BİR OLALIM, BİRLİK OLALIM DİYORUZ

İYİ Parti İl Başkanı Özgür Tandoğan, ‘Bir olalım, birlik olalım diyoruz’ bunu siyaseten demiyoruz. Ülkemizde yaşamını sürdüren her fert için söylüyoruz. Bir kişi diğerine destek olsun, zarar vermeden evinde karantina şartlarını yerine getirebilsin diye söylüyoruz dedi.

Açıklamasında ise: ‘Henüz tedavi yöntemi bulunamayan, karşı aşı geliştirilmesinin ise bir yılı bulabileceği açıklanan virüsün yayılmasını önlemek için alınan her bir önlem ve atılacak her bir adım hayati nitelik taşıyor. Tam da bu nedenle nasıl korunuruz bu korona virüsünden, öğrenmenin tam zamanı!

Korona virüsü, hasta birinin öksürürken çıkardığı damlacıkların etrafa yayılması yoluyla diğer insanlara bulaşıyor. Bu nedenle enfekte olduğunu düşündüğünüz ya da hastalığı teşhis edilmiş biriyle mesafeyi korumak çok büyük önem taşıyor. Kalabalıklardan kaçınmak, zorunlu hallerde etrafla ve çevredekilerle temas kurmamak, yemek ve diğer objeleri paylaşımlı kullanmamak ve ön önemlisi kişisel hijyen kurallarına uymak alınması gereken önlemler arasında yer alıyor.

Virüsün yayılmasını önlemek için gün içinde sık sık ve her yemekten önce mutlaka ellerin sabunlu su veya dezenfektan ile temizlemek suretiyle, mümkün olduğunca ellerle yüze dokunmamak alınacak tedbirlerin başında geliyor.

Korona virüsün yayılmasını önlemek için alınması gereken bir diğer önemli önlem ise hasta olduğunu düşünen, hasta biriyle ilgilenen, hastalığın teşhis edildiği vakaların görüldüğü ülkelere seyahat etmiş kişilerin kendilerini evde izlemeye alması, zorunlu haller dışında dışarıya çıkmaması ve bu hallerde maske takması olarak öne çıkıyor. 14 gün kuralı ile hastalığın kuluçka süresi olan bu süre içinde kişilerin kendini izlemesi ve virüsün yayılmasını önlemesi gerekiyor.

Sağlıklı kişilerin hasta biriyle ilgilenmek, hamile olmak veya kronik bir hastalığa sahip olmak gibi zorunlu haller dışında maske kullanması önerilmiyor. Maske kullanımında ise virüsün yayılmasını engellemek üzere maskenin sık sık değiştirilmesine, ellerin maskeye dokundurulmamasına dikkat edilmelidir.

Suriye vatandaşlara sağlık, yeme-içme ve barınmalarını karşılayan devlet büyüklerimizde para kalmadı. Sarayın giderleri, Katardan Alınan Uçak ödemeleri, garanti sistemindeki yakın müteahhitlere verilen hastane ve otoyol ödemeleri giderleri ekonominin canına okudu.

TBMM'nin kanun gereği olağanüstü durumlarda kullanılmak üzere kenara ayırdığı rezervler yani İHTİYAT AKÇESİ yandaş besleme politikası yüzünden tükenmiştir.

Şimdi maaş bağışlarına geldi sıra; vermeyelim demiyoruz. Ama hiçbir olağanüstü durum yok iken,hiç edilen ihtiyaç akçesinin nereye, kimlere ne amaçla harcandığını bilmek en tabii hakkımız diye düşünüyoruz.

Sayın yetkililer eğer halkına, vatandaşına küçücük bir açıklama yaparak, ekonominin canını nasıl çıkardıklarını açıklayabilirlerse, Türk Milleti tüm varlığıyla devletinin yanında olmaktan bir an bile imtina etmezler. Ama bilinmesi gereken satılan fabrikalar, barajlar,otoyollar, alınan vergiler  ve trafik ceza paraları nerelere harcandıysa bizde verdiklerimizin karşılığını görür ve ne için harcandığını bilir ve varımızı yoğumuzu vatanımıza milletimize infak ederiz.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın, herkesin kendi OHAL'ini ilan etmesi gerektiğini söyleyeli kaç gün oldu. Ama hükümet bunu göz ardı ederek tüm ülkemiz ve vatandaşlarımız için OHAL’i ilan edemiyor.

Neden mi???

Eğer Türkiye Cumhuriyeti tüm ülkemiz için bu Ohal kararını alırsa; Hükümet bunu yaptığı andan itibaren evde kalmaya başlamış olan her insanın, işçinin, emekçinin, memurun, işsizin ekonomik giderlerini karşılamak zorundadır. Ama ikinci sınıf insan yerine konan bizlere para yok. Kanal İstanbul için para var. Garantisi verilmiş otoyol ve hastanelerin tazminatını ödemek için para var. Hatta Kanal İstanbul güzergâhındaki iki tarihi köprüyü taşıma işi için açılan ihale iptal edilmedi neden acaba??? Ancak bunun için bile para var.