Hem de birkaç gün önce Ispartada oluşan suların kaç mislisi kadar. Ama o Kızılırmak afetlerden önce gerekli tedbirler alındığı için kendi yatağında ve mecrasında akıyor. Önüne barajlar ve setler çekildiği için kimseyi rahatsız etmiyor ve baskınlara ve sellere sebebiyet vermiyor. Bu nedenle can ve mal kaybı da yaşanmıyor.
Bizler ise geçmişte yaşadığımız Sütçüler ve Senirkent afetlerinden ders almamakta kararlıyız gibi. Belediye başkanımız Gök Kubbe ve Etnografya müzesi yapmakla meşgul. Hep göz boyama ve makyaj işleri. Kendisine baskınları ve selleri sorarsanız, binbir türlü mazeret. DSİ şöyle imiş, Karayolları böyle imiş, Valilik öyle imiş Hep şikayet etmekle, çevresine sataşmakla ve mazeret üretmekle meşgul Günaydın başkanım.
Bir de saf saf anlatmaz mı bu şikâyetlerini basının önünde, insan hayretler içinde kalıyor. Rahmetli büyük sanatçıya saygısızlık yapmayalım ama, Kemal SUNALvari doğal saf rolünü başarıyla oynuyor. Ama artık vatandaşımız çok şükür o kadar saf değil.
Sayın başkanım, eleştirdiğin o insanlarla 3-5 gün sonra bir protokolde, bir toplantıda beraber olmayacak mısın? Ortalığı günü kurtarmak için bu kadar germek niye? Eğer amacın üzüm yemekse ve şehir için bir şeyler yapmak, gerekli tedbirleri almaksa, bu kurumları gide/gele aşındırır ve ortak çalışmalar yaparsın.
Yarım saatlik afetlerde şehri kalıcı asfaltları ile ayakta tutmaya çalışmak iş değil. Hayır da, şer de Allahtan. Amenna. Benim eleştirim, yapmış olduğun asfalt ve altyapıya önce yüz yıl, sonra altmış yıl, daha sonra kalıcı diyerek kendince bu şehrin insanlarının gece rahat uyumalarını sağladın. Ama ne acı ki yarım saatlik yağmurla beraber her türlü makyaj bir anda silindi. Benim vatandaşım yine acı kaderi ile başbaşa kaldı. Siz de gelen suçlamaları görünce verecek cevap bulamadın ve ben yarına kadar dersimi çalışayım basın toplantısında gerekli cevapları veririm diyerek kaçıverdin.
Sayın başkan, büyük lokma yut, büyük konuşma. Kamuoyu gördü ki, siz egonuzu tatmin için yapmış olduğun faaliyetleri o kadar abartarak kamuoyuna pazarlıyorsun ama ne yazık ki, hiç biri tutmadı/tutmuyor. Acaba yağmur 20 dakika değil de üç saat yağsa idi Ispartamız ne olurdu? 1999da yağan kar gibi kışın bir buçuk metre kar yağsa asfaltımız hangi şekle girerdi? Senin halin ne olurdu o zaman?
Ben derim ki, konuşmadan önce kamuoyunun gözünde zorda kalacağın şeyleri söyleyerek mahcup olmaktansa konuşacaklarını tekrar tekrar iyice bir düşün. Benden söylemesi
İsmail TANIŞMANBelediye Meclis Üyesi
