25 Nisan 2024 Perşembe

SDÜ’LÜ AKADEMİSYENLER TEPKİ BİLDİRİSİ YAYINLADI

ISPARTA’da Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Prof Dr. İlker Hüseyin Çarıkçı ile Burdur Mehmeh Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz’ında aralarında bulunduğu 13 akademisyen, 1128 akademsiyenin imzasını atarak yayınladığı 'Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi' bildirisi'ne tepki göstererek bildiri yayınladı.

Isparta

Süleyman Demirel Üniversitesi’nden 13 akademisyen, geçtiğimiz günlerde 1128 akademsiyen tarafından altına imza atılarak yayınladığı 'Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi' bildirisine tepki gösterdi.

Akademisyenler arasında Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Prof  Dr. İlker Hüseyin Çarıkçı ile Burdur Mehmeh Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz, Murat Okçu, Murat Ali Dulupçu, Sedat Aktan, Vahdettin Aydın, Haluk Songur, Muharrem Gürkaynak, Salih Aydın, Ramazan Erdem, Mehmet Aktel , Ömer Lütfi Antalyalı ve Hakan Demirgil’in ‘Tarihe not düşmek’ adına yayınlanan bildiri ise şöyle:

Biz bir grup akademisyen;

Sahip olduğumuz tüm akademik ünvan ve idari pozisyonlardan bağımsız olarak kendi irademizle aşağıdaki metni imzalıyoruz.

Bizler "bu topraklar"da yaşayan, toplumsal çevresine bu toprakların gözüyle ve içeriden bakmaya çalışan akademisyenleriz. Olup bitenleri anlayabilmek için durduğumuz konumu "bu topraklar" olarak seçmiş olmayı da önemsiyoruz. Dünya coğrafyasının belki de en zor kavşağında yer alan ülkemiz son dönemde çözüm sürecinin sona ermesiyle giderek yükselen bir şiddetin muhatabıdır. Kanlı yüzünü bildiğimiz terör örgütüne zamanın ruhuna uygun yeni uluslararası terör örgütleri de eklenmiştir. Eskisi ve yenisiyle tüm bu terör örgütleri sadece güvenlik güçlerine saldırmamakta kadın erkek, çoluk çocuk demeden sivilleri de hedef almaktadır.

Bir kez daha yükselen bu terör ve şiddet ortamında elbette herkes başta devlet olmak üzere durumun sorumlusu gördüğü resmi veya gayrı resmi siyasi oluşum, kişi ve kuruluşları eleştirme hakkına sahiptir. Fakat ortalama akıl ve sağduyu,söylenen sözlerin, yapılan çağrıların karşılık bulabilmesi için sorumluluk konusunda adaletli davranılması gerektiğini bilir. Oysa barış adına yapıldığı iddia edilen akademisyen çağrısı tutarsız duruşuyla toplumda adalet duygusunu zedelemektedir. "Elbette çağrımız yurttaşı olduğumuz devlete yapıldı"diyerek sorumluluğu yok saymaya çalışmak akademisyen duruşuna yaraşmadığı gibi ölümler arasında ayırım yapan görüntüyü örtmeye de yetmemektedir.Hendek ve çukurların, kum torbalarıyla yurttaşlara kapatılan yol ve diğer kamusal mekanların, çocuk yaşta sayılabilecek eli silahlı gençlerin, terör örgütünce üstlenilmiş canlı bomba saldırılarıyla yaşamını yitiren sivillerin acılarını ve sorumluluğunu yanlız ve tek başına devlete bağlamaya çalışan bir"barış" bildirisi adeta insan aklıyla dalga geçmek ya da en hafif tabiriyle insan sağduyusuyla alay etmek demektir.

Kamuoyunda barış için akademisyenler bildirisi olarak anılan metin bu haliyle ne yazık kibarışa değil nefret ve şiddete, birleştirmeye değil ayrıştırmaya, sükûnetle düşünmeye değil kışkırtmaya, gerçeği tüm boyutlarıyla ortaya koymaya değil karartmaya -en hafifinden gölgelemeye- hizmet etmektedir. Üzülerek ifade etmek isteriz ki ortada "akademik sorumluluk", "aydın tavrı" gibi üzerine derin analiz ve tartışmalar yapmayı hak edecek, bunlar üzerinde konuşmayı anlamlı kılacak seviyede bir metin bulunmamaktadır. Akademisyenlerin tümünün iktidar veya muhalefetin görüş ve düşüncelerini benimsemesi zorunlu değildir ve elbette akademisyenler muhalif bir duruş da sergileyebilirler. Fakat muhalif olmayı her koşulda ve sadece devlet ve siyasi iktidara muhalif olmaya indirgeyip diğer açık yanlışlıklara muhalif olmamak bir akademisyen tavrı değil olsa olsa kaba ve ikiyüzlü bir siyasi pozisyon almadır. Bu durum belki de akademisyenlerin bir siyasi ve/veya ideolojik yandaşlık içinde olmalarından çok daha vahim bir durumdur. Bu yüzden bildiri en basit insani sağduyuya bile hitap etmeyi başaramadığı için akademisyen/entelektüel nitelendirmesi dışında kalan toplum kesimlerinde bile yoğun bir şaşkınlık ve hayal kırıklığı oluşturmuştur.

