Ancak internette dolaştığı söylenen ses kayıtları bu kaldırılma sürecini gölgeliyordu. Zira oradaki kayıtta, otopark ihalesinden dolayı böyle olunca herkes gibi benim de kafamda “bu otoparklar kesinlikle kaldırılmaz” gibi bir düşünce oluştu.
Konuyu ilk ağzından öğrenmek üzere Eylül ayı belediye meclisine getirdiğimde, Günaydın başkanımın yol arkadaşı, belediye başkan yardımcısı ve meclis başkan vekili, bana çoğu yazımdan sonra belediye cephesinden medya vasıtasıyla cevap veren tek makam olan Orhan EREN hocama: Otoparkların kaldırılması için belediyemizce gerekli çalışmalar yapılıp yapılmadığını, kamuoyunca konuşulan sözleşme yenilenme tebliğatının ise bir ay önceden yapılması gerekirken yapılmadığını, söyledim.
Orhan Eren hocam da beni, bilgisizlik ve cahillikle suçlayarak, “Otoparkların 12 Eylül’de kaldırılacağını, bilip bilmeden konuşmamam gerektiğini, ellerindeki ihale sözleşmesinde ihalenin bir yıl olduğunu ve benim sataşmalarıma ve saldırılarıma rağmen otoparkların 12 Eylül’de sona ereceğini, şartnameyi de bana uzatarak “oku da ondan sonra konuş, biz her işimizi sağlam yaparız. Belediyeyi yönetmek ciddiyet ve sorumluluk ister” gibilerden karşılık vermişti.
İki gün sonra ise, otopark ihalesini alan firma olan Gültekin Otopark işletmecileri de, medya önüne çıkarak basın açıklaması yaptılar. Otoparkçılar: “İhalenin 12 Eylülde sona ereceğini, sözleşmeye göre otoparkların bitmesi için belediye cephesinden kendilerine bir ay önce tebliğat yapılması gerektiği” şartını da beyan ettiler. Üstelik Eylül ayı içerisinde de kendilerine böyle bir tebliğatın yazılı olarak gelmediği gibi sözlü olarak da belediye cephesinden herhangi bir görüşün veya isteğin ulaşmadığını da söyleyerek Günaydın başkanıma “belediyeyi yönetmek sorumluluk ister”, diyerek başkanımı galiba “sorumsuz ve dirayetsiz” sıfatıyla baş başa bıraktılar.
Bugün gelinen noktada ise, caddelerde otoparkçılar hala ücret almaya devam ediyorlar. Belediye zabıtalarımız ise otoparkların kaldırıldığını ve vatandaşlarımızın herhangi bir ücret ödememelerini söyleyebiliyorlar. Bildiğim kadarıyla bir iş, ya biter ya devam eder. İkisinin ortası olmaz. Şayet bitti ise şehrimizdeki kolluk kuvvetlerine gerekli bilgi verilir, onlar da görevlerini yaparlar. Değilse türübünlere oynayarak acziyet göstergesi içinde, ekmeğinin derdinde olan otoparkçıyı halka şikayet ederek zavallı durumuna düşülmez. Zira orası şehrül emin makamıdır. Ağlama makamı değildir.
Otoparkçılar haklılar. Tebliğat gelmemiş. Belediye de haklı sehven unutulmuş. Burada sayın başkanıma soruyorum. Otopark sözleşmesiyle ilgilenen makamın başında oturan arkadaş işiyle ne kadar ilgilidir? Mevzuatına ne kadar hakimdir? Çalıştırdığı personel üzerinde otoritesi nedir? Kamuoyunun bu kadar hassas olduğu yani seçimler öncesinde halka verilen sözün tekrar sorulma zamanının geldiği bir günde, sizin otoparklar kaldırılıyor diye açıklama yaptığınız bir günde, hangi yetkili görevini unutarak tekrar oy isteyeceğiniz seçmenler karşında sizi böylesine zorda bırakabilir? Bu ne cüret. Yoksa tavşana kaç, tazıya tut mu diyorsunuz?
Merak ediyorum. Sizi böylesine zorda bırakanlar hakkında herhangi soruşturma ve yaptırım düşünüyor musunuz? Gökkubbenin yıkımı ile oluşan 6 –altı- trilyon zararın tazmini ile ilgili herhangi bir çalışmanız var mı? Kamuoyunu bilgilendirirseniz memnun olurum. Ama ben görüyorum ki, siz hala dünyanın sekizinci harikası kilim müzesi derdindesiniz. Ortadoğunun en büyük briket fabrikası derdindesiniz. Gelecek nesillere hizmet edecek yüz yıllık asfalt derdindesiniz. Şehrimize yüz binlerce
turist getirip döviz bırakacak Eyfel kulesi benzeri Gül heykeli derdindesiniz. Uluslar arası fuar ve sergilere ev sahipliği yapacak kapalı pazaryeri derdindesiniz.
Bir lira yüzünden otoparkçıyla karşı karşıya gelen, zabıta ile karşı karşıya gelen, bir lira için herkesten hakaret yiyip sineye çeken vatandaş sizin herhalde umurunuzda olmamalı. Dua edelim iş sonuçlanıncaya kadar vatandaşımın burnu kanamasın. Sizin bu şehre yapacak daha çok hizmetleriniz var. Bu vatandaş sizi tekrar görevlendirmek için 30 Mart sabahını bekliyor galiba.
Benden söylemesi…