"1900'lü yıllarında Rumların Isparta'da halıcılık yaptığı zamanlarda rahmetlik anam Rum kızları ile birlikte halı dokumuş. Rum kızları anama 'biz halı ipini kendimiz alıp kendimiz dokuyoruz, satıyoruz çok para kazanıyoruz' demişler.
Anamda halı ipini alıp Rum kızları ile kendisine 10 metrelik halı dokumuş. Gelin olurken bu halıyı gittiği yere götürmüş. Bu aile varlıkları olmadığı için bu halıyı satıp ev almış, halı işini devam ettirememiş. Sonra ben çocukken devamlı sandalye paspası dokur pazarda satardı. Yeniden ip alıp kalan parayı bize harcardı. Bize de devamlı 'halıcılık yapın' diye tavsiyede bulunurdu. Buna dayanarak evimize halı atölyesi açtık.
Mahallenin kızları, gelinleri halı dokumaya başladı. İşi büyütünce dışarılara halı tezgahı kurmaya başladık. Ben dışarıda, ailemde içeride atölye çalıştırıyordu. Halı ipi mağazası açtım, ipi verip halıları dokuyanlardan almaya başladım. Bu iş köylere, kasabalara kadar uzadı. Isparta halıları satışı durmaya başladı. Bizde Ladik ince halı yaptırmaya karar verdik. Oğullarım ile birlikte Konya Ladik Kasabası'na atölyeler açtık. Bu halılar piyasada tutulunca Konya'nın bütün kasaba ve köylerine halı tezgahı taşıyıp halı dokutmaya başladık. Her kasabada ip ambarımız, arabalarımız bu işi takip eden süryenlerimiz vardı. Bizim görevimiz her hafta arabamızla ip ve halı tezgahları malzemelerini taşıyıp dokunan halıların parasını ödeyerek mağazaya getirmekti. Türkiye'nin bütün şehirlerinde müşterilerimiz oldu. Halı almak için 10-15 gün otellerde bekleyen müşterilerimiz oldu, bu da bizim işimize teşvik edip gece-gündüz çalıştık. Bu arada unutulmayan anlar vardı. Her 15 günde kasaba köylere süryenlerimle birlikte halı dokuyan tezgahlarımı gezer avans para dağıtırdım. Bazı kişilerin '15 gündür evimde çay, şeker yok seni bekledim' dediğini duyduğumda yaptığın işin önemini anladım. Halı işleyen kızları fazla olan ailelerin tezgahları rakip firmalar fazla avans verip almak isterlerdi.
Bizde işçileri tutmak için avans verirdik çoğu kişilere traktör alırken ev yaparken düğün yaparken çok yardımlarımız oldu.
Halı ipi ihtiyacımız artınca yün ipini kendimiz yapalım kararını aldık. Arsasını alıp makinalar getirdik. Yün ipi ihtiyacımızı kendimiz yapmaya başladık. Boyahane, yıkamahane kurup halılarımızı kendimiz yıkayıp satışa hazırlamaya başladık. İstanbul'da Çemberlitaş'ta dışarıdan gelen müşterilere halı satıp ihracata başladık. Her sene Almanya'ya halı fuarına gidip yeni müşterilerle tanışıp ihracata devam ettik. 1982'de aile şirketi kurduk. Oğullarımla ben ve ailem bu işi devam ettirdik.
Her şeyin bir sonu oluyor ucuz ithal halılar, Çin, Nepal, Hindistan'dan gelen halılar daha sonra makine halıları çıkınca bizim halılar satılmaz oldu. İmalatı bırakmak zorunda kaldık. Torunlarım makine halısı mağazaları açıp işe devam ediyorlar.
Bu arada inşaat işine başladım 4 bina yapıp bir kısmını satıp bir kısmını da evlatlarıma bağışladım. Bazı ameliyatlar geçirdim ve bu işi bıraktım.
Yaşlandım yaş 88, vatandaşıma şunu bildirmek istedim ki bana verilen bu plaket alın terim 65 sene yaptığım halıcılığın karşılığıdır.
Bu zaman içerisinde yapılan zahmetlerin bir gün gelip unutulacağını düşünürdüm. Evimde otururken Sayın Belediye Başkanımız Yüksek Mimar Yusuf Ziya GÜNAYDIN'ın halı kilim tanıtılması hakkında 8 katlı halı kilim müzesi yaptığını öğrendim. Müracaat etsem bu müzede bana da bir oda ayırabilirlermi diye düşündüm torunum Hasan Büyükçam'a söyledim.
Bu teklifi iyi karşıladığını öğrendim ve fabrikama halı ve model reyonuma davet ettim.
Sağ olsun ekibi ile birlikte geldi. Halı modellerimi gösterdim çok beğendi memnun kaldı. Kendi desenlerimle birlikte eski halıcıların model ve desenlerini satın almıştım, bunun içerisinde eski Rum şark halıcılığından kalan desen ve dosya kitapları vardı. Bu müzelik eşi bulunmayan eserleri sayın reisimiz görünce 'bunlar müzemizi değerlendirir' diye sevindi.
Bu eserleri para almadan bağış yapacağımı bildirdim. Ben bir oda istedim reis bey bana iki oda ayırmış. Bunun karşılığında almış olduğum plaketi, Isparta da halıcılığın gelişmesine ve varlığına benden evvel ve benim zamanımda çalışan tüm halıcılar adına alıyorum.
Başta Sümerbank halıcılık ile çalışan firmalar limitet şirket ortakları Kulalar, Gürkanlar, Bilginerler, Konurlar, Tokalar, Demireller, Dığanlar, Topkayalar, Salalı halıcılar, Erçetinler, Günaydınlar, Sezginler, Alabaşlar, Paşalar, Savlular, Özdeşler ve Aksakal Hoca benim zamanımda çalışan halıcılar halıcı Kamil, Söyleyiciler, Üçkardeşler, Köseler, Karadoğan, Çıraklar, Tortop, Aloğlu..........
Isparta halısına emeği geçen şehir, kasaba ve köylerde ipini alıp dokuyup halı pazarına getiren satan halı dokuyanların emeklerini unutmadım, unutamayız. Ölenlere Allahtan rahmet dilerim kalanlarada işlerinde başarılar dilerim.