Bildiriye imza atan akademisyenler terör örgütünün şiddet yoluyla inşa etmeye kalktığı hegemonyaya yönelik toplumsal rızayı oluşturmaya ve bunun "entelektüel önderliğini" almaya çabalamaktadırlar. Hegemonya ve şiddeti yalnızca devletle eşitleyip kör ve vahşi terör yoluyla oluşturulmaya çalışılan diğer hegemonyayı ustalıkla gizlemektedirler. Maalesef bu tavır, terörle kurulmaya çalışılan hegemonya lehine söylem üreten ve bu yolla mevcut toplumsal düşüncelere egemen olmaya çalışan bir "organik aydın" tavrıdır.

Bildiri kendi gerçekliğini tek yalın gerçeklik olarak görmekte ve bunu açıkça dayatmaktadır. "Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritası" oluşturulmasını talep eden bildiri "Kürt siyasi iradesi"kavramını kullanırken çoğulculuktan uzak bir tavrı açık etmektedir. Bildiri birtaraftan hükümetin --Türk, Laz, Çerkez, Roman vs. siyasi iradelerinin toplam temsilcisi sıfatını taşıdığına fakat-- bir tek Kürt iradesini temsil etmediğine vehmederken, terör örgütü ile bağlantılı siyasi çizginin tek Kürt siyasi iradesi olduğuna da vehmetmektedir.

Bütün bu karmaşa içinde, tartışma konusu olan bildiri şu sıralarda belki de en çok ihtiyaç duyduğumuz şey olan "kalplere ve vicdanlara hitap etmek"tençok uzak kalmaktadır. Muhalefet etmek adına yola çıkıp taraf tutarak, bir tarafın sözcülüğüne soyunarak, bir tarafın gerçeklik söylemini akademik anlamda yeniden üreterek, bu söylemin gönüllü sözcülüğünü yaparak kalbe değil, sadeceve sadece öfkeye hitap etmektedir.

Akademisyen ve aydın tavrını kaba bir siyasi iktidar nefreti uğruna heba edenlere seslenmek istiyoruz: Bir kalbiniz vardı, onu hatırlayın!

Aşağıda imzaları olan bizler, kamuoyunda da yoğun tepki gören bu bildiriyi reddediyoruz.Gerçekten bölgede barış ve kardeşliğin hüküm sürdüğü bir ortamın oluşturulabilmesi için her şeyden önce, evrensel hukuk ve demokrasi normlarına uygun yöntemlerden taviz verilmeksizin, kamu düzeninin yeniden tesis edilmesini talep ediyoruz. Farklı inanç, etnik köken ve siyasi görüşlerimiz ile bir ve bütün olduğumuza inanıyor, ortak tarih ve medeniyet sahiplerinin düşmanlık yerine kardeşliği yüceltmesi gerektiğini düşünüyoruz.

"Tarihe not düşmek" adına bu açıklamamızı kamuoyuna saygı ile duyuruyoruz. 

 

YORUM EKLE

Güvenlik Kodu

YORUMLAR

sdü lü kardeşler

25 Ocak 2016 Pazartesi 23:09

artık akademisyenlerin görevi degişmişteröre destekegitime köstekparalelci akademisyen kaçyıl önceden hazırlanıregitirken ne dersi verecekler halk tarafından çok merak ediliyoraldıkları para halk tarafından helal görecekmi acababunları düşünürmü terörünyanında olan akademisyen zehir yiyesiceler.

Ispartanın Veletleri

25 Ocak 2016 Pazartesi 20:18

Para karşılığı tez yazan yrd doç tan daha iyisini beklerdim. Cık olmamış, amacınız tepki göstermek olsaydı zamanında senatoda karar aldırırdınız. Göz boyamaya çalışılan bir reklamdan başka birşey değil. Bunlar Fetö ile mücadele etmediğiniz gerçeğini değiştirmez.

