ONLAR KONUŞUR, AK PARTİ YAPAR… DURMAK YOK, YOLA DEVAM…

Ancak iş meydanlara inince her parti bir diğerinin sloganını eleştirerek, sloganla verilmek istenen mesajlar üzerinden birbirine üstünlük kurma çabasına girdiler. Bu siyasetin özelliği. Hal böyle olunca, sankisloganlar için harcanan onca emeğe biraz saygısızlık da ediliyor. Bu duruma ençok üzülenler de muhakkak bu sloganları “ilk” dile getiren yani o sloganların fikir babaları oluyordur.

Sloganların ve vatandaştaki algı şeklini oy oranları “en az” olandan başlayarak ayrı ayrıdeğerlendirirsek Saadet Partisi’nin sloganı “sadede gelmekten” düşünülmüş vebulunmuş galiba. Yani Saadet dışındaki diğer partiler teferruat sayılıyor,kendi partileri ise siyasetin aslını ve kendisini temsil ediyor. Vatandaşa da“diğerleri ile uğraşma, sadede gel” demek istiyorlar. Tamam da, bu memlekette zaten Saadet olmadan bir siyasi zemin ve siyasi ortam var. Hükümet var veiki-üç tane de muhalefet partisi var. İnsanların yarısı da iktidara oy verdiler ve Tayyip beyi de yüzde elli iki çoğunlukla cumhurbaşkanı bile seçtiler. Yani vatandaşların yarısından fazlası mesutlar, bahtiyarlar ve saadet içindeler.Yoksa bu hükümete oy verirler miydi? Dolayısıyla vatandaşların çoğu yeni bir saadet derdinde değil gibi. Yani Saadet Partisinin bu sloganı sokakta vatandaşın dilinde pek tutmamış….

HDP’nin “büyük insanlık” sloganı da sokakta pek anlaşılmış görünmüyor.Sanki küçük insanlık da mı varmış? Varmışsa o neymiş? Yani vatandaş o küçük insanlığı bilmek ve sonra da sloganlaşan büyük insanlığın ne anlama geldiğini kavrama derdinde. HDP’nin bu sloganının hemen ardında “biz’ler meclise” gibibir devam cümlesi var. Yani vekil seçilecek onlar meclise, biz vatandaşlar da onlara oy vermeye devam edeceğiz. Sokakta ensevilmeyen slogan bu olsa gerek.Zira Kürt vatandaşların kafası da en az Türk vatandaşlar kadar bu sloganı anlamada karışık. Yani HDP’nin sloganını Kürtler anlamıyor ki, Türkler nasıl anlasın!...

MHP ise, yaklaşık elli yıldır siyasetin içinde. Rahmetli BAŞBUĞ döneminde hükümet ve iktidar şansını başaramadılar. Hepimiz hatırlıyoruz  1990’lı yıllarda Demirel’in cumhurbaşkanlığı döneminde, Bahçeli bey ile ayaklarına kadar gelen iktidar fırsatını tepmiştiler. Aynı MHP şimdi, teptikleri iktidar nimetine kavuşma adına herkese sesleniyor ve “bizimle yürü” diyorlar. Tamam da, bu ülke CHP, AP,DSP, DYP ve MHP’li koalisyonlar ile yıllarca yönetildi. Ekmek ve yağ, tüp vebenzin karaborsa oldu. Bu memlekette yıllarca paramız olduğu halde istediğimizi alamaz ve bulamaz olduk. Bu vatandaş ilk defa rahmetli ÖZAL ve TAYYİP beyler ile refah yüzü gördü. Karaborsa unutuldu. Enflasyon tek hanelere çekildi. İMFise artık bu ülkenin kapısından dahi giremiyor. Yani bu ülke lider ülke olmaadına, gelişmiş dünya devleti olma adına mevcut hükümetle zaten koşuyor. MHP ile yürümeye neden razı olsun ki! Anlaşılan, bu slogan da sokakta sohbet ettiğimiz vatandaşlar tarafından pek tasvip edilmiyor.

CHP ise bir başka âlem. “Yaşanacak Türkiye” diye yolaçıktılar. Belki haklılar. Belki vatandaş gerçekten yaşamak istiyor amaCHP’ninİSKİ ve KOSKİ skandallarını da hiç unutamadı. Tek parti döneminde buülke insanına yapılan mezalimleri unutmadı unutamadı. Ekmeğin ve şekerin karneile dağıtıldığı günleri unutmadı... Şimdi sen kalk, sene 2015 iken, her isteyenin her istediğini alabildiği serbest bir ekonomik düzen varken, Gezi olaylarında ve 17-25 Aralık olaylarında iktidar aşkına yakılıp yıkılan ve 60 milyar doları havaya uçan bu zavallı ülkeyi unutup, vatandaşlarının yarısından fazlasının karşılıksız sevda ile sevdiği Tayyip beyli ve Ak Partili bu ülkede başka bir “yaşanacak bir Türkiye” ara…

Başka Türkiye yok arkadaşlar. Çalışacaksınız, çabalayacaksınızve iktidara geleceksiniz. Hükümetler kurarak, hayalinizdeki yaşanacak o ülkeyi oluşturacaksınız. Bu arada, sizce bu ülke yaşanacak bir ülke olmaktan çıkmışya, seçim vaadi olarak söylediğiniz onca parayı nerden bulacaksınız merak ediyorum? Yine İMF’ye ya da Dünya Bankasına mı el açacaksınız? Vermeyi vaatettiğiniz o paraları herhalde başka ülkelerden getireceksiniz…

Vatandaşın yarısından fazlasının oy verdiği AK PARTİ’nin sloganına gelince bu sloganın vatandaş tarafından en anlaşılır slogan olduğunu görüyoruz.  Ancak, “Ak Parti yapar, Onlar konuşur” sloganı aynı vatandaşların bazılarınca az da olsa eleştiriliyor. Soruşu. Onlar konuştukları için mi Ak Parti yapıyor? Yoksa Ak Parti hizmetleri yapar da, onlar ancak konuşur mu? Sanırım bu slogan, bu sloganı bulan yani bu slogana emek veren insanların kafalarını da bu anlamda çok yormuştur. Vurgu son cümlede kalsın, yani cümlenin ikinci yarısı ve son kısmı olan AK PARTİ’li bölüm akıllarda daha çok kalsın diye devrik kurgulanmış. Ama klişe gibi cümle olmuş.Güzel de olmuş. Onu da belirtmek lazım. Görsel olarak da çok iyi işlenmiş….

Evet, ortada bir gerçek var. Ülkede hükümet olan bir partivar. Hizmetleri yapan bir parti var. Bu ülkede yaklaşık elli yıldır iktidara gelen bu partiler, bu ülke halkına vadettikleri refah ve saadet dolu yaşanacak bir ülke oluşturamadılar. Bu nedenle aziz Türk milleti yeni oluşumlara, yeni idealist nefeslere fırsat verme sağduyusu gösterdi. Türk milletinin tercihiyle bir kere iktidara gelen bu kadro, bu millete hizmet etmeyi en büyük şeref olarak gördü. Yani bu kadro konuşmaktan çok hizmeti kendine şiar edindi.Dolayısıyla 13 yıldır iktidarda olmanın bütün yıpratıcılığına rağmen bu milletin beklentilerine cevap vererek bu yüce milletin gönlünde hala tahtını koruyor.

Muhalefetin anası da var, babası da var. Yavru muhalefetleri bile var. Siyasetin doğası gereği, bazıları yapacak, bazıları konuşacak. Kalın sağlıcakla…!

İsmail TANIŞMAN