01 Mayıs 2024 Çarşamba

Ne diksem, ne diksem?

Isparta 'Kaymakkapı Meydanı' hizmetlerin görülen yüzü, başkanlarımızın vazgeçilmez adresi. Belediye orada bulunan meydanı ve oteli her türlü etkinliğinde tıka-basa kullanmakta. Belediye ilan panosu (kayan yazı) da oradadır. Başkanlarımız her türlü duyuruyu oradan yapar. Hem de etiketleri 'yüksek mimar' ile birlikte.

Isparta

Her belediye başkanının “diksem diksem ne diksem” telaşına girdiği tek adres bu meydan. Aybatılı döneminden Süleyman Demirel heykeli, Balamandan  yadigar  saat kulesi gözler önünde duruyor...  Günaydın da “hani bana hani bana” demiş ikisi arasına olanca görkemiyle gül anıtı konduruverdi.

 

Tamam sayın başkanlarım, yaptığınız hizmetlerin görsel bölümünü halkın gözüne gözüne sokmak istiyor olabilirsiniz.  Isparta'nın en işlek  kavşağı, birçok yayanın karşıdan karşıya geçmekte zorlandığı yolun ortasına devasa gül anıtı kondurmanın amacı ne olabilir ki? Hiçbir görsel bütünlüğü olmayan bu demir yığını, şehrin ortasında, adeta evde nereye konulacağını bilinememiş ayak altında dolanan fazlalık eşyalar gibi durmakta. Anıtın arka tarafı/cephesi ise tam bir rezalet.  Yükselen binalar, reklam levhaları, şehir merkezinin ortasına konuşlandırılan satıcılar, yürümekte zorlanan insanlar, tüm bu keşmekeşliğin içinde bir gül anıtımız eksikti o da oldu, tam oldu. Estetikten, kent planlamasından uzak, göz yormaktan, kalabalıktan başka bir işe yaramayan  bu anıtın yüksek mimar (!) bir belediye başkanı döneminde yapılmış olması ise tam bir hayal kırıklığı.

 

Sayın yüksek mimar Günaydın başkanım mimar gözüyle yaptığını beğenmiş midir bilemiyorum. Onun gibi “yüksek mimar” olan Merve KUYU ise “tam bir fiyasko” olarak nitelendiriyor. Ancak anıt ne Isparta'ya ne de yüksek mimar bir başkana  yakışmamaktadır. Amaç Eyfel kulesi gibi şehre bir anıt kazandırmaksa, dağın fare doğurduğu, lafı geliyor aklıma.

YORUM EKLE

Güvenlik Kodu

DİĞER HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR