Isparta Türkiye Muharip Gaziler Derneğinin üyesi olan 77 yaşındaki Ramazan Çalık, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda yer aldığını söyledi.
Harekat sırasında yanına bir havan mermisi düştüğünü fakat patlamadığını ifade eden Çalık, ‘Beni Allah kurtardı’ dedi. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda 14. Piyade Alayı ile Kıbrıs’a çıkartma yaptıklarını ve Beşparmak Dağları’nda Rum mevzilerini imha ederek ilerlediklerini söyleyen Çalık, açıklamasında; “1973 yılında Denizli’den Kahramanmaraş’a tayin oldum ve bir sene orada kaldım. 1974 yılında ise Kıbrıs Barış Harekatı sırasında, birlikle beraber Kıbrıs’a çıkartma yapma durumumuz oldu. 14. Piyade Alayı’nın karargah destek bölümüne tayin edildim. 20 Temmuz Barış Harekatı’nda, 14. Alay ile birlikte Kıbrıs’a çıkartma yapmak üzere 17 Temmuz’da harekete geçtik. Mersin’e araçlarla ve silahlarla ulaştık, ordugah kurduk ve emir beklemeye başladık. Önce tümenin 50. Alayı, ardından 49. Alayı Kıbrıs’a çıktı. Son olarak sıra bizim alaya geldi. 22 Temmuz’da Mersin Limanı’na ulaştık ve Ertuğrul gemisiyle akşam saatlerinde hareket ettik. Limanda askerlerle birlikte toplanan sivil halk, ayran, limonata, erzak gibi ikramlarda bulunuyordu. Gemimize yüklediğimiz erzaklarla yola çıktık. Ancak denizde kuvvetli bir fırtınaya yakalandık. Gemi bir sağa bir sola yatıyordu ve bu nedenle üç gün boyunca denizde kaldık. Kaptan yanaşamadı. 25 Temmuz’da Girne açıklarına vardık. Oradan araçlarımız, silahlarımız ve personel çıkartma gemileriyle Kıbrıs’a aktarıldı. Kıbrıs’a çıkartma yaptıktan sonra Beşparmak Dağları’na doğru hareket ettik. Burada ihtiyatla beklemeye başladık. O sırada Bolu Komando Taburu Beşparmak Dağları’na taarruz ediyordu ancak Rumların makineli tüfekleri nedeniyle ilerleyemiyorlardı. Bizden 106 mm tepmesiz toplar talep edildi. Bir asteğmen ve ben, emir doğrultusunda Beşparmak Dağları’nın eteklerine gittik. Mevzilenip hedefe nişan aldık. Toplarımızdan ilki ateş etti, ardından diğer toplar sırayla hedefe atış yaptı. Rumların makineli tüfek mevzilerini imha ettik. Komandolar bu sayede taarruza devam etti ve görev başarıyla tamamlandı. Daha sonra başka bir bölgeye geçtik ve 2. Harekata kadar bekledik. 2. Harekat, 14 Ağustos sabahı başladı. Uçaklar hedefleri bombaladı, ardından topçu birlikleri ateş açtı. Bizim alay, İngiliztepe ve Karatepe bölgelerine taarruz etti. Karşımızdaki düşmanı ezerek ilerledik ve Mağusa’ya doğru harekete geçtik. Değirmenlik bölgesine kadar ilerledikten sonra dur emri aldık. Tank birlikleri, Mağusa bölgesini temizledi ve Rumların elinden aldı. Bu sırada başımdan bir olay geçti. Ben uçaksavar takım komutanıyım ve bölüğümüzde ağır silahlar vardı. Bölük komutanı, bana havan mermilerini mevziye ulaştırmamı söyledi. Eski bir Dodge araca havan mermilerini yükledik ve yanımda bir askerle birlikte yola çıktık. Hedef mevzi yaklaşık 2 km uzaklıktaydı. Araç eski olduğu için hız yapamıyordu ve Rumların uçaksavar mermileri yanımızdan geçiyordu. Mevziye ulaştık ve mermileri teslim ettik. Ancak Rumlar mevziyi tespit etmiş ve havan mermileri atmaya başlamıştı. Yere yatmamız söylendi. Bir havan mermisi yanıma düştü fakat patlamadı. Daha sonra Değirmenlik Köyü’ne gittik ve arama-tarama faaliyetlerine başladık. Bir evin bahçesinde Rum bir kadın ve iki çocuğu tir tir titriyordu. Korkudan paçama yapıştılar. Yanımdaki başçavuşla birlikte onların durumuna üzüldük esir teslim noktasına gönderdik. Bir süre sonra Lefke’ye geçtik. Ardından Mağusa ve Değirmenlik bölgelerine hareket ettik” ifadelerinde bulundu.
Vatandaş
22 Aralık 2024 Pazar 15:59Kadınla çocuğun durumuna “Üzüldüm” demiş ya komutan, bu merhamet sadece Türk askerinde var, o yüzden vatanın her karışının kıymetini bilin, kimse Türk askeri gibi olmaz, kimse de bize üzülmez!