarını, hemşirelerini, doktorlarını, mimalar ve mühendislerini şimdiden otizmli insanların varlığından haberdar olmalarını sağlayıp, nasıl iletişim kurabileceklerini, otizmli bir çocuk sahibi olununca nasıl yol izlenileceğini, hangi eğitim kurumuna yönlendirilmesi gerektiği gibi konularda bilinçlendirilmesi lazım. Bizim tüm bir toplum olarak ciddi bir eylem planının olması gerektiğine inanıyorum. Yine aynı şekilde toplum olarak, engelli çocuk sahibi olan anne babalara bu süreçte yardımcı olmamız gerekir. Gebelik okullarında otizmin erken belirtileri ile alakalı ve otizmli bir çocuğa sahip olurlarsa nasıl bir yol izleyeceğinin eğitimi verilmelidir.Otizm sadece 2 Nisana sığdırılmamalıdır. Tüm günlere, aylara, yıllara yayılabilen bir slogan ile sürekli hatırlatılmalıdır. Bunun için sosyal medya ve yayın kuruluşlarının görevler üstlenmesi gerektiğine inanıyorum. Bunlarında yolu topyekün bir farkındalığın oluşması ile olur. Türkiye'de otizmi anlatan ilk sinema filmi '' Tut Yüreğimden Anne'' dir. Ayrıca Hollywood filmlerinden de ''Black'' ve ''Rainman'' filmlerini otizmi konu alan filmler bu yüzden herkesin izlemesini tavsiye ediyorum'' dedi.
İsmail Korkmaz
03 Nisan 2023 Pazartesi 16:45Ben otizmin sebeblerinden birinin karma aşılar olduğunu düşünüyorum aslında faydalı gibi söylense lerden çok tehlikelidir