İŞVEREN DÜŞÜNÜLMELİ: Şu anda 1000 TL civarında olan asgari ücrette yüzde 30’luk bir artış öngörülüyor. Sigorta pirimi ve vergiler yönündende artış olacak. İşveren için ortalama olarak 500 TL’lik artışı ifade ediyor.Hükümet işveren üzerindeki yükü hafifletecek formül bulmak zorunda.
KEMERLERİ SIKTIK: Belirgin bir şekilde son IMF ile imzaladığımız anlaşma bu hükümet öncesinden itibaren ciddi anlamda kamuda rasyonilazsyon sürecine gittik. Kemerleri de bu anlamda birazcık sıktık. Kamu yatırımlarında öncelikleri belirleyip kemerleri sıktık. Birazcık kemerleri genişletelim.
SDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Ali Dulupçu, 1 Kasım seçim sonrası oluşan ekonomik durum ve beklentilerle ilgili açıklamalarda bulundu.İktisat profesörü Dulupçu, AK Parti Hükümeti tarafından açıklanan ekonomik vaatlerin iç piyasayı ve talebi canlandırıcı yönde olduğunu ifade etti. AK Parti hükümeti öncesinden bu yana İMF ile yapılan anlaşma gereği kamu yatırımları öncelik alınarak kemer sıktırma politikası uygulandığını belirten Dulupçu, “Geniş kitlenin olduğu bir ortamda refah düzeyinin artmasını yönelik talepler de zaman içerisinde birikmiş. Kemerleri de bu anlamda birazcık sıktık.Kamu yatırımlarında öncelikleri belirleyip kemerleri sıktık. Birazcık kemerleri genişletelim” diye konuştu.
1 Kasım sürecinde herkesin odaklandığı ekonomik vaatlerin işçiden, emekliye, esnaftan çiftçiye kadar her kesimi yakından ilgilendirdiğini belirten Dulupçu, TRT İzmir Kent Radyosu’nda katıldığı canlı yayında şu açıklamalarda bulundu:
İÇERDEN CANLANAN BİR BÜYÜME
Dış piyasalarda istikrara kavuşmuş yavaş büyümeyi biraz içerden canlanan bir büyümenin tetiklemesi gerektiğini düşünüyorum. Hemen seçimden sonra Bakanlarımızdan Cevdet Yılmaz, “orta vadeli programı acaba güncellemeli miyiz, 3 yılda yüzde 4 büyüme demiştik ama ortam olumlu bunu yukarı çekmek mümkün müdür” diye gündemi farklı boyuta soktu.
YÜZDE 6 HEMEN GERÇEKLEŞECEK
BİR BÜYÜME OLGUSU DEĞİL
Yüzde 6’lara ulaşmak belki hemen gerçekleşebilecek bir olgudeğil. Aslında Hükümet seçimden önce Türkiye ekonomisinin gittiği yönü,hazırlamış olduğu 2023 vizyonunu içeren kalkınma planı ile birlikte değiştirmeyi arzu ediyordu. Ne yazık ki yapısal reformları içeren ama gündemde makro ekonomik faiz, döviz tartışalım derken pek dikkate almadığımız bir eylem planları silsilesi açıkladı. Bu öncelikli dönüşüm programları idi. 25 başlıkta yapısal dönüşümü içeren tarımdan, sanayiden, lojistikten, sağlık turizmine kadar uzanan detaylı bir çalışma yaptı. Bunu da hayata geçirdi aslında. Aşama aşama.Bu kamuoyunun ne yazık ki çok da ilgisini çekmedi. Kamu harcamalarının rasyonelleştirilmesi programı, kamu gelirlerinin kalitesinin artırılması gibi başlıklar olan programdı. Kamu ayağı da olan, enerji verimliliği de olan bir programdı. İş seçimin getirdiği atmosfere kitlenmiş oldu.
