İYİ Kİ VARSIN USTA…

Ah güzel ve garip ülkem… Ahh asil milletim… Meğer ne çok düşmanın varmış. Topraklarında ne çok milletlerin gözü varmış… Tanzimattan bu yana hala bu millete her türlü biçimde düşmanca saldırıyorlar. Hani M. Akif bunlar için demişti ya: “Kimi hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela!” diye… Bu yüzden düşmanların Osmanlının son dönemlerinden beri ensemizde boza pişirilmedik yer kalmadı…

Bu güzel ülkem, geçen asırlarda baharat yolu ve ipek yolu üzerinde kavşak noktası olmasından, son asırda da enerji yolunda koridor ülke olması nedeniyle, her zaman ve her devirde emperyal güçlerin hedefinde oldu…

Bu emperyalizme karşı hak ve adaletin mücadelecisi misyonunu üstlenen bu asil millet, bu mücadeleler sonucunda dünyaya örnek olmuş çok büyük kahramanlar hediye etmiştir.

Nihayet 2000’li yıllarda bu ülkede milletin rekor oyu ile seçilen bir hükümet geldi. Ustamız Tayyip bey gibi bir başbakan geldi başımızda. Kendi bağrından çıkardığı Abdullah GÜL bey gibi bir cumhurbaşkanımız da oldu. İşte bu günlere Atatürk’ün dediği gibi her zaman içimizde ve dışımızda var olan harici ve dahili bedbahtlarla geldik…

Artık emperyal güçlerin ülkeme biçtiği rolü beğenmeyen, kendi milletinin ve devletinin çıkarlarını ve ülküsünü iç ve dış politikasına uygulamayı tercih eden hükümetimiz işbaşında. Hesapları bozulan güçler ise olanca hırs ve düşmanlıkları ile saldırılara devam ediyorlar. O kadar ileri de gittiler ki, bizi bize düşürerek, birbirimize güveni de yok ederek aynı ideal adına mücadele eden kardeşleri paralel düşman haline getirdiler.

Beraber hareket ettikleri güçlerle önce partimizi kapatmayı denediler. Sonra gül gibi bir adam olan Abdullah GÜL’ün cumhurbaşkanı olmasını engellemeye çalıştılar. Baktılar ki bu hükümet, diğer hükümetler gibi her şeyden çok çabuk etkilenmiyor, hemen B ve C planlarına geçerek önce hükümet üyelerinin özel hayatlarına müdahale edip, ses ve görüntü kayıtlarını elde ettiler. Sonra bunları medyaya servis ederek hükümeti kamuoyu önünde yıpratmayı hedeflediler. Daha sonra yerel yönetimin şehirde yapacağı Taksim parkı düzenlemesi kararını malzeme yapıp ülke çapında olaylar çıkarıp, kamuoyunu provake edip, üç-beş vatan evladının öldürülmesini sağlayarak kaos ortamı oluşturmak istediler.

Ama şükür ki, başımızda bu olayların içinde pişmiş Ustamız vardı. Hemen yurtdışı seyahatini kesip, yurda dönüp olaylara gerektiği gibi müdahale ederek işin içyüzünü kamuoyuyla paylaşarak bütün hesapları bozdu.

Bu kez emperyal güçler başka argümanları devreye soktular. Ekonomisi düzlüğe çıkan bu ülke artık evrensel krizlerden etkilenmez oldu. Bundan rahatsız olan malum güçler dolar ve euro spekülatörlerini kullanarak ülkeden döviz çıkarmaya çalıştılar ve çıkardılar da. Böylece ekonomik dengeleri bozmak istediler. Ama ustamızın ve Küheylan Başbakanımızın basireti ve dirayetiyle bu hesaptan da boş döndüler.

Seçimin kapıya dayandığı bu günde gözlerini hırs bürümüş çılgınlar, dökülen kandan medet umarak taşeron örgütleri devreye yine sokmaktalar. Adliye basıp savcıyı ulusal basının gözü önünde hunharca şehit etmekten hiç çekinmiyorlar. Beyinlerini yıkayıp ellerine silah verdikleri zavallılar ile karakollar kurşunlatıyorlar.

Sadece merakımdan soruyorum. Orta yaşlılar iyi bilir. Bugün hükümetimizin başında Sayın Murat Karayalçın, Sayın Mesut Yılmaz, Sayın Tansu Çiller, Sayın Deniz Baykal ya da bugünkü muhalefet parti liderleri Bahçeli ve Kılıçtaroğlu beyler işbaşında olsaydıbu provakasyonlar karşısında bu ülkenin ekonomi ve istikrarının durumu niceolurdu!... Lütfen hafızalarımızı biraz zorlayalım…

Evet Sayın Ustam… Evet Sayın Küheylan Başbakanım… Yine zor bir seçim, zor dönemeç. Bundan önceki seçimlerde olduğu gibi yine başımız seccadelerimizde, yine avuçlarımız semada… Sizlere seher vakitlerinde duaya devam ediyoruz... Allah basiretinizi ve dirayetinizi artırsın… Allah hayırlı kararlar ve hayırlı adaylar seçmenizi nasip etsin. Unutmayın, sessiz çoğunluk yine dualarıyla yine yanı başınızda olacak. Eylem meylem bilmeyen, kendi ve ülke ve milletinin hayrını bekleyen, aziz, kadirşinas, mazlum ve inanmış tüm insanlarımızın dudaklarında yine dua olacaksınız… Allah’a emanet olun!...