DÜĞÜMÜ KİM ÇÖZECEK ?

Friglerin gerileme dönemlerinde, şehrin bilgeleri kâhinler ülkenin kurtuluşuna çözüm olarak, şehre öküz arabası ile ilk giren kişiyi kral yapmalarını önerirler. Böylece şehre ilk giren talihli meşhur Midas’ın babası Gordios olur ve kral seçilir. Kral, şükran olarak arabasını da tapınağa adak yapar. Halk da tanrılara teşekkür için o arabayı binlerce düğüm ile kutsayarak tapınağa bağlarlar.

Büyük İskender Gordion’u fethedince ülkeye egemenliğini kalıcı kılmak için bu düğümleri çözmeye ve arabayı çıkarmaya çalışır. Aylarca ve günlerce uğraştan sonra düğümleri çözemeyince vazgeçer. Sinirlenir ve kılıcını kaldırdığı gibi düğümleri bir bir doğrar ve efsaneyi tamamlar.

İslamiyetin Asya’daki en büyük mihmandarı ve hizmetkârı olan biz Türkler, başımızı kaldıramayalım diye yaklaşık iki asırdır bu coğrafyada, onlarca hatta yüzlerce düğüm ile imtahan ediliyoruz. Biz Türkler yıllardır sanayileşme, eğitim, sağlık, Müslüman bilincinin yok edilme tehlikesi, alevi-sünni ayrışması, Kürt sorunu, Ermeni sorunu, sağ-sol çatışmaları, DAEŞ tehlikesi, radikal milliyetçilik, enflasyon, Osmanlı mirasının reddi, batılılaşma, kültür ve irfan sorunu gibi yazamadığımız onlarca mesele ile sürekli karşı karşıya bırakıldık.

Bu ülke, işini bilmeyen yöneticilerle ve askeri darbelerle ve koalisyonlarla herşeye rağmen ayakta kalmaya çalıştı. Yenik çıktığımız birinci dünya savaşı ve girmeden perişan olduğumuz ikinci dünya savaşından sonra da hala ayakta kalma mücadelesi veriyoruz.

Onlarca sıkıntılı yıllardan sonra nihayet 2000’li yıllarda bu mazlum ülkede, herşeye rağmen tek başına bir parti iktidara geldi. 13-14 yıllık bir hükümetimiz var. Cumhurbaşkanımız Tayyip bey var. Bilge Başbakanımız Davutoğlu bey var. Son seçimlerden de birinci parti olarak çıkmış bir partimiz var. Ama bu sefer iktidar için yeterli çoğunluk olmadı. Yeni hükümet kuruluncaya kadar daha önceki AK Parti hükümetlerinde olduğu gibi, ülke meselelerini önem sırasına göre halletmeye, tabiri caizse düğümleri çözmeye çalışıyoruz.

Ülkemizin jeopolitik konumundan dolayı karşımızda, Amerika var, Rusya var, Almanya var. Müttefik görünen Avrupalı emperyal dost (!) ülkeler var. DAEŞ var. Suriyeli ESAD var. İran var. Bu coğrafyada emelleri ve idealleri olan Rumlar ve İsrail var. Hepsinden önemlisi, bu saydıklarımızın üst aklı yani gizli oyun kurucu İngilizler var. Yurt içinde bu güçlerin işbirlikçileri muhalifler var. Yani var oğlu var…

Bugün görülüyor ki, AK PARTİ dışında, adı ne ve kim olursa olsun, ortada bulunan ülke meselelerini yani düğümleri çözmek adına, mesela yeni anayasa yapmak, yeni hükümet kurmak, memleketi hükümetsiz bırakmamak, şu nazik dönemde en azından iyi niyet ortaya koymak adına hiç bir şey yapmayıp ipe un seriyorlar. En analitik yani çözümcü duruş biçimini ise beğenmediğimiz solcular yani CHP sergiliyor. Ne MHP’den, ne de HDP’den dişe dokunur bir gayret yok.

CHP’nin de koalisyon için kırmızı çizgileri de ortaya çıkmaya başladı. Eğitimden ekonomiye kadar olmazsa olmaz şartlar. Ohh ne ala. Seçimlerden AKP’nin gerisinde çık. Koalisyon görüşmelerinde kırmızı çizgiler çiz dur.

Beyler her şeyin bir kararı var. Herkesin de bir sabrı var. Davutoğlu beyin bir sabrı var. Muhalefetin de bir sabrı var. Bu cennet ülkede yaşayan, onlarca yıldır gözleri yaşlı insanların da bir sabrı var. Bu memlekette insanca bir yaşam bekleyen 77 milyon insanın da bir sabrı var.

Ülkenin her tarafı düğümlerle doldu. Ama hala bir türlü yeni hükümeti kuramadık. İş çığırından çıkacak noktaya gidiyor. Gündemde; Doğu ve Güneydoğu’da kanton zevzeklikleri, şehit cenazeleri üzerinden iğrenç siyaset yapmalar, ölen onlarca masum genç, memleketin geleceği adına kaybedilen milyarlarca para ve durma noktasına gelen devasa yatırımlar ve dünyanın gözünde hükümet kuramamış zayıf aciz bir ülke profili var.

Artık gönüllerimiz İskenderler, Gordioslar bekler hale geldi. Devlet başkanımız sabrediyor. Diyor ki, en büyük sorumlulukla işler çözülsün, herkes üzerine düşeni yapsın diyor. İskerder gibi kılıcını eline alırsa kimse şaşırmasın. Eğri oturalım ama doğru konuşalım. Bu vatan hepimizin. Birlikle yaşayacaksak, birlikte çözüm bulacağız. İnsaf edelim biraz. Benden söylemesi…

İsmail TANIŞMAN