Said Nursi’nin mezar yeri 53 sene sonra Başbakanlık arşiviyle ortaya çıktı. Tutanaklara göre
Nursi’nin kabri Isparta Şehir Mezarlığı’nda. Said Nursî’yi Isparta Şehir Mezarlığı’na defneden dört polisten biri olan İdris Kahveci, cenazeyi nasıl defnettiklerini Taraf ’a anlattı. Öte yandan Sabah
gazetesi de Said Nursi'ye ait olduğu iddia edilen mezarın fotoğrafını yayınladı. Taraf gazetesinin Said Nursi haberi yankı uyandırdı. Gazete bugün de defin işlemine katılan polisi konuşturdu. Arzu Yıldız imzalı haberde Kahveci'nin ifadelerine yer veriliyor.
DEVLETTEN OLUMLU YANIT GELİRSE YERİNİ GÖSTERECEK
78 yaşındaki Kahveci, o zaman 25 yaşında bir polis memuruydu. Mezarın başka bir yere nakledilmediğini belirten Kahveci, “Ben yerini açıklayamam. Çünkü bildiğim kadarıyla 50 yıllık devlet sırrı süresi var. Açıklamak için devlet makamlarına yazı gönderdim. Onlardan olumlu bir yanıt gelirse mezarın yerini gösterebilirim” dedi. Kahveci, cenazenin defnedildiği günü şöyle anlattı:
KARDEŞİNİN GÖZLERİ KAPATILDI
“Bakırdan lehimli bir tabut getirdiler. Önceden hazırlanmış, başka bir isim adına kazılmış mezara dört polis birlikte defnettik. Gece 2.5 - 3 arasıydı. Teneke bir tabut ve ağzı lehimliydi. Orta seviyede mezarlıktaki çeşmeye yakın bir yere defnettik. Definden sonra 2- 3 yıl bu mezarı gözetledik. Cenazeyi Afyon’a getirmişlerdi. Kardeşi gözleri kapalı bir şekilde, Afyon’da cenazeyi karşıladı. Onsan sonra askerî bir pikaba kondu. Daha sonra şehre yaklaşınca pikap şoföründen aracı biz aldık. Daha önce başka biri adına hazırlanan mezara defnettik. O gece hava yumuşaktı, toprak da kuruydu bu yüzden işimiz; defin, cenazeyi getirme ve geri dönme dahil bir saat sürdü.”
UZUN SÜRE NÖBET TUTTUK
Mezarın bulunup başka bir yere defnedilmesi iddialarıyla ilgili de Kahveci, şunlarısöyledi:
GÖMDÜĞÜMÜZ YERDE DURUYOR
“Kimsenin bulmasına imkân yok. Biz mezarı uzun süre takip ettik. Çeşmeye yakın bir yere gömdük. Gelenlerin dikkatini çekmeyecek şekilde gömüldü. Mezarın yerinisöylemem için beni birçok kişi aradı. Bunlardan bunaldığım için Kahveci soyadını değiştirdim. Evimi taşıdım. Ancak ne yapsam da bana ulaşmayı başardılar. Biz cenazeyi defnederken, yalnızdık. O dönem bu mezarın çok gizli kalması konusunda ilgi sahibiydik. Biz bu sırra bağlı kaldık. Ben iki senede bir giderim, orada mezarı da ziyaret ederim. Hiçbir değişiklik olmadı. Gömdüğümüz yerde duruyor. O dönemde biz mezarın etrafına otlar ekmiştik.” 23 Mart 1960’da Urfa’da vefat eden Said Nursi’nin mezar yerine ilişkin bilgilerin Başbakanlık arşivlerinde tutulduğu ortaya çıktı. Taraf gazetesi Bediüzzaman Said Nursi'nin mezarı üzerindeki sır perdesini aralayan bir haberle okurların karşısına çıktı. Arzu Yıldız imzalı haberde defin tutanaklarının ayrıntılı şekilde Başbakanlık k arşivlerinde yazılı olduğu belirtiliyor
Said Nursi’nin naaşı önce Urfa’da Halil-ur Rahman Dergâhı’na defnedildi, daha sonra 27 Mayıs darbesini gerçekleştiren hükümet tarafından açıklanmayan bir yere nakledildi. Naaşın, Kıbrıs açıklarında denize atıldığı da ileri sürülmüştü.
