20 Nisan 2024 Cumartesi

Çocuğunuzun her anını sosyal medyada paylaşmak doğru mu?

Sosyal medyada çocuklarının yediğinden içtiğine her anını paylaşan anne ve babalar dünya çapında yeni bir kelime yarattı: “Sharenting” Çocuklar hakkında ‘çok fazla’ bilgi paylaşmakla bağdaştırılan bu kelime henüz Türkçe’ye girmese de, benzer davranışlar çoktan hayatımıza girdi bile.

Isparta

İtiraf edin! Yeni anne olmuş Y kuşağı kendini sosyal medyada Berkecan’ın annesi diye tanıtmıyor mu artık? Bebeğin ilk adımlarını atmasından okuldaki ilk gününe çocukların hayatıyla ilgili önemli-önemsiz her şeyi paylaşmak git gide artan bir alışkanlık haline geldi. Peki like üstüne like alan bu paylaşımlar sizce göründüğü kadar zararsız mı? Yoksa çocuğa zarar mı veriyor?

Bebeğinizin size göre en tatlı, en özel halini paylaşırken acaba bebeğinizin önümüzdeki 10 yıl boyunca o fotoğrafı internette görmek isteyeceğinden emin misiniz? Michigan Üniverstitesi Pediatri bölümünde araştırma yapan bilim insanı Sarah Clark’ın çalışmalarından çıkardığı yorum şöyle: Çocuklar kendi sosyal medya hesaplarını kullanacak olgunluğa erişene kadar birçoğu aileleri tarafından yaratılan dijital kimlikleri çoktan üzerine geçirmiş oluyor. Bir düşünün, sizden önce sizin Facebook profilinizi başkası oluşturuyor.  Nasıl hissederdiniz? Sizce bu adil mi?

Belki de bebeğiniz, büyüdüğünde sizin onun adına paylaştığınız, onun özel anlarını okul arkadaşlarının, sevgilisinin ya da patronunun görmesini istemeyecek.

Michigan Üniversitesi’nde, 0-4 yaş arası çocuk sahibi ailelerle yapılan bir anketin sonuçlarını paylaşıyorum: Ailelerden yüzde 28’i çocuklarının nasıl uyuduğunu, yüzde 26’sı nasıl yemek yediklerini paylaşıyor. Yüzde 19’u da diğer ailelerle çocukları nasıl disipline edeceklerine dair fikir alışverişi yapıyor.

SOSYAL MEDYADA PAYLAŞTIĞINIZ FOTOĞRAFLAR GÜVENDE Mİ?

Bir de işin güvenlik boyutu var tabi. Aileler çocuklarının her anını ve aile hayatını paylaşırken fotoğrafı paylaştıkları yer, zaman gibi detaylar da ifşa oluyor. Bu da gerçek hayatta çocuğu risk altında bırakacak bir faktör. ABD’de ailelerin yüzde 68’i bu fotoğrafları paylaşırken bir yandan başkalarının fotoğrafları paylaşıp, kaydedeceği konusunda endişeleniyor.

AİLE ÇOCUĞUN GİZLİLİĞİNİ KORUMAK ZORUNDA

Uzman Psikolog Vesile Çetin Kazak, ailelerin sosyal medya kullanımı ile ilgili oluşabilecek sıkıntıları şöyle dile getirdi:

“Çocuk küçük olduğu için sürecin farkında olmuyorlar. Bu noktada ailenin çocuğun gizliliğini korumak gibi sorumlukları var. Ben, sosyal medyada çocuklarının her anını paylaşan ailelerin çocuk ihmali yaptığını düşünüyorum. Bu durum istismara kadar gidebilir. Pedofilik emelleri olan kişiler çocukların fotoğraflarını bu amaçla kullanabilir. Anne baba istemeden de olsa buna yol açmış olur. Hiç mi paylaşmamalıyız diye sorarsanız tabi ki de çocuklarıyla geçirdikleri anları paylaşabilirler ama kontrollü ve güvenliği sağlamış şekilde paylaşmalılar. Facebook’ta gizlilik ayarları var. Orada sadece arkadaşlarını, güvendikleri kişileri seçerek bu fotoğrafları paylaşmaları çocukların güvenliği için çok daha doğru bir yol olur.

ERGENLİK DÖNEMİNDE SIKINTI BAŞLIYOR

Çocuk küçükken durumu çok net anlayamıyor ama ergenlik dönemine girince bedenin mahrem olduğunu güçlü şekilde hissediyor. Onun izni olmadan paylaşılan eski fotoğraflarının arkadaşları tarafından görülmesi kendini değersiz hissetmesine ve arkadaşları arasında küçük düştüğünü düşünmesine neden olabilir.

Ayrıca çevreye kızmanın ötesinde ailesine kızabilir. Ergenin en temel problemi birey olmaktır. Ailesiyle çatışma yaşayabilir çünkü ondan izinsiz fotoğraflarının paylaşılmış olmasını mahremiyet alanına bir saldırı olarak görür. Nasıl çocuklar küçükken, ona mahrem alanlarına kimsenin dokunmaması gerektiğini öğretiyorsak, ebeveynin de çocuğun mahremiyet alanını koruması en önemli görevlerindendir.   

YORUM EKLE

Güvenlik Kodu

DİĞER HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR