Öncelik şahsi çıkar mı, dava mı?

Çocuk yaşlarımda babamdan öğrendim siyaseti. Rahmetli tam bir Süleyman Demirel hayranıydı. Neden Demirel'i tutuyorsun diye sorduğumda 'Memleketimizin adamı. Ecevit komünist' der başka da bir yorum getiremezdi. Adnan Menderes'i anlatırdı. Kısacası sağcı bir adamdı ve ömrünün sonuna kadar sağ partiden başkasına rey vermedi.

Şimdi siyasette dengeler su terazisi gibi. İnsanlar nerede menfaat oraya doğru akıyor. Davaymış, lidere bağlılıkmış hepsi fasa fiso olmuş.

Bir bakıyorsunuz adam en ön saflarda bir de bakıyorsunuz karşı cephede. Dün sövdüğüne bugün methiyeler yağdırıyor. 'Ne oldu da bu tarafa geçtin?' diye sorunca ağzı dolu dolu hakaretler yağdırıyor dünkü partisine.

Çarşamba günü Yalvaç'taydım. Bazı görüşmelerim oldu. Karşılaştığım manzara karşısında hayretler içerisinde kaldım.

Adaylar destek toplamak için gezerken, seçmenlerde menfaatlerinin derdine düşmüşler. Teşkilatlarda görevi bulunanlar kasap dükkanı önündeki kediler gibi İl Genel Meclisi mi olur, belediye meclisi mi olur birinden bir koltuk kapabilir miyiz derdine düşmüşler.

Daha 2 ay öncesi aday adaylığı başvuru süreci başladığında herkesin tek derdi vardı. Seçimi kazanmak. Ne olursa olsun bu kez ipi göğüslemekti.

Adaylar netleşti artık saha çalışması başladı lakin aday bırakın kararsızları ikna edip partisine dolayısyla kendisine destek bulmayı parti rozeti yakasında olan kendi partililerinin baskısından etrafını göremez hale gelmiş.

'Beni meclis üyesi yazmazlarsa valla billa giderim.' 'Abi ben enayi miyim falanca meclise girecek ben öyle bakacağım. Falanca aday gel seni ilk beşe yazayım diyor. Baktım olmuyor oraya gideceğim.' 'Bak başkan falancayı listeye almışsın onu silersen sana destek veririz.' 'Bizde şu kadar oy var filancayı listeye yazarsan desteğimiz sana.'

Tamam güzel kardeşim seni listeye alsınlar da sen o listeye girince 'Ben bu memlekete nasıl faydalı olabilirim? Bu yönetime nasıl katkı sağlayabilirim?' bunları etüd ettin mi? Hani memleketi kalkındıracaktınız. Hani Ankara'dan hizmet yağdırmak için belediyeye parti bayrağını dikecektiniz. Ne oldu? Dava da yalan, memleket sevdası da yalan oldu. Egolarımız ağır bastı.

Kimse bu saatten sonra çıkıp 'Falanca milletvekili bizim kaderimizle oynuyor, Yalvaç'ın bir adım ileri gitmesini istemiyor' diye terane okumasın. Size kötülük yapan biri varsa o da sizsiniz.

6 BİN KOLİ HAZIR

AK Parti'de liste krizi almış başını giderken herşeyin farkında olan MHP adayı ve belediye başkanı Halil Hilmi Tütüncü çoktan stratejisini belirlemiş. Ramazan ayında dar gelirli vatandaşlara ! dağıtılmak üzere 6 bin gıda kolisi ihalesine çıktığı söyleniyor. Yine gelen fısıltılara göre her eve 1 koli gittiği zaman garanti 4 bin oy.

Olsun be 1 dönem daha dişimizi sıkarız. Zaten toplu konutlar için hafriyat alınmaya başladı belki bu sefer yapar. Muslukların ağzına da tülbent bağlarız çamuru tutar. Başkan zaten kimsenin etlisine sütlüsüne karışmıyor. Personel memnun, esnaf memnun. Oluversin bir sefercik daha. Şimdilik düşünce bu yönde ilerliyor.

Dedik ya dava da yalan, irade de yalan. Tek gerçek var. O da şahsi menfaat.