GİRİŞ KAPISINA ÇOK YAKIN BİR YERDE
Başbakanlık arşivlerinde Said Nursi’nin mezar yerine ilişkin tüm kayıtlar muhafaza ediliyor. Başbakanlık kayıtlarına göre; Said Nursi’nin naaşı önce Urfa’dan Afyon’a getirildi. Daha sonra karayoluyla Isparta’ya nakledildi. Isparta’da önceden hazırlanan Şehir Mezarlığı’na defnedildi. Tutanaklara göre, naaşı Isparta Vali Yardımcısı teslim aldı, defin işlemleri sırasında da hazır bulundu. Vali Yardımcısı’nın yanı sıra, bir sağlık uzmanı ve iki jandarma komutanı da naaşın defnine katıldı. Mezarın nereye defnedildiğini, naaşı taşıyan aracın şoförü, defin işlemlerini yapan askerler, sağlık uzmanı ve valinin yanı sıra, dönemin Isparta Emniyet Müdürü ve bir kişi daha biliyordu. Bu bilgilere dayanarak hazırlanan tutanaklar, Başbakanlık arşivlerinde kilit altına alındı. Mezarın yeri ise bu tutanaklara göre, şehir mezarlığında, giriş kapısına çok yakın bir yerde bulunuyor. 20 sayfalık tutanaklarda; mezarın yeri kesin bir şekilde gösteriliyor.
Cemaatin önde gelen isimlerinden Hüseyin Gülerce ise, mezarın yerini bilmediğini dile getirdi. Cemaate yakınlığıyla bilinen Yeni Asya Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleç yüz de naaşın buradan da çıkarıldığını iddia ederek şöyle konuştu: “Isparta’ya getirilerek Isparta Şehir Mezarlığı’na defnedilmiş. Nursi’nin öğrencilerinden olan Bayram Yüksel’den öğrendiğim kadarıyla naaşı daha sonra öğrencileri tarafından tesadüf eseri bulunmuş. Yerinin kimse tarafından bilinmemesi için başka bir yere götürülmüş.
Said Nursi’nin mezar yeri 53 sene sonra Başbakanlık arşiviyle ortaya çıktı. Tutanaklara göre
Nursi’nin kabri Isparta Şehir Mezarlığı’nda. Said Nursî’yi Isparta Şehir Mezarlığı’na defneden dört polisten biri olan İdris Kahveci, cenazeyi nasıl defnettiklerini Taraf ’a anlattı. Öte yandan Sabah
gazetesi de Said Nursi'ye ait olduğu iddia edilen mezarın fotoğrafını yayınladı. Taraf gazetesinin Said Nursi haberi yankı uyandırdı. Gazete bugün de defin işlemine katılan polisi konuşturdu. Arzu Yıldız imzalı haberde Kahveci'nin ifadelerine yer veriliyor.
DEVLETTEN OLUMLU YANIT GELİRSE YERİNİ GÖSTERECEK
78 yaşındaki Kahveci, o zaman 25 yaşında bir polis memuruydu. Mezarın başka bir yere nakledilmediğini belirten Kahveci, “Ben yerini açıklayamam. Çünkü bildiğim kadarıyla 50 yıllık devlet sırrı süresi var. Açıklamak için devlet makamlarına yazı gönderdim. Onlardan olumlu bir yanıt gelirse mezarın yerini gösterebilirim” dedi. Kahveci, cenazenin defnedildiği günü şöyle anlattı:
KARDEŞİNİN GÖZLERİ KAPATILDI
“Bakırdan lehimli bir tabut getirdiler. Önceden hazırlanmış, başka bir isim adına kazılmış mezara dört polis birlikte defnettik. Gece 2.5 - 3 arasıydı. Teneke bir tabut ve ağzı lehimliydi. Orta seviyede mezarlıktaki çeşmeye yakın bir yere defnettik. Definden sonra 2- 3 yıl bu mezarı gözetledik. Cenazeyi Afyon’a getirmişlerdi. Kardeşi gözleri kapalı bir şekilde, Afyon’da cenazeyi karşıladı. Onsan sonra askerî bir pikaba kondu. Daha sonra şehre yaklaşınca pikap şoföründen aracı biz aldık. Daha önce başka biri adına hazırlanan mezara defnettik. O gece hava yumuşaktı, toprak da kuruydu bu yüzden işimiz; defin, cenazeyi getirme ve geri dönme dahil bir saat sürdü.”
UZUN SÜRE NÖBET TUTTUK
Mezarın bulunup başka bir yere defnedilmesi iddialarıyla ilgili de Kahveci, şunlarısöyledi:
GÖMDÜĞÜMÜZ YERDE DURUYOR
“Kimsenin bulmasına imkân yok. Biz mezarı uzun süre takip ettik. Çeşmeye yakın bir yere gömdük. Gelenlerin dikkatini çekmeyecek şekilde gömüldü. Mezarın yerinisöylemem için beni birçok kişi aradı. Bunlardan bunaldığım için Kahveci soyadını değiştirdim. Evimi taşıdım. Ancak ne yapsam da bana ulaşmayı başardılar. Biz cenazeyi defnederken, yalnızdık. O dönem bu mezarın çok gizli kalması konusunda ilgi sahibiydik. Biz bu sırra bağlı kaldık. Ben iki senede bir giderim, orada mezarı da ziyaret ederim. Hiçbir değişiklik olmadı. Gömdüğümüz yerde duruyor. O dönemde biz mezarın etrafına otlar ekmiştik.” 23 Mart 1960’da Urfa’da vefat eden Said Nursi’nin mezar yerine ilişkin bilgilerin Başbakanlık arşivlerinde tutulduğu ortaya çıktı. Taraf gazetesi Bediüzzaman Said Nursi'nin mezarı üzerindeki sır perdesini aralayan bir haberle okurların karşısına çıktı. Arzu Yıldız imzalı haberde defin tutanaklarının ayrıntılı şekilde Başbakanlık k arşivlerinde yazılı olduğu belirtiliyor
Said Nursi’nin naaşı önce Urfa’da Halil-ur Rahman Dergâhı’na defnedildi, daha sonra 27 Mayıs darbesini gerçekleştiren hükümet tarafından açıklanmayan bir yere nakledildi. Naaşın, Kıbrıs açıklarında denize atıldığı da ileri sürülmüştü.
GİRİŞ KAPISINA ÇOK YAKIN BİR YERDE
Başbakanlık arşivlerinde Said Nursi’nin mezar yerine ilişkin tüm kayıtlar muhafaza ediliyor. Başbakanlık kayıtlarına göre; Said Nursi’nin naaşı önce Urfa’dan Afyon’a getirildi. Daha sonra karayoluyla Isparta’ya nakledildi. Isparta’da önceden hazırlanan Şehir Mezarlığı’na defnedildi. Tutanaklara göre, naaşı Isparta Vali Yardımcısı teslim aldı, defin işlemleri sırasında da hazır bulundu. Vali Yardımcısı’nın yanı sıra, bir sağlık uzmanı ve iki jandarma komutanı da naaşın defnine katıldı. Mezarın nereye defnedildiğini, naaşı taşıyan aracın şoförü, defin işlemlerini yapan askerler, sağlık uzmanı ve valinin yanı sıra, dönemin Isparta Emniyet Müdürü ve bir kişi daha biliyordu. Bu bilgilere dayanarak hazırlanan tutanaklar, Başbakanlık arşivlerinde kilit altına alındı. Mezarın yeri ise bu tutanaklara göre, şehir mezarlığında, giriş kapısına çok yakın bir yerde bulunuyor. 20 sayfalık tutanaklarda; mezarın yeri kesin bir şekilde gösteriliyor.
CEMAATİN ÖNDE GELEN İSİMLERİ NE DİYOR?
Cemaatin önde gelen isimlerinden Hüseyin Gülerce ise, mezarın yerini bilmediğini dile getirdi. Cemaate yakınlığıyla bilinen Yeni Asya Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleç yüz de naaşın buradan da çıkarıldığını iddia ederek şöyle konuştu: “Isparta’ya getirilerek Isparta Şehir Mezarlığı’na defnedilmiş. Nursi’nin öğrencilerinden olan Bayram Yüksel’den öğrendiğim kadarıyla naaşı daha sonra öğrencileri tarafından tesadüf eseri bulunmuş. Yerinin kimse tarafından bilinmemesi için başka bir yere götürülmüş.