19 Nisan 2024 Cuma

Tayyip Bey Daha Ne Yapsaydı Ki...?

Tayyip Bey Daha Ne Yapsaydı Ki...?

Isparta

Sayın Cumhurbaşkanımız, cumhuriyet dönemi boyunca iş başına gelen hiçbir lidere benzemiyor. Yaptıklarıyla benzemiyor, galiba yapacaklarıyla da benzemeyecek gibi. Bazı icraatlarını, eski başbakanlarımızdan rahmetli MenderesÖzal ve Erbakan’a biraz benzetebiliriz. Ancak bu üç rahmetli isimler Tayyip bey kadar uzun süre görev yapamadıkları için, icraatları da o ölçüde az olmuştur.


Tayyip bey, taşıdığı misyon gereği hiçbir zaman Amerikan liderlerinin karşısında CHP’li Ecevit gibi el-pençe divan durmadı. Rus liderlerin soğuk ve karizmatik yapıları karşısında hiçbir zaman ezik olmadı. Türk milleti ve Türkiye’ye her vakitte mesafeli ve netameli duran İran liderleri karşısında korkak ve çekingen bir tavır sergilemedi. Dünyanın yaramaz ülkesi İsrail karşısında “one minute” diyerek İsrail cumhurbaşkanına hem de DAVOS’ta “bebek ve çocuk katili sizsiniz, öldürmeyi en iyi siz bilirsiniz” diyecek yürekliydi.


Evet, Tayyip beyin farkı, Avrupa’nın teknolojide başarılı ama bir o kadar da şımarık ülkesi Almanya’ya “her zaman sizin dediğiniz olmaz, biraz da elinizi taşın altına sizin gibilerin koyması lazım” diyerek yöneticilik dersi vermesidir.

Yine, BM genel kurulunda “bizler 5’den büyüğüz” diyerek veto hakkı olan beş emperyalist ülkeyi diğer masum ülkelere şikâyet ederek, tek başına dimdik duran Tayyip beydi.


Oysa Tayyip bey; ülkemizdeki son 50 yıldır görmeye alıştığımız başbakanlar gibi, seçimden seçime millete vaatler vererek çoğunu yerine getirememiş olsaydı, iki anahtar vereceğim deyip ağzımızın sularıyla dalga geçseydi, 500 günde bu memleketi düze çıkaracağım deyip, çıkaramayınca “enkaz devraldım diyerek savunma yaparak, “dün dündür bugün bugündür” deseydi…


Tayyip bey, ülke karışınca ortaya çıkmayı seven darbeci generallerin kankisi olsaydı, kumarhanelerde burnuna yumruk yeseydi, demokrasi demokrasi” deyip de seçilmiş baş örtülü vekilleri TBMM genel kurulunda alkışlarla protesto etseydi, bu millet kendisini belki hiç yadırgamayacaktı.


Aksine Tayyip bey hiç böyle bir lider olmadı. İşin ta başında, kefen giyip bu göreve talip olduğunu söyledi durdu. Kendini millet önünde küçük düşürmeme adına geceli-gündüzlü çalışıp durdu. Yıllardır anaların ağladığı ve delikanlıların öldüğü terör konusunda barış çağrısı yaptı durdu.


Hasılı Tayyip bey, milletin ilaç kuyruklarında sabahlamasını hazmedemedi. İsteyenin istediği okula gidememesine seyirci kalamadı. Kamuda kılık-kıyafet dayatmasına yüklendiği misyon adına razı olamadı. Cumhuriyet tarihi boyunca yamayarak kullanılan otoyolların bu millete reva görülemeyeceğini haykırdı durdu. Kazandığı seçim zaferlerinin ardından, hem kendi hem de kendine güvenen milleti adına hep şükür çizgisinde oldu. Her daim, Yaradanına aldığı sorumluluktan dolayı mahcup etmemesi için yalvarıp durdu.

Tayyip bey, yıllarca dışa bağımlı politikalar nedeniyle, kendi uçağını yapamamanın, kendi tankını üretememenin, kendi askeri mühimmatını imal edememenin, kendi helikopterini, kendi uçak gemisini üretememenin ezikliğini hep yaşadı. Bundan dolayı gece gündüz çalışarak, sadece 15 yıllık iktidarında bunların çoğunu hayata geçirdi.

Cumhurbaşkanımız Tayyip beyin bu kararlı ve istikrarlı iktidarında terör, artık kendi inlerinde vurulmaya başladı. Devlet içinde yuvalanmış her türlü zararlı yapının bütün planları deşifre edildi ve hesapları bozuldu. Darbecilerin ipleri bir bir pazara çıkarıldı.


Böylece bu mazlum ve masum millet, yıllar sonra da olsa nihayet birinci sınıf insan gibi hizmet görmeye başladı. Avrupa’daki vatandaşlarımız ise, yaşadıkları ülkelerde büyük bir ülkenin vatandaşı olarak gururla dolaşmaya ve yürümeye başladı. Artık ülkemiz Türk dünyasının sözde değil özde abisi ve hamisi olmuştu.


Kafkaslar ve Balkanlar’da hizmet ve kudret adına Osmanlı torunları tekrar boy göstermeye başladı. Uzak doğuda dindar kardeşlerimiz Endonezya’dan, her zaman dostumuz olan Japonya’ya kadar tüm ülkelerle pazarlıksız dostluklar kuruldu. Dünyanın en problemli coğrafyası olan Orta Doğu’da ise her daim olayların içinde olundu. Mazlumun yanında, masumun duasında olundu.


Barış ve esenlik adına çevrenizdeki gerçekleşen olayların içinde değilseniz, yani masada yoksanız; olay sonrası planlama ve gelişmelerde de yoksunuzdur, prensibi gereği dış politikada diklenmeden dimdik duruldu.


Yani, içeride dış mihraklardan kaynaklanan yalan yanlış gündemler bir bir bertaraf edilirken, dışarıda da tüm devletlere karşı barışçıl ama caydırıcı bir dil de kullanıldı. Sahi, Tayyip bey daha ne yapmalıydı ki…?


İsmail TANIŞMAN--Ak Parti Demokrasi Hakem Kurulu Başkanı

YORUM EKLE

Güvenlik Kodu

YORUMLAR

ismaile

10 Aralık 2015 Perşembe 10:58

ooo sevgili büyük düşünür tüpçü ismail.görüyoruz ki iş yerini taşımıssın. ama malesef kaldırım işgalinden yine vazgeçmiyorsun.bırak sen yazı yazmayıda kaldırımları boşalt

hayret

10 Aralık 2015 Perşembe 01:38

bu defa habere o yakışıklı resmini eklememişsin

Cavit

10 Aralık 2015 Perşembe 00:01

Birilerinin aile saadeti icin savas bile cıkarabilecigini biliyormusunuz? Rus ucağından sonra TSK ucaklarının Karadeniz ve Suriye sınırında ucmadığını biliyormusunuz? Birilerinin kendi saadetleri icin Türkiyeyi atese atmasına engel oluyorlar. * Davos'ta gürleyen beyimizin oğulcuklarının gemilerinin İsraile mekik dokuduğunu, İsraille ticaretin 2 katına cıktığını biliyormusunuz? BM'de bos salona konustugunu biliyormusunuz? Tüm darbe ve PKK-KCK sanıklarını AKP'nin salıverdiğini biliyormusunuz? vs.

a.o.y.

09 Aralık 2015 Çarşamba 19:38

Lan likit ismail. Git ötede havla. Sana yazı yazdıranın , yazdıklarını yayınlatanın ta ...

DİĞER HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR