Türk Eğitim Sen Isparta Şube Başkanı Yahya Hakan Çelik, 8 Mart Dünya Kadınlar Gğnü dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
Başkan Çelik açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında kadınlarımız hayatın her alanında hala varlığını ispat etme mücadelesi vermektedir. Milli mücadelede erkeklerle omuz omuza çarpışan, ay yıldızlı al bayrağımızın ebediyen dalgalanması için topraklarımızı müdafaa eden, yüksek iradesi, feraseti ve özgürlüğe adanmış azmiyle Cumhuriyete uzanan yolun kaldırım taşlarını döşeyen kadınlarımız, Cumhuriyet dönemiyle birlikte başlayan demokratikleşme ve çağdaşlaşma sürecinde Büyük Atatürk sayesinde sayısız hakkın sahibi oldu. Bu dönemde kız çocuklarının okutulması yönünde büyük atılımlar gerçekleştirilirken, kadınlarımız seçme ve seçilme hakkı elde etti. Türk Medeni Kanunu getirilerek kadın hakları güvence altına alındı, aile içinde demokratikleşme yolunda önemli bir viraja girildi.
Cumhuriyetin ilk yıllarından bugüne baktığımızda; toplumların gelişiminde öncü rol üstlenen kadınlarımız eğitim ve çalışma hayatında aktif olarak yer almasına, ekonomik bağımsızlığını elde etmesine, ülkemizin kalkınmasında büyük pay sahibi olmasına rağmen erkek davranış kalıpları, toplumsal gücün erkekler tarafından paylaşılmak istenmemesi, kadının statüsünün yükseltilmesine yönelik çalışmaların yeterli olmamasından dolayı maalesef hala kadınlarımızın toplumsal hayatımızdaki konumunun istenilen düzeye geldiğini söylemek mümkün değildir.
Şöyle ki;
Türk Eğitim Sen, "Türkiye’de Kadın Eğitim Çalışanı Olmak" temasıyla, 28 Ocak-18 Şubat 2025 tarihleri arasında bin 535 kadın eğitim çalışanı ile anket çalışması yaptı. Türk Eğitim Sen’in internet sitesi ve 7 ayrı öğretmen ve memur sitesi üzerinden gerçekleştirilen ankette, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde çeşitli sonuçlar ortaya çıktı.
Yapılan ankette elde edilen veriler doğrultusunda:
"Kadın eğitim çalışanlarına ‘Tekrar meslek seçecek olsaydınız eğitim çalışanı olmak ister miydiniz? diye soruldu. Buna göre; yüzde 48.1’i tekrar eğitim çalışanı olmayı isteyeceğini, yüzde 21.2’si ise istemeyeceğini belirtmiştir.
Katılımcılara kurumunda yöneticiler ile en çok sorun yaşadıkları konuları da soruldu. Buna göre yüzde 22,8’i kurumunda yöneticileri ile sorun yaşamadığını ifade ederken; yüzde 22’si ‘bir kısım liyakatsiz yöneticilerin tutum, davranış ve uygulamaları’, yüzde 15.1’i ‘ayrımcı, egosu yüksek idareciler’, yüzde 11.4’ü ‘gereksiz bürokrasi’, yüzde 8,3’ü ‘çalışanlarla iletişimsizlik’, yüzde 7,7’si ise "alandan kopuk alınan, uygulama yapılamaz kararlar’ cevabını vermiştir.
Katılımcılara ‘Hayat görüşü, çalışma şartları ve diğer nedenlerle uzak veya dezavantajlı kurumlara görevlendirilmekle tehdit ediliyor musunuz?’ diye soruldu. Bu soruya hiçbir zaman tehdit edilmediğini söyleyenlerin oranı yüzde 84 iken; yüzde 16’sı tehdit edildiğini söylemiştir.