BÜYÜK BİK BEKLENTİ OLUŞTU
Seçimden sonra ne gördük. Dolar düştü, avro düştü, faizoranları düştü. Bizdeki dolardaki düşüş hem dış piyasalardaki gelişmeler hem de seçim ortamının oluşturduğu bir ortam. 2003’den 2011’e kadar döviz kuru 1,3 ile1.8 arasında gidip-geldi. Ondan sonra düşünün 10 yılda kat edemediği mesafeyi2-3 yılda kat etti. Seçim sonucunda hükümetin vaatleri bir beklenti oluşturmuş oldu.Bu da iç piyasayı canlandırıcı yönünde olduğunu söyleyebiliriz. Vaatlerin tasarrufları artırıcı yönü var, imalata üretime yönelik yönü var. Ama maliyet getirici bir yönü de var.
EN DİKKAT ÇEKENİ ASGARİ ÜCRET
Hükümet önceki seçimlerdeki temel vaatlerine baktığımızda her ile bir havalimanı açılması, demiryolu, TOKİ’nin artırılması, üniversite sayılarının artırılması, otoyolların sayısının artırılması. Ve sağlıkta her ile bölge hastanesi kurulması. Baktığımız zaman seçmen bu vaatlerin gerçekleştiğinigördü. Bu seferki talepler iç piyasayı, talebi canlandırma boyutu var gibi gözüküyor. Bunlardan en çok tartışılan asgari ücret. Şu anda 1000 TL civarında olan asgari ücrette yüzde 30’luk bir artış öngörülüyor. 1300 TL’nin 2 tane yanıvar. Bu çalışanın eline geçecek miktarı ifade ediyor. Sigorta pirimi ve vergiler yönünden artış olacak. İşveren için ortalama olarak 500 TL’lik artışıifade ediyor. Hükümet işveren üzerindeki yükü hafifletecek formül bulmak zorunda.
SANAYİ İÇ PİYASADA ARTAN
TALEBİ İYİ GÖREBİLMELİDİR
Maliyetleri artıracak bir unsur. Sanayi daralma sürecinde.Hizmet sektörü arttığı için sanayinin payı milli gelirde düşüyor. Türkiye’niniç pazarının da küçümsenmeyecek bir Pazar olduğunu söyleyebiliriz. Neredeyse 1trilyon dolarlık pazardan bahsedecek durumdayız. Bu büyük bir hacmi ifadeediyor. Bu ücretlerdeki iyileşmenin iç pazarda canlanmaya yol açabileceğini söylememiz mümkün. Bu sanayinin iç pazarı sürekli destekleyecek ürün sunabilmesiyle alakalı. Tabiki sanayicinin yaşadığı sorun tüm dünya için geçerli.Bir kitap yazılmış. ‘Çin’den 1 ürün almadan 1 yılı nasıl geçirdim’ adı altında yazılmış. Bu sadece Türkiye’ye ait bir problem değil. Küresel ekonominin birsorunu. İş dönüp gelip yapısal reformlarda ne yapıyoruz? Seçmenin gündemini vaatler etkiliyor ama beni de bir sene önce açıklanan yapısal dönüşüm programları heyecanlandırıyor.
GEÇLER, GİRİŞİMCİLER
VE ÇİFTÇİLER
Gençlere, girişimcilere 50 bin TL destek, 100 TL faizsiz kredi verilecek. Bunlar küçük çaplı başarılı iş fikirlerini hayata geçirebilmek için çok önemli. Ama bu desteklerin boyutu itibariyle hizmet sektöründe sınırlı kalacağını söyleyebiliriz. Sanayi sektörü için güçlü bir destek olmadığını söyleyebiliriz. Yem ve gübredeki KDV’nin kaldırılması yönündeki vaat en çokgündeme gelenlerden birisiydi. Yem ve gübredeki KDV’de tarım sektöründeki rekabetçiliği arttırma imkanı olacaktır diye düşünüyorum.
EN ÖNEMLİ VAAT: UMUT
Umut en önemli vaat. Geniş kitlenin olduğu bir ortamda refahdüzeyinin artmasını yönelik talepler de zaman içerisinde birikmiş. Belirgin birşekilde son IMF ile imzaladığımız anlaşma bu hükümet öncesinden itibaren ciddi anlamda kamuda rasyonilazsyon sürecine gittik. Kemerleri de bu anlamda birazcık sıktık. Kamu yatırımlarında öncelikleri belirleyip kemerleri sıktık. Birazcık kemerleri genişletelim.”
