Kasım 2013’de Yalvaç’ta Pakize Arısoy adındaki yaşlı kadını dolandırıcılık yaparak kolundaki 4 adet bileziği alarak kayıplara karışan ancak güvenlik kameralarına yakalanarak kısa sürede polis tarafından yakalanan şahısların yargılamaları tamamlandı.
Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz yargılanan Vedat Sürget (40), Süleyman Karakuş (55) ve Şahin Bal (47) ileilgili karar belli oldu. Mahkeme Heyeti sanıklara zararı olaydan sona karşıladıkları için az ceza verdi. Süleyman Karakuş’un olaya karışmadığı için beraat ettiği davada Vedat Sürget ve Şahin Bal dini duyguları istismar ederek dolandırıcılık yapma suçundan 1 yıl 24 gün hapis cezası ve 480’er TL para cezasına çarptırıldı.
Başka bir suçtan Ümraniye E tipi Cezaevinde tutuklu bulunan sanıklardan Şahin Bal’ın Segbis ile katıldığı duruşmaya diğer 2 sanık ve olayın mağduru Pakize Arısoy katılmadılar.
NEOLMUŞTU?
Olay tarihinde Yalvaç'ta semt pazarında alışveriş yapan Pakize Arısoy'u takip eden 3 kişi bir süre sonra yanına yaklaşarak sohbet etti. Arısoy'a, hacca gitmek isteyen ancak bir türlü gidemeyen yaşlılar için dua okuduklarını söyleyen şüpheliler, "Teyze sana da dua okuyalım. Hacca, umreye gidersin"dedi. Söylenenlere inanan Pakize Arısoy, tanımadığı bu kişilerle birlikte Uluyol Caddesi'ne gitti. Çevrede kimsenin olmadığını gören şüpheliler, bir apartmana girerek Pakize Arısoy için dua okumaya başlarken, "Teyze dua okumak için altın lazım' diyerek kolundaki bilezikleri aldı. 2 şüpheli kısa süre sonra aldıkları bileziklerle apartmandan kaçarken, diğer şüpheli dua okumaya devam etti.
Duanın ardından arkadaşlarını çağırma bahanesiyle dışarı çıkan diğer şüpheli de kayıplara karıştı. Uzun süre şüphelilerin dönmesini bekleyen Pakize Arısoy, dolandırıldığını anlayarak polise başvurdu.
"KEFEN PARAMDI"
Şikayetçi olan Pakize Arısoy, bileziklerinin bulunması için polisten yardım istedi. Şüphelilerle pazarda tanıştığını anlatan Pakize Arısoy,olayı şöyle anlatmıştı:
"Pazarda yanıma 3 kişi geldi, oğlum Mustafa'yı sordular. Biraz konuştuktan sonra hacca gitmek isteyen ancak gidemeyenler için dua okuduklarını söylediler. Ardından, 'Mahallenizde oturan Şerife teyze içinde dua okuduk, yemek verdik. O umreye gitti' dediler. Benim için de dua okumalarını istedim. Bana 'Dua için altın lazım' dediler. Bileziklerimi çıkarıpverdim. Sonra 'Bunları bir poşete koyalım' deyip sırayla dışarı çıktılar. Sonolarak yanımda kalan kişi de çıkıp gitti. Gelmeyince yoldan geçenlere sordum.Dolandırıldığımı o zaman anladım."
Nurettin Arkan /Yalvaç