Katılımcıların yöneticilerinin adil ve şeffaf olmasından dolayı kurumuna güven ve aidiyet duyma durumları da incelendi. Buna göre; ‘Kurumuma güven ve aidiyet duyarım" ifadesine katılıyor musunuz? sorusuna katılımcıların 23,3’ü hiçbir zaman, yüzde 16,2’si bazen, yüzde 24,5’i ara sıra, yüzde 15,2’si genellikle, yüzde 20,8’i de her zaman cevabı vermiştir.
Kurumum rehberlik servisinden psikolojik destek almam konusunda bana gerekli imkanları sunar’ ifadesine katılıyor musunuz? sorusuna katılımcıların, yüzde 36.4’ü hiçbir zaman cevabı vermiştir.
"Kadın eğitim çalışanlarının mesleki tükenmişlik durumları incelendiğinde; yüzde 27,9’u mesleki tükenmişlik yaşadığını, yüzde 20,8’i ise mesleki tükenmişlik yaşamadığını belirtmiştir.
‘Evdeki sorumluluklarım ile mesleki sorumluluklarım konusunda zorluk yaşadığım için iş yaşam dengesini kurmakta zorlanıyorum’ ifadesine katılıyor musunuz? sorusuna yüzde 32,1’i hiçbir zaman, yüzde 18,8’i bazen, yüzde 23,1’i ara sıra, yüzde 12’si genellikle, yüzde 14’ü ise her zaman cevabı vermiştir.
‘Çocuk sahibi olmak istesem de kreş, bakıcı vb. imkanların yetersizliğinden dolayı buna cesaret edemiyorum" ifadesine hiçbir zaman katılmadığını söyleyenlerin oranı yüzde 39,2 iken; her zaman diyenlerin oranı yüzde 26,1, ara sıra cevabını verenlerin oranı yüzde 15,1, genellikle seçeneğini işaretleyenlerin oranı yüzde 10,2, bazen diyenlerin oranı da yüzde 9,4’tür."
Kadın çalışanların cinsiyet ayrımcılığı yaşadığını vurgulandığı ankette, şunlar kaydedildi:
"Katılımcıların, siz ya da başkaları, kurumunuzda cinsiyet ayrımcılığına maruz kaldınız mı?" sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde; yüzde 22,7’si cinsiyet ayrımcılığı yaşadığını, yüzde 49,4’ü ise cinsiyet ayrımcılığı yaşamadığını belirtmiştir.
Katılımcıların yüzde 21,2’si mesleğini icra ederken kadın olarak hak ettiği değeri hiçbir zaman görmediğini söylemiştir. Öğrencilerin /velilerin ve hizmet alıcıların gözünde kadın eğitim çalışanı olduğunuz için
Katılımcıların yüzde 71,1’i öğrenci/veli/vatandaşın mesai saatleri dışında aramaları ve mesajları nedeniyle ev/aile yaşantısının olumsuz etkilendiğini ifade etmiştir
Katılımcıların yüzde 67,9’u doğum izni ve süt izni gibi yasal hakların kadın çalışanlar için hiçbir zaman yeterli olmadığını söylemiştir.
Bir kadın olarak meslek hayatında duygusal şiddete maruz kalma durumu incelendiğinde; yüzde 36,5’i hiçbir zaman duygusal şiddete maruz kalmadığını söylemiştir. Katılımcıların, yüzde 18,3’ü bazen, yüzde 17,8’i ara sıra, yüzde 9,1’i genellikle ve yüzde 18,3’ü ise her zaman kadın olarak meslek hayatında duygusal şiddete maruz kaldığını ifade etmiştir.
Artan enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında maaşım yetersiz kalmaktadır" ifadesine katılıyor musunuz? sorusuna yüzde 61,1’i her zaman, yüzde 6,8’i bazen, yüzde 10’u genellikle, yüzde 13,7’si ara sıra cevabı vermiştir."
