HAYDİ BİSMİLLAH

Bitmez tükenmez hırsı neticesinde insanoğlunun yaptığı ettiği işler insanı acaip bir duruma soktu. Dünya da insana bağlı olarak bir o kadar garipleşti. Hırslarının esiri olup, suç işlemenin sınırında duran, hatta suçu bulduğu her fırsatta işlemeye yeltenen, yaptığı davranışlarını bir türlü kontrol edemeyen, maddi ve manevi tatminsiz bir çizgide duran insanoğlunun aç olan bu ruhunu yeryüzünde kim ya da hangi kurum doyurabilir?

İnsanımızı, dünya toplumlarının hep arzuladığı ama yüzyıllardır pek de başaramadığı "güzel insan olma" modeline kim ya da hangi kurum zorlayacaktır? Hangi kurumun bu duruma müdahale etmesi daha uygun olabilecektir? Ya insanoğlu, özgürlük alanları demokratik kültür içinde tanımlanmış olan bu zorlanmadan hoşnut olacak mı?

Bugün görünen o ki, hakim düzen olan demokrasinin içinde, insanın seküler, dünyevi dertlerine  derman olmaya çalışan en uygun kurumlar belediyelerdir. Bu işi yapabilecek en uygun kişiler de, bu kurumların başkanı belediye başkanlarıdır. İşte belediye başkanları, toplumun beklentilerine derman olma yönüyle çok büyük bir sorumluluk yükü altındadırlar.

Belediye başkanlarının, inancımıza göre Fırat kenarında kaybolan koyundan tutun da, yaşadığı tek odalı binaların içinde seküler dünyanın tuzaklarına yenilmiş veya yenilmesine ramak kalmış mutsuz insanlarımıza kadar epey uzun bir görev tanımları vardır.

Geçirdiğimiz 31 Mart yerel seçimleri süresince başkanımız Şükrü bey, uzun bir seçim maratonunda, her katmandan Ispartalı vatandaşımızın dertlerine derman olacağını, çıktığı bu kutlu yolda Reis'ten aldığı ilham ve sorumluluk bilinciyle ile gece gündüz çalışacağını deklare etti.

Nihayet, Şükrü başkanımız seçimi kazandı ve artık yeni belediye başkanımız oldu. Bu saatten sonra artık Şükrü bey şehrimizin emini oldu. Şükrü bey, bu şehrin ve bu şehrin insanlarının güzelleşmesi ve özelleşmesi yolunda yetki ve sorumluluk sahibi.

Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye, bey olduğu günkü söylediği öğütleri sanırım hatırındadır. Biz de bu kutlu yolda Şükrü beye onun hemşerileri olarak bu kutlu hizmete başlaması adına "Haydi Bismillah!" diyoruz.

Artık Şükrü beyin talip olduğu o kutsal vazife elindedir. Merkezi idarenin kendisine verdiği "hizmet yetkisi" elinin altındadır. Hizmetine talip olduğu Ispartalılar ise elinin üstündedir. Şükrü bey, el ve iş arasında gönlünce koşturup duracaktır. Allah mahcup etmesin inşallah.

Şükrü bey bu günden sonra kişilerle uğraşmayacak, olaylara takılıp kalmayarak, bu şehrin işine ve aşına çare olmaya çalışacaktır. Sokaktaki Ispartalının beklentileri olan; öncelikle ITKM'nin bitirilmesi, Otogar'ın tamamlanması, Toplu konut üretilmesi, Trafiğin rahatlaması, Koku ve Atık sorununun çözülmesidir. Vatandaşımız bunların dışında çok fazla bir şey istememektedir.  Şükrü bey, bu sorunlarımızı çözerek, yanına sosyal belediyecilik adına hizmetler de getirirse Ispartalı hemşerilerimiz Şükrü beye ila nihaye müteşekkir olacak ve kendisini hayırla anacaktır. Zaten baki olan bu kubbede hoş bir sada bırakmak değil midir? Benden söylemesi...

İsmail TANIŞMAN