11 yıldır ev ekonomisine katkı sağlıyor

Haber/Nurettin ARKAN - Isparta’da 11 yıldır el yapımı yemekler yaparak, satışını gerçekleştiren Nuran Kansız,  ev ekonomisine bu şekilde katkı sağlıyor. 

Evli ve 3 çocuk annesi olan Kansız, İşyerinde; pasta, börek, sarma, su böreği, gibi ürünlerin satışını yaptığını söyledi. Mutfakta çalışmayı çok sevdiğini ifade eden Kansız, Isparta’ya özgü Isparta kurabiyesi ve nokul gibi yöresel yemekler de yaptığını belirterek, açıklamasında; “Her zaman mutfağı ve mutfakta değişik şeyler yapmayı severdim. Kendimi bu alanda her zaman geliştirmeye çalıştım hala da devam ediyorum. Şu anda işyerimde tam olarak doğal ürünler satıyorum. Ev salçası, ev makarnası, evde kurulmuş ve katkı maddesi olmayan zeytin, zeytinyağı, pasta, börek, sarma, su böreği, Isparta kurabiyesi, nokul gibi ürünler yapmaya çalışıyoruz. Isparta’ya özgü şekerlemesi, un kurabiye gibi ürünleri büyüklerimiz küllü su ile yaparmış. Meşe odununun külü kaynatıp, süzer, ona batırıp onun üzerine pudra şekerini yaparlarmış. Çok özel bir kurabiyedir. Isparta'ya özgü bir şeydir. Fakat artık kullanılmıyor. İçi bol cevizli katkısı olmayan bir yapısı var. Biz de geçmişten günümüze gelen bu geleneği yaşatmaya çalışıyoruz. Bayramlarda, kız isteme törenlerinde ve bohça hazırlıklarında özellikle Isparta şekerlemesi olmazsa olmazıdır.  Yerli halk bunun önemini çok iyi bilir. Isparta şekerlemesinin içinin cevizle dolu olmasının nedeni, eskilerin yaşadığı yokluklardan dolayı,  doyurucu olmasına olan ihtiyaçmış.  O dönemde, tok tutması amacıyla böyle bir gelenek oluşmuş. Zamanla ise bu tarif değişmiştir. Haşhaşlı ve pekmezli tatlar, Senirkent’te oldukça revaçtadır. Isparta merkezde ise tahıllı ve cevizli çeşitler yapılmaktadır. Isparta'nın nokulu da özel bir lezzet haline gelmiştir; nokul, kokusuyla kendini gösterir. Kokusu olmadan olmaz” dedi. 

MUTFAKTA VAKİT GEÇİRMEK RAHATLATICI BİR SÜREÇTİR

Nuran Kansız, mutfakta vakit geçirmenin psikolojik olarak rahatlatıcı olduğunu ve insanı üretken kıldığını anlattı. Kansız, açıklamalarına şu şekilde yer verdi; “Gençler hakkında gerçekten üzülüyorum. Teknolojiye aşırı bağımlı hale geldiler ve bu; kendilerini geliştirme, üretme ve faydalı bir şeyler yapma konusunda onları geriye götürüyor. Biz, belli bir yaşa gelmiş olmamıza rağmen hala üretmeye, çabalamaya devam ediyoruz. Ancak gençlerde bir bıkkınlık, usanmışlık ve memnuniyetsizlik hakim oldu. Bu durum beni gerçekten üzüyor. Mutfakta vakit geçirmek ise psikolojik olarak oldukça rahatlatıcı bir süreçtir. Hamur yoğururken bile insan kafasını dağıtıp rahatlayabilir. Bunu yaparak, aynı zamanda bir şeyler üretebilir, kendini geliştirebilir ve ön plana çıkarabilirsin. Gençlere bu mesleği tavsiye ediyorum, çünkü bu şekilde bir şeylerle uğraşarak hem üretken olabilirler hem de zararlı alışkanlıklardan uzak durabilirler”.