Anket sonuçlarını değerlendiren Türk Eğitim Sen Isparta Şube Yönetim Kurulu Başkanı Yahya Hakan ÇELİK, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı. Toplumların değiştiğini, bu değişimi ortaya çıkaran toplumsal kurumlardan birin de eğitim kurumları olduğunu söyleyen Çelik, "Eğitim kurumu gerek açık gerekse kapalı işlevleri ile Türkiye’yi yeni yüzyıla taşıyacak temel kurumlardan biridir. Eğitim kurumunda yer alan kadın çalışanlar bu işlevleri yerine getiren temel aktörlerdir. Bu bilinçle toplumsal eşitlik esasında haklarının korunması ve dezavantajlılık durumlarının sonlandırılması önem kazanmaktadır" dedi.
Eğitim çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi, ücretlerin artırılması ve psikolojik destek mekanizmalarının geliştirilmesinin sağlanması gerektiğinin altını çizen Çelik, cinsiyet eşitliği politikalarının eğitim kurumlarında daha etkin uygulanmasını da istedi. Çelik ayrıca kadın yöneticilerin teşvik edilmesi ve kadın eğitimcilerin liderlik pozisyonlarına atanmasını destekleyen politikaların oluşturulmasının önemine dikkat çekti.
Kadın eğitim çalışanlarının, ev işleri, çocuk bakımı ve mesleki sorumlulukları dengelemekte zorlandığına vurgu yapan Çelik, "Esnek çalışma saatleri getirilmeli ve kreş imkanları artırılmalıdır. Kadın eğitim çalışanlarının iş yükünü azaltmaya yönelik çalışma saatleri düzenlenmelidir" dedi.
Eğitim kurumlarında eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi için yasal düzenlemelerin işler hale getirilmesi gerektiğini söyleyen Çelik, "Avrupa ülkelerinde olduğu gibi okul güvenlik politikaları güçlendirilmeli, şiddet mağduru eğitim çalışanları için özel hukuki destek birimleri oluşturulmalıdır" diye konuştu.
Çelik, ayrıca kadın eğitim çalışanlarına yönelik mobbing vakalarında cezaların artırılması, farkındalık eğitimlerinin yaygınlaştırılması ve mobbingin hukuki olarak kabul edilmesi için gereken sürecin kısaltılmasını da istedi.
Ankette, kadın eğitim çalışanlarının, okul yöneticileriyle adil ve şeffaf olmayan yönetim anlayışı nedeniyle sıkıntı yaşadığını belirten Çelik, bunun çözümünün eğitim yöneticilerinin liyakat esasına göre atanması olduğuna dikkat çekti.
Kadın eğitim çalışanlarının, enflasyon karşısında maaşlarının yetersiz kaldığını belirten Çelik, "Eğitim çalışanı maaşlarının iyileştirilmesi ve sosyal hakların artırılması sağlanmalıdır. Öğretmen maaşları AB ülkeleriyle kıyaslanarak düzenlenmelidir. Kadın eğitim çalışanları için sosyal destekler artırılmalıdır. Meslek içi yan haklar (ücretsiz psikolojik destek, ücretsiz kreş vb.) genişletilmelidir" dedi.
Şehit öğretmenlerimizi rahmetle anıyoruz.
Ceren Damar Şenel, Rabia Sevilay Durukan, Ayşegül Çelik, Aylin Sözer, Aysel Yaşar… Cinayete kurban giden şehit kadın eğitimcilerimizi; deprem şehidi öğretmenlerimizi; terör saldırısının bizlerden kopardığı şehit öğretmenlerimiz Şenay Aybüke Yalçın, Ayşe Konakçı, Neşe Alten, Yasemin Tekin, Nuriye Ak, Nurgül Aladağ, Aynur Sari, Arzu Özsoy, Ayşenur Alkan, Dilay Kerman, Nesrin Ünügür, Esma Karadoğan, Elif Livan’ı minnetle, Fatiha’larla anıyoruz. Şehitlerimizin eşleri ve anneleri başta olmak üzere tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz.''
Yahya okudunmu
08 Mart 2025 Cumartesi 12:01Bu kadar uzun yazıyı kim okuyacak.