7-10 Haziran. SDÜ Bahar Şenliği yaptı birkaç hafta öncesi. Kültür-Eğitim Vakfı Bediuzzaman Sempozyumu düzenledi. Kınalızâde Sempozyumu bu hafta idi. Yani organizasyon ve protokol olarak dolu ve yoğun bir hafta içine girdik. Hangi etkinliğe gitsek, hangi kanadı memnun etsek diye düşünenler az değil.
Tüm bu yoğun programların öncesinde Sayın Valim kendine yakışan bir tavırla son ay içindeki tüm etkinliklerin Valilik/Belediye/Üniversite ve konu ile ilgili sivil toplum kuruluşları ile birlikte yapılmasını ve şehrin tanıtımı adına hep birlikte hareket edilmesini teklif etti. Neden? Şehrimizin kazanımı hepimizin kazanımı olsu diye. Ancak takip ettiğim kadarı ile Vali beyin bu teklifi kabul görmedi ve herkes “ben yapayım, benim reklamım olsun” mantığı ile hareket ederek, her kurum kendine göre programlarla hazırlanıp, halkın karşısına çıktılar/çıkıyorlar.
Yıllardır hepimizin eleştirdiği “Isparta’da birliktelik kültürü yok” eleştirisi maalesef bir kez daha haklı çıktı. Anlamak mümkün değil. Gerek Sayın Rektörümüz ve gerekse birlikte çalıştığımız Sayın belediye başkanım Yüksek Mimar Yusuf Ziya bey, Vali beyin birlikte program yapma teklifine sıcak bakmadılar ve yapılacak programlar bencillik nedeniyle bireysel ve lokal kaldı. Yapılan programların mutfak kısmındaki tasarım, baskı, organizasyon yeri, kullanılan malzeme, yakıt, emek ve işgücü gibi kayıpları hesap ettiğimizde yaptığımız iş inşallah ürküttüğümüz kurbağaya değer….!
Daha önce festival kapsamında dahil edileceği gibi bir duyum aldığımız “Türkçe Olimpiyatları” da güme gitti. Nedenini bilmiyorum inşallah başkanımın kaprisinden kaynaklanmamıştır. Sayın Belediye başkanım neden böyle bir fırsatı değerlendiremedi? Mensubu bulunduğu partisi Türkçülük ve Ziya GÖKALP’ın Kızıl Elmasında belirttiği Türkçeyi konuşma ve yayma idealine neden bu kadar uzak durur? Ülkücülük mefkuresini, Türkçülük ve Türkçe ülküsünü ırkçılık temeline oturtmadan dünyada Fethullah Hocaefendiden daha iyi ve daha idealist anlamda yapan biri var mı? Hocaefendi, tüm dünyanın bu konuda her türlü takdirini kazanmadı mı? Osmanlının yıkılmasının ana temelinde hepimiz Robert Kolejinin açılarak, emperyalist güçler tarafından ülkemizde misyonerlik adına kullanılmaya başlamasını milat kabul ederiz. Hocaefendi de dünyada açmış olduğu okullar ve Türkçe sevdası ile bir bakıma maddi ve manevi dünyamızın misyonerliğini yapmakta ve adeta o günün rövanşını oynamaktadır. Hem de kırmadan, dökmeden.
Bir-iki seneye kadar emekli olacak, her tarafından tecrübe fışkıran Sayın Valimizin teklifi şehrimize olduğu kadar diğer şehirlere de örnek olacak bir teklif idi. Ama kabul görmedi. Nasıl olur da böyle bir fırsat kaçırılır? Emekliliğinde Isparta’yı hoş bir sada olarak hatırlayacak Sayın Vali böyle bir gayret içine girerken, kendilerini bu şehrin sahibi ve hayatlarını bu şehre hizmet adına kendilerini adadıklarını iddia eden herkes, ben de dahil olmak üzere Vali beye nasıl destek ve yardımcı olmayız. Sahip çıkmayız. Bir-iki akl-ı selim kişi aracı olup da birliktelik işini nasıl çözmez…
Şehrimiz adına son bir teklif de benden olsun. Geçen hafta belediye başkanımızın katılmadığı “Basın Kulübü” programında belediye meclisinin özellikle muhalefet kanadının kendilerini desteklemediğinden şikâyet eden Sayın Orhan Eren Başkanıma cevap niteliğinde de olsun. Gelin Ispartanın özgün ve orijinal taraflarını ortaya çıkaralım. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah GÜL’ün bir gününü şehrimizde geçirmesini sağlayalım. Yanına ulusal medyanın markalarını ve marka muhabirlerini çağıralım. Son yıllarda canlanan iç turizmden en az Kaysari Talas, Adıyaman Nemrut, Bolu Abant, Karabük Safranbolu, Kastamonu Ilgaz, Urfa Balıklıgöl kadar pay almak için şehrimizin özgünlüğünü öne çıkaralım. Gölcük, Davraz, Eğirdir, Barla, Çandır, Gelendost Miryakefalon ve Psidia gibi değerleriyle Halı ve Gül’ü Türkiye’nin gündemine taşıyalım. Vatandaşımızın gündemine Isparta da girsin. Olaki şehrimize bir ziyaretçi gelir ve bir lira harcar. Böylece bir vatandaşımız da bir ekmek parası kazanır. Sebep olanlara da hayır dua eder.
Cumhurbaşkanımın gelişinin adını da “Gül ile Gülistan’ın Buluşması” koyalım. Hem de şehrimizdeki gül toplama mevsiminde yani şu günlerde yapalım bu daveti. Ben İsmail TANIŞMAN olarak Cumhurbaşkanı genel Sekreterimiz Mustafa İSEN beyi arar ve bu konuda yardım da isterim. Sayın milletvekillerimiz Recep ÖZEL ve Süreyya Sadi BİLGİÇ beylerle Çankaya’ya gider ve randevu da alabilirim. İnşallah Cumhurbaşkanımızın programı müsait olur da, GÜL ile GÜLİSTAN’ı buluşturur, şehrimizin tanıtımı adına fevkalade güzel bir adım atmış oluruz.
Saygılarımla…
İsmail TANIŞMAN
AK PARTİ
Isparta Belediyesi Meclis Üyesi