Güle Güle, Bay Bay Kemal…!

Olağanüstü kongreler partisi, ana muhalefet partimiz CHP’de bir olağanüstü kongre daha yapıldı. Aslında Olağan kongre iki sene sonra imiş. Adaylarımız Kılıçdaroğlu ve onun grup başkanı Özgür Özel. Yani hizmet içi rekabet. Evet, yanlış değil, partideki görevi hala grup başkanı. Kılıçdaroğlu’nun eski kurmayı, bizzat Kılıçdaroğlu’nun arkasını dönüp savaşabileceği, kendi seçtiği isim. Ama Özgür bey kongrede Kılıçdaroğlu karşısında yenilikçilerin adayı olarak çıktı. Kongre divan başkanı da, yenilikçilerin ilk isyan bayrağını açan, ama aldığı geridönüşler nedeniyle belediye başkanlığına fit olan İBB başkanı İmamoğlu. Bir cumartesi akşamım ve gecem kongre yüzünden hayretler içinde geçti. Allah’tan ertesi gün pazardı da hepsini seyredebildim. Tıpkı macera filmi gibi idi. İzlerken bazan sıkılmadım desem yalan olmaz.

İlk tur tamamlandığında saat gece yarısı olmuştu. Kongreye şaşaalı bir girişle gelen Kılıçdaroğlu beklentilerin aksine, kendi belirlediği delege oylarıyla sadece 14 oyla Özel’in gerisinde kaldı. Ama salt çoğunluk oluşmayınca salon Özgür bey adına tezahürattan yıkılıyordu. Kılıçdaroğlu aradaki ondört farkı ve geçersiz yirmi kadar oyu kulisteki odasında kurmayları ile değerlendirip, mahalle baskısıyla ikinci tura katılmaya karar verdi.

İkinci tur başladığında kongreyi canlı yayınlayan KRT, TV 100, Sözcü, Halk TV ve Fox TV kanallarının hemen hemen hepsinde konuşmacılar “ağır adam ol, tarihe geç, bak ilk turda fark yedin, çekil artık…” gibi tavsiyelerini dillendirdiler. Bir de eski CHP’li vekil ve gazeteci Barış YARKADAŞ Özgür bey seçilirse mesleği bırakırım deyip Şaban SEVİNÇ’le iddiaya da girdiler ya. Gecenin sonunda Barış bey mecburen renkten renge girmek zorunda kaldı. Kılıçdaroğlu çekilecek çekilmeyecek derken ikinci tura saat iki buçukta başlandı. Saat üçte işlem tamamlandı. 14 fark çıktı 250 farka. Gandi Kemal, Reisin dediği gibi oldu Bay Bay Kemal…

Kongre salonu sahnesi hınca hınç dolu. Ortada ne divan ne kurul kaldı. Ve nihayet zoomcu İBB başkanımız o kalabalığa rağmen sahneye gelebildi. Kendini bu ülkeyi yönetmeye namzet gören İBB başkanı yalvarsa da, yakarsa da, ses tonunu yükseltse de, asayişi bir türlü sağlayamadı ve coşkulu kalabalığı sahneden indirmeyi beceremedi. Divan başkanı olarak oradakilerin hiç birine sözünü dinletemedi.

Neyse uzatmayalım İmamoğlu bey, güç bela Özgür beyin seçimi kazandığını duyurabildi. Sandalyesini Özgür beyin ayağının altına vererek ona zafer konuşması yapmasını sağladı. Kendisi de bir sandalyeye çıkarak kameralar önünde yeni veliahtı Özgür beyle kendisini siyaseten eşitledi.

İmamoğlu bey, Özgür beyin konuşması esnasında salona gururla bakışlar atarken, kongreyi kazanan Özgür beyin elini havaya kaldırması ile bu işin kendisinden menkul olduğunu dosta düşmana gösterme inceliğini başardı. Böylece İmamoğlu kamera önünde sarılma kucaklaşma modasına Meral hanımdan sonra Özgür beyi de eklemiş oldu.

Özgür beyin zafer konuşması heyecanlı ve hamaset doluydu. Herkese teşekkür etti ama iki sene sonraki olağan kongrede İmamoğlu ve kendisi hakkında gelceğe dair ipuçları vermekten kaçındı. Değişimcilerle yola devam edeceği ama Kılıçdaroğ’lu ekibiyle de küsmeyeceğini hissettirdi. Türkiye Özgürleşecek sloganı ile de hayli göz doldurdu.

Pazar günü Parti Meclisi ve MYK gibi kurullar oluştu. Isparta’dan bizi ilgilendiren tek şey ise çiçeği burnunda vekilimiz Yalım Halıcı beyin de CHP parti meclisinde yer almasıydı. Demek ki, Özgür bey Isparta’ya gelmeden önce dersine iyi çalışmış ve vekil ve il delegasyonunu kendi tarafına çekmeyi başarmış. CHP ailesi adına hayırlı ve uğurlu olsun…

CHP’de ilk defa genel başkanın girdiği bir kongrede yenildiğine şahit olunuyormuş. Altan Öymen ve Ecevit dönemlerinde de benzer durumlar yaşanmış ama böyle bir genel başkan yenilgisi ilk defa olmuş. Benim bildiğim Kılıçdaroğlu bey bunu pek problem yapmaz. Zaten on üç yıldır Cumhurbaşkanımız Tayyip beye karşı da kaybedip duruyordu. Ha bir eksik ha bir fazla, ne farkeder. Aylardır “çekil, git torunlarını sev” diyen Bolu belediye başkanımız Tanju Özcan’ın zaten dilinde tüy bitmişti.

Şimdi akıllara gelen soru şu. Yerel seçimlerde Kılıçdaroğlu ile yollarını ayırma çizgisine gelen ve bunu sıklıkla deklare eden İYİ Parti ve diğer küçük ortaklarla Özgür bey nasıl bir yol haritası çizecek acaba? Kılıçdaroğlu kongredeki konuşmasında “cumhurbaşkanlığı seçimini bana, masadan kalkanlar ve masaya tekrar dönenler kaybettirdi”, sırtımdan hançerlendim, diyerek kapılarını İyi Partiye kapattığını belirtmişti. Şimdi acaba o kapılar yeniden mi açılacak?

Bunun yanında İyi Parti içindeki muhaliflerin “her daim CHP’nin dümen suyuna girdik ve hep CHP kazandı biz seyrettik” serzenişlerine nasıl çare bulunacak? 39 vekil hediye edilen partiler tekrar bir araya gelip de yerel seçimlerde yeniden ittifak kurabilecekler ve yüz otuz belediye kazanmayı başarabilecekler mi? Buna Özgür beyin, daha doğrusu CHP kongresinin kesin kazananı İmamoğlu’nun gücü yetecek mi?

Özgür beyi, hareketli duruşu ve hararetli konuşmaları ile beğendim diyebilirim. Özgür bey için müstakbel seçimler iki açıdan önemli. Bir, acaba İmamoğlu beyin boyunduruğunda nasıl bir profil çizecek? İki, seçimleri kaybedip Kılıçdaroğlu gibi “daha durun hele, bir oldu” deyince, kendi aleyhine düzenlenecek zoom toplantılarını hangi psikoloji ile nasıl karşılayacak? Sonuçta nihayet CHP kongresi ülkeye ve millete hayırlı olur inşallah. En azından bizim dileğimiz bu… Kalın sağlıcakla…

İsmail TANIŞMAN