Algılarımızla oynamayın

Nurettin Arkan'ın yazısı...

1970'li yıllarda en büyük eğlence araçlarından biriydi. Salı akşamları TV'De yerli sinema. Pazar günleri Tatil Sineması, Bonanza, Vadideki Hayat, Flamingo Yolu, Dallas gibi diziler ve yılbaşı gecelerine özel Orhan Gencebay yada Ferdi Tayfur gibi arabesk müziğin kralları, kıvrak dans figürleri ile oryantal yapan dansözler...

Kimine göre televizyon aptal kutusuydu. İnsanı yararlı şeyler yapmaktan alıkoyan, ekrana kilitleyen gerçekte var olmayan şeylerle kandıran bir eğlence aracı.

Teknoloji geliştikçe önce renklendi. Ardından yavaş yavaş kanal sayıları arttı seç beğen izle moduna geçti.

Elbette hala en etkili iletişim araçlarından biri olarak yerini koruyor. Ama rekabet oldukça TV kanalları iddialı yapımlarla reyting peşinde koşturuyor. Kimi Kuruluş Osman, Mehmed Fetihler Sultanı gibi dizilerle kimi de Aldatmak, Kızılcık Şerbeti, Kızıl Goncalar, Sandık Kokusu gibi alengirik işlerin döndüğü dizilerle izleyicileri ekran başına toplamaya çalışıyor.

Bir de RTÜK denilen üst kurul var. Bu tv kanallarını denetleyen, kuralları ihlal edenleri engelleyen, cezalar uygulayan.

Herşey kontrol altında gibi görünse de gerçek hiç de öyle değil. Bazen uydu yayını kesildiğinde TV'de bir uyarı belirir. 'Lütfen cihazınızın alıcısı ile oynamayın' der. RTÜK bizim gördüklerimizi mi görmüyor yoksa görüyor da 'sonuçta bu bir dizi canım ne olacak' deyip sesini mi çıkarmıyor bilmiyorum ama bildiğim bir şey var: Geleneklerine sımsıkı bağlı ahlaki değerlere azami dikkat eden Türk toplumunda artık her türlü ahlaksızlık normalleştirilmeye çalışılıyor. Algılarımızla oynanıyor.

ATV ekranlarında Müge Anlı'nın Tatlı Sert programında ekranlara geldi. 19 yaşındaki genç  kendisinden 10 yaş büyük olan babasının eşi olan 29 yaşındaki üvey annesi ile yasak bir ilişki yaşarken kayıplara karışmış. Yanlarına da kadının kızı, oğlanın da kardeşi olan 8 yaşındaki kızı almışlar. Kendi oğlu ve karısı tarafından aldatılan adam milyonların önünde bu çirkinliği ilan etti. Kadın ile oğlan stüdyoya gelmeden yayına bağlandı. Bütün Türkiye bunları izledi.

Az önce dizilerden söz ederken Aldatmak dizisinde de üvey anne ile genç karizmatik üvey oğlan birbirlerine kur yapmaya başladı. Kadının kocası zengin yaşlı bir avukat. Kadın alımlı. Öyle güzel sahneler yaşıyorlar ki bunları birbirine yakıştıranlar, 'Keşke ikisi evlenseler ne kadar yakışıyorlar' diye bu ahlaksızlığa olumlu bakıyorlar.

Müge Anlı'daki olayda kadın evlendiğinde 18 yaşında adamın oğlu da 10 yaşındaymış. Kaçmadan 8-9 ay önce aralarında ilişkileri başlamış vs. Bu olay dizilerdeki yaşanan bize normalmiş gibi sunulan çirkinlikler çarpık ilişkilere 'ÖCÜ' diye değil 'Modern toplumun gerçekleri' olarak sunulmaya başlandı.

Adamın karısı biriyle kaçıyor adam 2 gün sonra TV stüdyolarında. 'Ne olur dön herkes hata yapabilir çocuklarımız için dön' diye yerlere yatıyor yalvarıyor. Kadın 15 gün gizlenip sonra stüdyoya arsız arsız geliyor ve 'Son bir şans veriyorum'deyip kocası ile el ele alkışlar arasında uğurlanıyor.  Biz neyi alkışladık? Ahlaksızlığı. Demek ki kanıksamışız artık. Sosyal medyadan bulduğu biriyle şöyle 15 gün gönül eğlendirse ne olacak canım diyebiliyoruz.

Ahlak da, törede, gelenekte yerle yeksan halde. Lut kavmi gibi helak olmadan önce kendimizi toparlayabilmek umuduyla....