32

25 Ocak 2016 Pazartesi 23:59

senden başka yorum yazan yok hep aynı adam...

gerçek sdü lü

25 Ocak 2016 Pazartesi 15:51

sayın rektörümüz önce teşekür.fakat size zaman zaman, farklı zamanlarda paralel ve yandaş ekipleri uyarılıyor. siz bunları kulak ardı ederseniz.yarın sizde kumpasa gelirsiniz.saglık bilimlerini iyi araştırın,ftr başı, paralelle çalıştıgı söyleniyor. yökün yapması gereken, yüksek puanla gelen ögrenciler hangi okullardan ve feto gurubundan, zaten o okullardan şişirilmiş puanlarla dolular. böyle alımlarla tabiki bunlar alınacak hala aldıklarınız feto gurubudur. yarının 1128 yerine geçecek adamlar

Mahmut Aksu

25 Ocak 2016 Pazartesi 14:46

Sayın Cumhurbaşkanımızdan bir itiraz, bir ışık gelmeden tüm yanlışlıkları gördükleri halde yazamayan, koltuklarına sıkı sıkıya bağlı aydınlara, rektörlere selam olsun. Sayın Cumhurbaşkanımızın yanlışlıkları söylemeden üzerine gitmeyen okumuş cahillere selamlar olsun. sadece bir şey kapabilirmiyim zihniyeti ile yazan tüm kalemlere selamlar olsun.

Hakikaten bir dost

25 Ocak 2016 Pazartesi 05:30

Rektör Hocamız kendi "ORGANİK YARDIMCISI SA'ya, ORGANİK DANIŞMANI ÖA'ya" dikkat etsin kafi. Zira gidişat iyi değil.

SDÜ LÜ HOCALAR

25 Ocak 2016 Pazartesi 02:04

Bu bildiriden haberimiz olsa biz de imza koyardık. Adam yerine koyup haber vermediler bize. Ayrıca sanki bizim haberimiz var da imza atmıyormuşuz gibi bir pozisyona düşürdüler bizi. Zan altında kaldık. Tanıdıklar arayıp sen niye imza atmadın diye soruyor, ne cevap vereyim? Ayıp oluyor sayın rektörüm, adam yerine koyup bir haber etseydiniz. İş basına düştükten sonra pazartesi imzaya açıcaz diyorsunuz. Önce açsanız da cılız kalmasa yüzlerce imza atılıp yayınlansa daha iyi değil mi?

Mr. Black

25 Ocak 2016 Pazartesi 00:08

Emeği geçen arkadaşları tebrik ederim iyi zırvalamışlar

vatandaş

24 Ocak 2016 Pazar 23:04

zor bir dönem yaşıyoruz. Allah yardımcımız olsun.

mehmed

24 Ocak 2016 Pazar 17:19

Her meslek grubunda yanlış yapanların olduğu malum bir şey önemli olan başkaları tarafından değil de kandi içlerinden birilerinin yanlışı düzeltmesi ya da biz hepimiz böyle değiliz diyebilmesidir.İsterdim ki karşı bildirideki sayıları en az 1129 olsaydı...

Kadir Ertürk

24 Ocak 2016 Pazar 14:25

TÜİK SAYFASINDA ÖDÜL SAĞLIK ALANINDA EN İYİ SAĞLIK HİZMETİ ıSPARTA SEÇİLMİŞ.EN YAŞANILABİLEN İL DERKEN SAĞLIK ALANINDA. ALTYAPI HİZMETİ YÖNÜYLE İSTANBUL SEÇİLMİŞ. ISPARTANIN ADI YOK.

32

24 Ocak 2016 Pazar 16:53

sen yanlış habere yanlış yorum yapmışsın birader

Saffettin ünal

24 Ocak 2016 Pazar 03:37

İş te tamda bu :TÜRKİYE sınırları içine gözleriyle bakıp yürekleriyle, akıllarıyla,vicdanlarıyla ve adaletleriyle görmek gördüğünü söylemek bu işte

Helal

24 Ocak 2016 Pazar 01:06

Bazılarına duyurulur öyle s**** alemde yarım yamalak bilginizle bal yapmayan arı gibi dır dır etmekle olmuyor bak adamlara icraat yapıyor.

Atila b.....

24 Ocak 2016 Pazar 00:46

Adam bunlar adam bazíları gibi vır vır etmiyorlar...Helal olsun sizlere.

İbrahim Hoca

23 Ocak 2016 Cumartesi 22:07

İşte tam da "Bu Topraklar"ın Akademisyenine yakışır bir tavır. Kendisi gibi düşünmeyene hayat hakkı tanımayan bir örgüte payanda olan bir avuç aydın(!) taifesine bakarak içiniz kararmasın.Yaşadığı, sorumlu olduğu topraklara karşı görevinin farkında olan, gerçek bilim adamı ve Özgür düşünce savunucusu Akademisyenlerimizin de, üstelik onca tehdide rağmen bu dimdik duruşları takdire şayandır. Rabbim sayılarını artırsın... Saygı ve Hürmetlerimle

armağan

25 Ocak 2016 Pazartesi 17:15

bu topraklara sahip çıkan yine bu torpakların çocukları,size sonsuz teşekkürler. iyiki varsınız...

DİĞER HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR